Suriye’nin kaderini belirleyecek İdlib operasyonu için 20 bin Türk askeri sınırda. İdlib’e girmeden önce HTŞ’nin yollarda mayınlama yapmış olması ihtimaline karşın alternatif yollar açılması için ağır iş makinalarının bölgede çalıştığı belirtiliyor.
HİLAL ÖZTÜRK / İSTANBUL
Suriye iç savaşının kaderini belirleyecek İdlib operasyonu için eller tetikte. Türkiye ve Rusya’nın liderliğinde düzenlenen Astana Zirvesi’nde alınan kararlar kapsamında bölgeye kısa süre içinde büyük bir operasyon yapılması bekleniyor. Birkaç gün içinde başlayacağı belirtilen İdlib operasyonu için 20 bin askerin sınırda olduğu öğrenildi. KARAR’ın bölge kaynaklarından aldığı bilgilere göre, İdlib operasyonu öncesi El Kaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) mayınlama yapabilme ihtimali nedeniyle operasyonlarda bilinen yollar yerine ilk aşamada alternatif yollar açıldığı öğrenildi. Operasyon planlarının gizli tutulduğu belirtilirken, İdlib’e bir kaç noktadan girileceği değerlendiriliyor. Operasyonun anlık olarak belirlenen nokta hedeflerle ilerleyeceği çünkü HTŞ’nin çatışma starejisine göre hareket edileceği belirtildi. HTŞ’nin İdlib’teki kontrolü muhalif gruplara devretmesi için hem Türkiye hem de bölgedeki muhalif grupların yoğun çabaları sonuç vermedi. HTŞ İdlib’teki kontrolünden vazgeçmedi. Bu noktada ABD veya Rusya’nın olası bir askeri operasyonunun bölgede ağır sivil can kayıplarına ve Türkiye’ye yönelik yoğun göç dalgasına neden olacağı değerlendirildi. Türkiye’nin muhaliflerin bölgede kalması ve güvenliklerinin sağlanması koşuluyla sadece HTŞ tehtidini ortadan kaldırmayı amaçlayan bir operasyona evet dediği belirtildi. Astana görüşmelerinde Rusya ve Türkiye’nin bu kapsamda bir anlaşma yaptığı bildirildi.
TEZKERE TBMM'DE
Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin 1 yıl daha uzatılmasına ilişkin Başbakanlık Tezkeresi, AK Parti grubunun 213 imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Irak ve Suriye’ye sınır ötesi operasyon konusundaki Başbakanlık Tezkeresi’nde, Türkiye’nin, Irak’ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiği belirtilerek, “Diğer taraftan, Irak’ta PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır” ifadesine yer verildi. Tezkerede, “Bütün bu gelişmeler çerçevesinde; terör ile Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozmaya ve sahada gayrimeşru oldu bittiler oluşturmaya yönelik, milli güvenliğimize tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklarımız doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması, milli güvenliğimiz açısından hayati önem arz etmektedir” denildi.
