ABD Başkanı Trump’ın ‘Müslüman yasağı’ devam ederken, tepkiler İslam dünyasının dışından geliyor. ABD’de Müslümanlarla dayanışma eylemleri yapılıyor, AB, Trump’ın politikalarını ‘varoluşsal tehdit’ olarak tanımlıyor. İslam ülkelerinde ise Endonezya dışında resmi açıklama yok.
ABD’nin yeni Başkanı Donald Trump’ın, yedi Müslüman ülkenin vatandaşlarına yönelik iltica ve vize yasağı uygulamasının ardından başlayan kaos sürüyor. ABD İç güvenlik Bakanlığı tarafından hazırlanan, Reuters haber ajansının ele geçirdiği bir rapora göre, kararnamenin imzalandığı cuma gününden bu yana kararın etkilediği ülkelerin vatandaşı olan 348 kişinin ABD’ye giden uçaklara binmesi engellendi. 200’den fazla kişi ise ABD’ye uçakla gitti ancak burada gözaltına alındı. ABD’deki havalimanlarında toplam 735 kişi sorgulandı, bunlardan 394’ünün, ABD’de oturma iznine sahip olduğu belirlendi. Karara tepkilerinse İslam ülkelerinden çok Batı dünyasından gelmesi dikkat çekiyor. ABD’nin dört bir yanında Müslümanlarla dayanışma ve yasağı protesto etme amacıyla gösteriler düzenleniyor. Eylemlere bazı bölgelerde Hristiyan ve Yahudiler de destek veriyor. Boston kentindeki bir kilisede, Müslümanlara destem amacıyla ezan okundu. Alabama’da ise Yahudi ve Müslüman din adamları eylemlere beraber katıldı. Avrupa Birliği (AB) de karara yüksek sesle tepki gösterenler arasında.
Konuya ilişkin son açıklama, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk’tan geldi. AB liderlerine bölünmeye karşı uyarı mektubu gönderen Tusk, birliği tehdit eden tehlikeleri, Trump, Çin, Rusya ve terör örgütleri olarak sıraladı. ABD Başkanını sert bir dille eleştiren Tusk, Trump’ın Avrupa için varoluşsal bir tehdit olduğunu söyledi, “Washington’daki değişim, AB’yi zor durumda bırakıyor; yeni yönetim, Amerikan dış politikasının son 70 yılını sorgular gibi görünüyor” ifadesini kullandı. Önceki gün de AB Dış Politika Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini göçmenlere sahip çıkmaya devam edeceklerini söylemişti. Almanya Başbakanı Angela Merkel ise Trump’a mültecilerin haklarını düzenleyen Cenevre Antlaşması’nı hatırlatmıştı. İslam ülkelerinin bu konudaki sessizliği ise dikkat çekiyor. Trump’ın seyahat yasağı kararnamesini resmi açıklamayla eleştiren tek ülke Endonezya oldu. Ülkenin Dışişleri Bakanlığı, kararı ‘üzüntü verici’ olarak niteledi. Mısır Cumhurbaşkanı Anbdülfettah Sisi ise haftaiçi yaptığı açıklamada Trump’ın, ülkesinin İsrail Büyükelçiliği’ni Kudüs’e taşıma yönündeki açıklamalarını eleştirdi, ancak seyahat yasağı kararnamesine değinmedi. İslam İşbirliği Teşkilatı da kararnameyi bir açıklamayla kınadı. Ancak bunların dışında İslam ülkelerinden resmi bir kınama gelmedi.ABD Başkanı Trump, geçen cuma imzaladığı başkanlık kararnamesiyle Irak, Suriye, İran, Libya, Sudan, Somali ve Yemen vatandaşlarına vize verilmesini üç aylığına durdurmuştu. Tüm mülteci kabul işlemleri dört aylığına durdurulmuş, Suriye’deki savaştan kaçan göçmenlerin ABD’ye girişleri ise ‘ikinci bir emre kadar’ askıya alınmıştı.
