Türkiye-İsrail normalleşme sürecinde son aşamaya gelindi. İsrail’le beyaz sayfa ‘dost çoğaltmak’ ilkesi ile açıklanıyor. Peki, Ankara çıkarları için Filistin’i feda mı ediyor? Değişen bölgesel dengelere göre yakınlaşmayı savunan da var, “anlaşmayalım” diyen de...
[Karar]
SAMİ BAYRAKTAR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde, ‘One Minute’ çıkışı ile krize giren Ankara-Tel Aviv ilişkileri, İsrail’in uluslararası sularda Mavi Marmara gemisine yaptığı baskınla koptu. İsrail’in Gazze’ye insani yardım götüren filoya düzenlediği saldırıda, 9 Türk vatandaşı hayatını kaybetti. Türkiye’nin normalleşme için ileri sürdüğü üç şarttan ilki olan özür, Mart 2013’te İsrail Başbakanı Netanyahu’nun resmi açıklamasıyla karşılandı. İkinci şart olan Mavi Marmara şehitlerinin ailelerine tazminat ödenmesinde de anlaşıldığı belirtiliyor. Geriye Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılması kaldı.
SÜREÇ NE DURUMDA?
Alınan bilgilere göre, Türkiye, Gazze’ye sanayi tesisleri, hastane, okul, camiler, elektrik santrali ve su arıtma tesisi gibi yatırımlar yapacak. Gazze’yi 10 yıldır açık hava hapishanesine çeviren ablukanın ne ölçüde ve hangi şartlarda kaldırılacağına dair görüşmeler ise sürüyor. İsrail Başbakanı Netanyahu, 1 Haziran’da, çok yakında anlaşmaya varılacağını açıkladı. Anlaşmanın Türkiye ile ilişkileri on yıl önceki durumuna döndürmeyeceğini belirten Netanyahu, “Normalleşme, her iki ülkenin uzun ve ortak bölgesel çıkarlar listesinde yer alan konularda ilerleme kaydetmesine yardımcı olacaktır” ifadesini kullandı.
NORMALLEŞMEYİ TEL AVİV İSTİYOR
Peki, Türkiye ve İsrail’i normalleşmeye sevk eden ortak bölgesel çıkarlar neler? İsrail’in Türkiye’ye, Türkiye’nin İsrail’e neden ihtiyacı var?
Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Nurşin Güney, normalleşmeyi öncelikle İsrail’in istediğini belirtiyor. Türkiye’nin yaklaşımını ise son dönemde sıkça dile getirilen ‘dost çoğaltmak düşman azaltmak’ ilkesi ile özetliyor: “Ortadoğu’da değişen koşullar ve istikrarsızlık ortamı, Türkiye için en mantıklı yolun hasım sayısını azaltmak olduğunu gösterdi. İsrail açısından bakıldığında bölgede İran’ın artan etkisi söz konusu. Ama Türkiye-İsrail yakınlaşmasını İran’a ya da başka ülkelere karşı ittifak olarak okumamak lazım. Türkiye ilişkililerini çeşitlendirirken bunların başka ülkelere karşı olduğu izlenimi verilmemeli. Bunu ABD ile Rusya bile zaman zaman yapıyor.”
GAZZE NEFES ALACAK
‘İsrail’in Türkiye’ye neden ihtiyacı var’ sorusunun bir cevabı da Akdeniz’in derin sularında gizli. İsrail’in Doğu Akdeniz’de bulduğu zengin doğalgaz rezervini Avrupa’ya ulaştırmak için Türkiye’den başka yolu yok. Proje hayata geçerse Türkiye de enerji kaynaklarını çeşitlendirip Rusya ve İran’a bağımlılığı azaltma imkanı elde edecek. Bu noktada akla şu soru geliyor: Türkiye stratejik ve ekonomik çıkarları için Filistin’i feda mı ediyor? Prof. Güney, normalleşmeye karşı çıkanların ileri sürdüğü bu argümana itiraz ediyor: “Ben tam tersini düşünüyorum. Türkiye bir zamanlar İsrail ile Filistin arasında arabuluculuk yapan bir ülkeydi? Aynı pozisyona geri dönerse Filistin’in haklarını savunmada daha güçlü konuma gelebilir. Gazze şu anda açık hava hapishanesi gibi. Normalleşmeyle birlikte Filistinliler nefes alacak. Her durumda Mavi Marmara öncesi şartlardan daha iyi olacak.”
