Gezi Parkı olaylarını organize ettikleri iddiasıyla yargılanan ve AİHM’nin hükmüne rağmen tahliye edilmeyen Osman Kavala’nın da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkında verilen beraat kararı kamuoyu vicdanında olumlu karşılık buldu. Ancak cezaevinden tahliyesi beklenen Kavala hakkında bu sefer başka bir davadan gözaltı kararı çıkarılması yargının işleyişi konusunda soru işaretleri doğurdu.
HÜSEYİN İSTEMİL
Gezi Parkı eylemlerini organize ettiği iddiasıyla hakkında dava açılan 16 kişinin İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın karar duruşması Silivri’de görüldü. Mahkeme, Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Mine Özerden, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman, Hakan Altınay ve Yiğit Ali Ekmekçi’nin beraatine karar verdi. Yurt dışında bulunan sanıklar hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasına hükmeden mahkeme heyeti, 9 sanığın beraatine, yurt dışındaki sanıklar Ayşe Pınar Alabora, Can Dündar, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Germiyanoğlu, Mehmet Ali Alabora, İnanç Ekmekçi ve Gökçe Yılmaz’ın ise dosyasının tefrik edilmesine karar verdi. Beraat kararının ardından duruşma salonunda sevinç çığlıkları yükseldi.
AİHM’E RAĞMEN TAHLİYE EDİLMİYORDU
Son aşamaya gelen davada, savcılık mütalaasını vermiş ve Osman Kavala, Yiğit Aksakoğlu ile Mücella Yapıcı’nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasını, diğer sanıklara 15-20 yıl arasında hapis cezası verilmesini talep etmişti. Davanın tek tutuklu sanığı olan ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) tahliyesini talep ettiği Osman Kavala, kararın üstünden üç aydan uzun süre geçmesine rağmen cezaevinde tutulmaya devam ediliyordu. 16 sanığın eylemleri örgütleyip finanse etmekle suçlandığı iddianamede, Gezi Parkı eylemleri darbe kalkışması olarak tanımlanıyor.
SİYASİ DEĞİL TARAFSIZ BAKIN
Mahkeme heyeti Kavala’dan savcılık mütalaasına karşı savunmasını istedi. Kavala, AİHM kararına ve AYM’ye yaptığı ve oy çokluğuyla reddedilen başvurusunda AYM Başkanı Zühtü Arslan’ın muhalefet şerhine atıf yaparak şu ifadeleri kullandı: “AİHM kararında, ‘suç sayılan faaliyetlerin yokluğunda hükümeti devirmeye teşebbüs suçunu işlediği yönünde makul şüphe oluşturmak mümkün değildir’ diyordu. AİHM kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakacak delillerin nesnel olması gerektiğini belirtti. Olaylara, tarafsız bir gözlemci gözüyle bakmaya davet ediyorum.”
FİİL YOK, FAİL YOK, DELİL YOK
Kavala’nın ardından hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Mücella Yapıcı, mütalaaya karşı savunmasını yaptı: “Kısa konuşacağım çünkü aceleniz var gibi duruyor. Gezi toplumun yüz akıdır. Hayatını kaybeden 8 çocuğun ve ailelerinin saygıyla önlerinde eğiliyorum” dedi. Çiğdem Mater ise “Hakkımda hiçbir tanık beyanı, suç unsuru yok. Taleplerimizin dinlememesine, akıl sağlığı yerinden olmayan birinin gizli olarak dinlenmesine, bir katilin mağdur olarak davaya katılmasına tanık olduk” ifadesini kullandı. Mine Özerden de “Fiil yok, fail yok, delil yok” dedi.
İLK DAVADA BERAAT ÇIKMIŞTI
Daha önce Mart 2014’te 26 kişi hakkında ‘örgüt kurmak ve yönetmek’ suçlamasıyla dava açılmış ancak İstanbul 33. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından Nisan 2015’te tüm sanıkların beraatına karar verilmişti. Mart 2019’da ikinci iddianamenin kabul edilmesiyle Gezi davası yeniden açılmış oldu. Türkiye’yi rahatlatan bu karar sonrası İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca, Kavala hakkında 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında ‘Anayasal düzeni bozmaya teşebbüs’ suçundan gözaltı kararı verdi. Ayrıca savcılık 9 sanığın beraat kararına yönelik itiraz için mahkemeye süre, tutum dilekçesi verdi.