BEŞ YAŞINDA ÇOCUĞA KELEPÇEYE BEYAZ SARAY’DAN PİŞKİN SAVUNMA
ABD Başkanı Trump’ın ‘Müslüman yasağı’ uygulamasının bir mağduru da İran kökenli beş yaşındaki ABD vatandaşı bir çocuk oldu. Ailesiyle birlikte ABD’ye giriş yapmasına izin verilmeyen 5 yaşındaki çocuk başkent Washington’daki Dulles Havalimanı’nda tam 5 saat kelepçeli tutuldu. Geçtiğimiz cumartesi günü Dulles Havalimanı’nda gerçekleşen olayı Demokrat senatör Chris Van Hollend gündeme getirdi. Senatör Chris Van Hollend, 5 yaşındaki çocuğun Maryland doğumlu olduğunu ve annesinin İranlı olduğunu söyledi.
Beş yaşındaki çocuk, beş saat kelepçeyle alıkondu.
ABD vatandaşı olduğu belirtilen İran kökenli 5 yaşında ki çocuk ailesiyle birlikte havalimanında bekletildi. 5 saat boyunca kelepçeli tutulan minik yavru, serbest kaldıktan sonra annesi tarafından sakinleştirildi. Washington’daki Dulles Havalimanı’ndaki olayla ilgili soruyu cevaplayan ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray sözcüsü Sean Spicer, 5 yaşındaki çocuğun ABD için tehdit oluşturduğu için kelepçelendiğini söyledi. “Yaş ve cinsiyetinden dolayı birinin tehdit oluşturmayacağını varsaymak yanıltıcı ve yanlış” diyen Beyaz Saray sözcüsü Spicer, “Birinin, sınırlarımızı aşarak, bize zarar verebileceği zamanı bilmiyoruz. Başkan bu an üzerinde beklemek istemiyor. Tüm olanaklarını kullanarak, mümkün olan en kısa zamanda ülkeyi korumayı ve güvenli hale getirmeyi amaçlıyor” şeklinde konuştu.
‘UYGULAMAM’ DEDİ HAİN İLAN EDİLDİ
ABD Başkanı Donald Trump, nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman olan 7 ülkenin vatandaşlarına kapıları kapatan kararnameyi uygulamayacağını açıklayan Adalet Bakanı Vekili Sally Yates’i görevden aldı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Trump’ın, Adalet Bakanlığına vekalet eden Yates’i görevden aldığı bildirilerek, “Adalet Bakanı Vekili Sally Yates Birleşik Devletler vatandaşlarını korumaya yönelik tasarlanmış yasal bir kararnameyi uygulamayı reddederek Adalet Bakanlığına ihanet etmiştir. Bu kararnamenin yasallığı Adalet Bakanlığı Hukuk Müşavirliği tarafından onaylanmıştır” ifadelerine yer verildi. Açıklamada, Yates’in eski Başkan Barack Obama’nın atadığı bir yetkili olduğu öne sürüldü. Açıklamada, Yates’in yerine Virginia Doğu Bölge Savcısı Dana Boente’nin atandığı ifade edildi.
NEFRET SUÇLARINDA PATLAMA
ABD’de Donald Trump’ın 8 Kasım’da başkan seçilmesinden sonra özellikle Müslüman ve göçmen karşıtı nefret suçlarında büyük artış görüldü. FBI raporuna göre ülkede 2015’te 5 bin 818 nefret suçu işlenmişken bir hukuk merkezinin kayıtlarına göre bu rakam 8 Kasım’dan sonraki yaklaşık bir ayda bin 94 oldu. Bu tür suçlardaki artışın seçimden sonraki birkaç gün içinde ivme kazanması dikkati çekti.
ABD’deki nefret suçlarını günlük olarak kaydeden Güney Yoksulluk Hukuk Merkezinin (SPLC) yayımladığı 9 Kasım ile 12 Aralık arasını değerlendiren araştırmada, ABD’de toplam bin 94 nefret suçu işlendiği aktarıldı. Neredeyse her eyalette nefret suçlarının görüldüğü kaydedilen raporda, göçmen ve Müslüman karşıtı nefret suçlarının sayısının 427 olduğu belirtildi. ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) nefret suçlarıyla ilgili son raporunda, 2015’te ülke genelinde 5 bin 818 nefret suçu işlendiği kaydedilmişti. FBI raporunda, din temelli nefret suçlarının bunların yüzde 19,7’sini oluşturduğu ifade edilmişti.