FİLİSTİN GÜÇLENİR
İsrail-Türkiye yakınlaşmasına Filistinliler ne diyor? Gazzeli Siyaset Bilimci Dr. Nizar Hirbavi, normalleşmenin uluslarası siyasetin ve değişen güç dengelerinin doğal bir sonucu olduğunu belirtiyor. Normalleşmenin Filistin’e zarar değil, fayda vereceğini ifade eden Hirbavi, “Türkiye’nin dış siyaseti ne kadar güçlü olursa Filistin de o kadar güçlü olur. Türkiye ne kadar zayıflarsa Filistin de o kadar zayıflar. Güçlü bir Türkiye, uluslararası alandaki etkinliğini Filistin için kullanır. Filistin halkının Türkiye’den korkusu yok. Kendisini yalnız bırakmayacağından emin" diyor.
ANLAŞMA OLURSA...
Dr. Hirbavi, İsrail ile anlaşmanın Mavi Marmara şehitlerine saygısızlık olacağı eleştirilerine katılmıyor. Mavi Marmara’nın Filistin davasına çok büyük hizmet ettiğini kaydeden Hirbavi, gelinen noktayı şu sözlerle özetliyor: “Normalleşmeyi İsrail istiyor. Anlaşma olursa İsrail, Türkiye’nin şartlarını kabul etmiş demektir. Şartları kabul ediyorsa Türkiye’nin hayır demesi için ne sebep olabilir? Gazze’de yemek yok, su yok, elektrik yok, hastane yok, ilaç yok, çocukların sütü yok... Hiçbir şey yok. Ama normalleşme sağlanırsa bunlar olacak.”
ABLUKANIN TAMAMEN KALKMASI GEREK
İsrail ile normalleşme süreci devam ederken gözler bir taraftan da Mavi Marmara şehitlerinin ailelerinde. Şehit Furkan Doğan’ın babası, eski AK Parti Milletvekili Prof. Ahmet Doğan, önceliklerinin Gazze ablukasının tam olarak kalkması olduğunu söylüyor:
“Normalleşme devletlerin hukukunu ilgilendirir. Devletten bizim gibi duygusal olmasını bekleyemeyiz. Bizim birinci şartımız, ablukanın tam olarak kalkması. Tazminat ve diğer konular sonra gelir. Ablukayı bütünüyle kaldırmayan bir anlaşma, Mavi Marmara şehitlerinin şehit olma amaçlarına hizmet etmez.”
İSRAİL SÖZÜNÜ TUTMAZ
Ortadoğu uzmanı, gazeteci Ahmet Varol, Mavi Marmara’nın yolcuları arasındaydı. Gazze ile sürekli irtibat halinde olduğunu belirten Varol, ‘Gazzeliler’in beklentisi ablukanın hiçbir şart ve sınırlama olmadan kalkması’ diyor. Varol, ablukanın tamamen kalkması şartından taviz vermesi halinde Türkiye’nin Filistin ve İslam dünyası nezdinde imajının çok olumsuz etkileneceği görüşünde. Mavi Marmara yolcularından gazeteci Mustafa Özcan ise, İsrail’in anlaşmalara uyma konusundaki kötü siciline dikkat çekiyor. İsrail’de aşırı sağcı Avidor Liebarman’ın Savunma Bakanı olarak hükümete girdiğini hatırlatan Özcan’a göre, normalleşme için imzalar atılsa bile İsrail anlaşmaya uymaz ve Gazze’de hiçbir şey değişmez.