SORUŞTURMAYI BAŞLATAN ‘FETÖ FİRARİSİ
Gezi eylemlerine ilişkin soruşturmaları başlatan dönemin yetkili savcısı Muammer Akkaş 17-25 Aralık süreci sonrası ‘FETÖ soruşturmaları’ ile görevden alındıktan sonra şimdi firari durumda. İkinci iddianamede yer alan delillerin de neredeyse tamamı Akkaş’ın toplattırdıklarından oluşuyor. İkinci soruşturma, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası 100’den fazla ismi içeren bir dosyayla İstanbul Başsavcılığı’nın incelemesi ile başlatıldı. > 82 isim hakkında ayrı bir soruşturma yürütülmeye devam ediliyor. İddianame, 15 Temmuz darbe girişimi ile Gezi eylemlerini de ilişkilendiriliyor ve Gezi ile 17-25 Aralık soruşturmalarında sonuç alınamadığı için 15 Temmuz’un gerçekleştirildiği ileri sürülüyor.
SAVCI 47 BİN 520 YIL HAPİS CEZASI İSTİYORDU
2013 yılındaki Gezi Parkı protestolarıyla ilgili olarak soruşturma açılmıştı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Ali Kahveci, soruşturma sonucu 16 kişi hakkında iddianame hazırladı. Davanın tek tutuklu sanığı olan Anadolu Kültür A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala 840 gündür tutukluydu. 16 Kasım 2018’de gözaltına alındıktan sonra tutuklanan Bernard van Leer Vakfı Türkiye Temsilcisi Yiğit Aksakoğlu, 221 gün sonra tahliye edilmişti. 657 sayfalık iddianame 4 Mart 2019’da İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İlk duruşma 24 Haziran 2019’da Silivri’de görüldü. İddianamede Gezi Parkı protestoları ‘bir darbe kalkışması’ olarak tanımlandı. 16 sanık temelde, ‘protestoları örgütlemek ve finanse etmekle’ suçlandı. Sanıklara yöneltilen suçlamalar arasında ‘hükümeti yıkmak’ da yer aldı. Davada 16 sanığın ayrı ayrı 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapisleri isteniyordu. Sanıklar için istenen toplam ceza 47 bin 520 yılı buluyordu.
DURUŞMA ÖNCESİ DAVUTOĞLU DAVASINDAN ÇEKİLDİ
Gezi Parkı davasında mağdur sıfatıyla yer alan eski başbakanlardan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, duruşmaya saatler kala davadan çekildi. Gelecek Partisi ve Hukuk işlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Sefer Üstün’ün açıklamasına göre Davutoğlu, “PKK, FETÖ, DAEŞ terör örgütleriyle bağlantılı dosyalar ile Pelikan gibi illegal organize yapıların işlemiş oldukları kamusal suçlar haricindeki” davalardan çekildi. Üstün, “Davutoğlu, Gezi Parkı davasından çekildi, kendi inisiyatifinde olan kısımda artık yok” dedi.
AVRUPA: TÜRKİYE'DEN GELEN EN GÜZEL HABER
Gezi Parkı eylemlerine ilişkin davada tüm sanıkların beraatine, tek tutuklu sanık Osman Kavala’nın tahliyesine karar verilmesi dünyada geniş yankı buldu. Birçok haber kuruluşu haberi son dakika olarak duyurdu. Çok sayıda Avrupalı siyasetçi ve akademisyen de kararı “Uzun süredir Türkiye’den gelen en iyi haber” olarak değerlendirdi. İsveç’in eski başbakanı ve Avrupa Dış İlişkiler Konseyi’nin eş başkanı Carl Bildt Twitter hesabından “Bugün Türkiye’den iyi haberler geldi. Zamanı çoktan gelmişti.” Eski Türkiye raportörü Kati Piri “Türkiye’den uzun zamandır gelen en iyi haber! Osman Kavala aklandı ve yargıç tahliyesine karar verdi.”
Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, “Bütün gezi sanıkları beraat etti. Türkiye’den (nihayet) iyi bir haber. Bu tür kararlar bir şekilde normale dönüldüğünün bir işaretidir. Normale dönmek de bazı konularda eleştiriye açık olmayı gerektirir. Bu da demokrasi açısından sağlıklıdır.” ABD Ankara Büyükelçiliği: “Osman Kavala ve diğer sivil toplum aktivistleri hakkındaki davayı yakından takip ettik. Beraat ve tahliye kararını memnuniyetle karşılıyoruz.”