Irak’ta bir günde toprağını yüzde 40 büyüten Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Kerkük'ü 13 saatte Irak Ordusu’na çatışmasız teslim etti. Bu olay, Iraklı Kürtler için tarihinin en büyük hezimeti, travması olarak kayıtlara geçti.
Baadra, Xaneqin, Mendelin, Kifri... Türkiye’de ilk duyduğumuzda belki hiçbir anlam ifade etmeyen bu yer isimleri, 50 yıldır Iraklı Kürtlerin büyük bir hayalini anlatıyor. Haritada bu isimleri İran- Irak sınırı boyunca yerleştirdiğinizde güneye yani açık denize iniyorsunuz. Iraklı Araplarla yüzlerce yıldır birbirinden ayrı bölgelerde, yani Kuzey Irak’ta yaşayan Kürtler için bu harita büyük bir hayaldir. Kimine göre pankürdist olan bu hayali, Kürtler için gerçekleştirilebilir kılan ise ikinci Körfez Savaşı’ndan sonra Kerkük’ün ABD desteğinde Kürtlerin kontrolüne geçmesiydi.
TOPRAĞINI 1 GÜNDE YÜZDE 40 BÜYÜTTÜ
Kerkük sonradan kabul edilen Irak Anayasası’na göre tartışmalı bölgeydi. Bunda petrolün etkisi büyüktü ancak kenti yöneten Kürt bir vali ve Arapların da olduğu Kürt ağırlıklı bir Meclis’ti. Irak’ta DEAŞ ortaya çıktıktan sonra Iraklı Kürtler ABD ve uluslararası koalisyon desteğinde sadece Kerkük değil, Sincar’dan (Şengal) Telafer’e, Xaneqin’den Baadra sınırına uzanan bölgede topraklarını bir günde yüzde 40 oranında büyüttü. KDP lideri Mesud Barzani, Kerkük’ün de dahil olduğu bir referandum yaptığında muhtemel uzun vadeli hedefi sadece Kerkük kent merkezi değildi. Kerkük’ün güneyinde Mendelin’e kadar olan bölgeyi de Kürdistan’a dahil edeceğini düşünüyordu. Bu, babası Molla Mustafa Barzani’nin de hayaliydi.
Gazete Habertürk'ten Zülfikar Ali Aydın'ın haberine göre Iraklı Kürtlerin öne çıkan tüm siyasi liderleri, uzun yıllar Kerkük üzerinde hak talep etti ve Kürtleri motive etme aracı olarak kullandı. Buna uygun sloganlar da ürettiler. Muhafazakâr demokrat Kürtlerin lideri Mesud Barzani, babasından kalan “Kerkük Kürdistan’ın kalbidir” sloganını tercih edip “Bu şehir Kürtlerindir” dedi. Seküler Kürtlerin lideri olarak önce Molla Mustafa Barzani, sonra da oğlu Mesud Barzani ile uzun yıllar çatışan Celal Talabani ise “Kerkük Kürtlerin Kudüs’üdür” diyordu. 25 Eylül 2017’deki bağımsızlık referandumunda Kerkük’te sandıklardan yüzde 90’ın üzerinde bağımsızlığa “Evet” çıkmıştı. Aynı Kerkük neredeyse 13 yıldır fiilen yönetildiği Kürtler tarafından 13 saatte Irak Ordusu’na çatışmasız teslim edildi. Süleymaniye merkezli Talabani yanlısı peşmergeler Kerkük’ü terk etti. Barzani yanlısı peşmergeler de peşi sıra şehirden çıktı. Kentin teslim edilmesine ciddi bir tepki gösterilmedi. Iraklı Kürtler için tarihin en büyük travması ve hezimeti olarak kayda geçen bu olaydan geriye, şehri terk eden silahlı peşmerge konvoylarının önüne atlayıp “Yapmayın gitmeyin, bu onursuzluktur” diyen Kürtlerin görüntüleri kaldı.
IRAK ORDUSU’NDAKİ KÜRT MÜ İŞGAL ETTİ
Referandum sonrası başında Haydar el-İbadi’nin olduğu İran destekli Bağdat hükümeti, Kerkük dahil, tartışmalı bölgelerin teslim edilmesini istedi. Buna ilk tepki gösteren Irak Ordusu içindeki “Altın Kuvvetler” adı verilen özel birliğin de başındaki Kürt komutan Fazıl Celil el Berwari oldu. Berwari, “Kuvvetlerimle Kürt halkının safına geçerim” dedi. Berwari’nin mesajı Barzani yanlısı internet sitelerinde yayınlandı. Siirt’ten Irak’a uzanan sınır hatındaki Berwari aşiretinin de mensubu olan Berwari’yi Irak Ordusu içinde görevlendiren Mesud Barzani’ydi. Irak Anayasası’na göre ülke federaldi ve buna göre Kürtler de Irak Ordusu içinde 2003’ten beri görev yapıyordu. Telafer’in DEAŞ’tan alınmasında, Irak Ordusu’nun Musul’u aldığı operasyonda ‘Altın Kuvvetler’inin önünde o vardı. Berwari, Irak Ordusu Kürtlerin elindeki Kerkük’ü almaya geldiğinde açıklamalarının aksine saf değiştirmedi. İddiaya göre Berwari halen Irak Ordusu içindeki görevine devam ediyor.
2003’ten bu yana peşmerge güçleri Şii-Sünni çatışmasının olduğu bölgelerde, Bağdat çevresinde özel görevlere çağrılıyordu. Yani Kürtler ile Araplar aynı sistem içinde askerlikte, bürokraside ve hükümette birlikte görev alıyorlardı.
PKK, KERKÜK VE MAHMUR’DA
Kerkük, Irak ordusu ve Haşdi Şabi’ye geçtikten sonra önceki gece 4 Kürt mahallesinde bir tür ayaklanma yaşandı. Haşdi Şabi’nin Kürt bölgesinin bayraklarını yakması ve kenti terk eden Kürtlerin evlerini talan ettiği iddiası, şehirde kalan Kürtleri sokağa döktü. İbadi hükümeti, Haşdi Şabi’yi kentten çıkardı ama isyan başlayınca bir grup peşmerge de zırhlı araçlarla kente girdi. Şehirde tansiyon yüksek, her an yeni bir çatışmanın fitilinin ateşlenebileceği belirtiliyor.
Kerkük’e DEAŞ saldırısı başladığı dönemde, 3 yıl önce PKK’dan silahlı gruplar kente yerleşmişti. Peşmerge kenti terk etti, ancak PKK’lı grup halen şehirde. PKK’lıların Kürt mahalleleri çevresinde oldukları belirtiliyor. 2003’teki savaştan önce Irak yönetiminde olan Mahmur Kampı’nda da PKK varlığı devam ediyor. Mahmur kasabasının hemen yakınındaki BM kampı olarak görünen ama PKK etkisindeki 13 bin sivilin yaşadığı kamp da silahlı PKK’lıların koruması altında bulunuyor.