Belediye iştirakleri hakkında konuşan İBB Başkanı İmamoğlu "Bütçenin üçte ikisi neredeyse şirketlerin üzerinde ve şirketlerle ilgili şu anda anlaşılmaz bir direnç yaşanıyor. Örnek vereyim, 'Biz istifa ettik' diye helallik isteyen genel sekreter ve genel sekreter yardımcıları toplam 10 kişi, İBB'nin en önemli 10 iştirakinin yönetim kurulu başkanı. Bu nasıl istifa?, atayamıyoruz " dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP'li İstanbul ilçe belediye başkanları ve CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyeleriyle Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nu ziyaret etti. Kılıçdaroğlu ile yaptıkları toplantı öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlayan İmamoğlu, Anıtkabir ziyaretine ilişkin soru üzerine, çok mutlu olduğunu, kurumsal bir ziyaret yaptıklarını söyledi.
İmamoğlu, ziyarete İstanbul'un tüm ilçe belediye başkanlarını ve belediye meclis üyelerini davet ettiklerini belirterek, katılabilenlerle Anıtkabir'i ziyaret ettiklerini, Ata'nın huzurunda bu ülkeye, millete olan borçlarını en iyi şekilde ödeyebilmek, görevlerine layık olmak adına ellerinden geleni yapmak için söz verdiklerini dile getirdi. İmamoğlu, "Çok gururluyum, güzel bir cuma günü yaşıyoruz Ankara'da." diye konuştu.
"TÜRKİYE'MİZ İLGİNÇ BİR DEMOKRASİ SINAVI VERDİ"
Anıtkabir defterini ikinci kez imzaladığı ifade edilerek, duygularının sorulması üzerine İmamoğlu, şöyle konuştu:
"Çok rastlanır bir durum değil, iki mazbata, iki seçim, bazılarına göre 'İki mazbata eşittir 10 yıl' bile diyen var. Tabii işin esprisi bir yana bunları yaşamak istemezdik. Türkiye'miz ilginç bir demokrasi sınavı verdi. Bu demokrasi sınavı her şeye rağmen Türkiye'mize büyük bir mesaj vermiştir. Bundan sonra hakimiyetin millete ait olduğunu ve bunun kayıtsız şartsız olduğunu 23 Haziran'da tescillemiştir. O bakımdan 'Hiç kimse milletin iradesini yok saymaya kalkmasın' demiştir. Tabii gönül isterdi ki bu olmasın, Ata'mızın huzuruna çok gelmek isteriz o ayrı ama vesilesi bu olmasın inşallah."
"6 TEMMUZ'DA TALEBİMİZİ YENİLEDİK"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşme konusunda resmi bir talepte bulunup bulunmadığı, buna bir cevap verilip verilmediği sorusuna karşılık İmamoğlu, seçimi kazandığı gece bu diyaloğu kurma isteğini beyan ettiğini anımsattı. İmamoğlu, "6 Temmuz'da telefonla kendilerine, makamlarına talebimizi yineledik, 2 gün sonra da yazılı bir talep gönderdik. Hatta bugün de Ankara'da olacağımızı sadece bilgi olarak yazdık ama müsait oldukları zaman diliminde konuşup, İstanbul'un brifingini kendilerine aktarmamızı, mevcut durumu kendilerine aktarma isteğimizi ilettik, haber bekliyoruz." dedi.
İmamoğlu, belediye iştirakleriyle ilgili gelinen son noktanın sorulması üzerine de şunları söyledi: "Belediyemizde açıkçası bir el freni gibi bir süreç yaşanıyor. Bürokraside de bu tarz konular önümüze geliyor. Bazı memuriyeti olan insanların kurumlarla ilgili geçiş süreçlerinde yaptığımız taleplerin geri dönüşünün gecikmesi, bütün bunlar aslında hoş değil çünkü biz bir an önce görevimize tam motivasyonla eksiksiz başlama çabası içerisindeyiz. Bakın şu unutulmamalı, İstanbul'da şöyle de bir durum var, bütçenin üçte ikisi neredeyse şirketlerin üzerinde ve şirketlerle ilgili şu anda anlaşılmaz bir direnç yaşanıyor. Örnek vereyim, 'Biz istifa ettik' diye helallik isteyen genel sekreter ve genel sekreter yardımcıları, toplam 10 kişi şu anda İstanbul Büyükşehir Belediyesinin en önemli 10 iştirakinin yönetim kurulu başkanı. Bu nasıl istifa?"
"BİZ ORAYA YÖNETİM ATAMIYORUZ"
Bu milletin kendilerinden "23 Haziran'da seni seçtim, benim malımı, paramı korudun mu, iyi kullandın mı?" diye hesap soracağını ifade eden İmamoğlu, "Bana soracak ama biz oraya yönetim atayamıyoruz. Genel kurul çağrısı için noter tebliğleri yapıyoruz maksimum süreler kullanılıyor. O zaman diliminde ne olacağını henüz kestiremiyoruz. Ağustos'un sonuna dönük tarihler veriliyor. Dolayısıyla ben o 10 şahsa ve diğerlerine diyorum ki, bakın milletin malının üstüne oturdunuz. 6 aydır, 31 Mart'ta seçim oldu bakın, bu tartışmalar yüzünden bence hakları olmayan maaşları alıyorlar. Çıkartırız onun da bedellerini. Hakları olmayan maaşları aldıkları gibi ne şekilde yönettiklerine dair bilgi sahibi değiliz." diye konuştu.
