Halkbank tarafından hesapları dondurulan, binlerce öğretim üyesi ile öğrencinin mağdur olduğu süreç ile ilgili bu kez İstanbul Şehir Üniversitesi'nde çalışan akademisyenlerden bir açıklama geldi: Üniversitenin son bir aydır banka hesaplarına el konularak akademik hayata tehdit oluşturan ve idari yargı tasarrufuyla devam eden sürece, kısacası üniversitemizin maruz kaldığı haksızlığa itiraz ediyoruz.
İstanbul Şehir Üniversitesi ile Halkbank arasında krize dönüşen binlerce öğretim üyesi ile öğrenci için mağduriyete dönüşen 'kredi davası' ve 'üniversitenin tüm malvarlıklarına Halkbank tarafından tedbir konulması'nın ardından İstanbul Şehir Üniversitesi'nde çalışan akademisyenler de bir açıklama yaparak yaşananlara isyan etti.
"HAKSIZLIĞA İTİRAZ EDİYORUZ"
Aralarında Abdulhamit Kırmızı, Ergun Özbudun, Ferhat Kentel, Gökhan Çetinsaya, Manuel Knoll, Mehmet Boynukalın, Mesut Yeğen, Serap Yazıcı, Peyami Çelikcan, Hasan Kösebalaban ve Kahraman Şakul'un da bulunduğu İstanbul Şehir Üniversitesi akademisyenleri, üniversitenin içine düştüğü mali duruma itiraz ettiklerini dile getirdi.
Açıklamada "Üniversitenin son bir aydır banka hesaplarına el konularak akademik hayata tehdit oluşturan ve idari yargı tasarrufuyla devam eden sürece, kısacası, üniversitemizin maruz kaldığı haksızlığa itiraz ediyoruz" denildi.
"HEPİMİZ BİR BÜTÜNÜZ..."
Üniversitenin öğretim elemanlarının son 10 yıldır “özgür düşünce, bilimsel derinlik, sosyal ve kültürel açıdan dinamik kampüs yaşamı ile örnek ve gerçek bir ‘üniversite’ oluşturma çabasında” olduğunun belirtildiği açıklamada "Biz, ŞEHİR öğretim elemanları, tüm çalışanlarımız ve öğrencilerimizle bir bütünüz. Öğrencilerimiz üniversitedeki varlığımızın birincil anlamıdır. Bu genç insanlara ve onların şahsiyetine herhangi bir hiyerarşik ilişki kurmaksızın, saygıyla yaklaşmayı ilke edindik. Sadece ezberletmek ve not aldırmakla uğraşmıyoruz; ‘derdimiz’, var olan kalıpların ötesinde düşünebilmelerini sağlamak ve onların donanımlı gençler olarak hayata hazırlamak" ifadeleri yer aldı.
"SÜREÇTEN TEK TEK ZARAR GÖRMEKTEYİZ"
"Kimseyi dışarıda bırakmayan ŞEHİR, HEPİMİZİN ortak ideali ve mekanıdır" denilen açıklama şöyle devam etti:
"Biz tek tek şahıslar olarak söz konusu süreçten kuşkusuz zarar görmekteyiz. Daha büyük zararı, ŞEHİR'de okumayı 'tercih etmiş' öğrencilerimiz yaşamakta. Ancak öyle görünüyor ki, en büyük zararı Türkiye’deki bilim ideali, üniversite fikri, yüksek eğitim kurumları ve toplum hayatının kendisi yaşayacak. Her kesimin, irade sahibi herkesin bu meseleye sorumlulukla yaklaşmasını bekliyoruz."