"BU GÖRÜLÜR ŞEY DEĞİL"
İmamoğlu, millete ait 60 milyar liraya varan İstanbul konsolide bütçesinin 40 milyara yakınını yöneten kişilerin şu anda kendi ekipleri olmadığını belirterek, şu değerlendirmede bulundu:
"Dolayısıyla biz bir an önce görevlerinden istifa etmelerini, bizim ona göre genel kurulları yapmamızı ve bir an önce vatandaşa hesap vereceğimizi, 5 yılın başlangıç gününden itibaren bizim irademizin o yönetimlere yansımasını istiyoruz. Bu görülür bir şey değil. Söylüyorum, bunu söylemeye de devam edeceğim. Yarınlarda tek tek anlatacağım. Çünkü ben milletimize şeffaf şekilde İstanbul Büyükşehir Belediyesinde ne olup biteceğini 5 yıl boyunca anlatacağıma söz vermiştim. Lütfen milletin, millete ait paraların, malın üzerine oturmuş gibi davranmayın. Ne bir siyasi partiye ait, ne bir kişiye ait, ne bir gruba ait... Millete ait şirketlerden, iştiraklerden bahsediyoruz. Bir an önce gereğini yapmalarını buradan duyuruyorum. Biz de takip ediyoruz, yasal süreçleri her şeyi takip ediyoruz. Sonralarında kendilerini pişman olacakları, yüzlerinin kızaracakları, başlarını öne eğecekleri duruma düşürmesinler."
"HOŞ BİR DURUM DEĞİL"
İstanbul'daki belediye meclisinin 2 gün toplanmasıyla ilgili tartışmaların Meclise yansımasının sorulması üzerine İmamoğlu, "Çok cahilce yorumlar olduğunu okudum. Hoş bir durum da değil. Çünkü ne söylediğimizi takip etmeden, bilmeden siyasi alan tabii genel kurula taşıyıp orada prim yapma arzusu da olabilir bazı arkadaşların." ifadesini kullandı.
"2 gün yapacağız" demediğini, "2 gün yeterlidir, yetmezse 3 olur." dediğini aktaran İmamoğlu, "Yani 5 gün yapacağız. Böyle bir şey yok. Meclis toplanır, gündemi bitmişse bitmiştir. Bazen 1 günde de bitebilir. Ne oldu bakın, bu ay 2 günde bitti. Ne yapalım şimdi illa 5 gün orada mı oturalım. Böyle bir şey yok. O bakımdan bizim işleyişimizi takip etsinler ama kalkıp da Meclis Genel Kuruluna anlamlı konuları taşısınlar. Mesela bu iştirakleri taşısınlar. Yani o milletin malının üstüne niye oturuyorlar, ona baksınlar. Diğer lüzumsuz konularla çok ilgilenmesinler. TBMM'nin daha önemli işleri var." dedi.
"8 AYDIR HAK EDİŞLERİNİ ALAMAYAN TAŞIMACILAR VAR"
İmamoğlu, "Maliye payının erken ödenmesiyle ilgili nasıl bir süreç işleyecek?" sorusu üzerine de "Türkiye tarihinde olmuş bir şey değil." ifadesini kullandı. Kim olursa olsun, göreve geldikten sonra kurumun bütçesine göre, bütçe disiplinine göre önceliklere göre ödemeleri yaparak süreci yönetmek isteyeceğini anlatan İmamoğlu, "Örneğin İstanbul halkını taşıyan, 8 aydır hak edişlerini alamayan taşımacılar var, halk otobüsleri var. Bunlara doğru dürüst ödeme yapılmadan kime dağıttınız bu parayı? Biz biliyoruz, tespitlerimizi de yaptık biz paylaşacağız bunu. Sadece o değil, kamulaştırma bedeliyle beraber 1,7 milyar lira. Yani haziran sonunda biz gelip bunu dağıtmamız gerekirken seçime sadece 7-8 gün kala gelip bu kadar acele kime dağıtıldı bu para ve ne için?" diye sordu.
Göreve geldiklerinde belediyenin kasasında 6 milyon lira olduğunu, bunun maaşların bile yüzde 2-3'üne denk geldiğini belirten İmamoğlu, "Bu kadar düşük oranda bir parayı kasada bulmanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Neydi o acele anlamış değiliz ama süreci takip ediyoruz. Çok ahlak dışı bir süreç yaşattılar." dedi.
İmamoğlu, belediye meclisi toplantılarının canlı yayınlanmasına yönelik soruya karşılık da bunun muazzam olduğunu, İstanbul'un dünyaya demokrasi örneği yaşattığını söyledi. İstanbul'u konuştuklarını, dolayısıyla sadece meclisle de kalmayıp, encümen, komisyonlar, ihale süreçleri, hatta çalışmaların bir çoğunun naklen yayınlanacağını dile getiren İmamoğlu, böyle bir teknoloji varken demokrasi adına bunu son noktasına kadar kullanacaklarını kaydetti.
Bu yolla yöneticilerin daha dikkatli olacağını, kul hakkına daha titiz davranacağını belirten İmamoğlu, daha mutlu, daha eşitlikçi bir Türkiye'nin ortaya çıkacağını ifade etti.
Zaman zaman bir günde 1,5-2 milyon izleyiciye ulaştıklarını aktaran İmamoğlu, "Umut ediyorum, sayısı artsın, İstanbullularla iç içe süreci yönetelim. Hani diyorlar ya Mecliste çoğunluk o parti, bu parti. Bırakın kardeşim çoğunluk sokakta, milyonlar orada, işte o milyonların çoğunluk olduğunu hissederek herkes halkı temsil eden özgür iradesiyle orada bulunmanın gereğini yapacak. Bunu oluşturmak adına naklen yayın, bir devrim gibi bir şey aslında." değerlendirmesinde bulundu.
ANKARA/AA