Mesleki depresyon olarak da nitelendirilen "tükenmişlik sendromu"nun depresyondan farklı olduğunu vurgulayan Psikolog Filiz Şükrü Gürbüz, tükenmişlik sendromunun “hayır” demekte güçlük çeken kişilerde daha fazla görüldüğüne dikkat çekti.
Depresyon belirtilerinin benzerini mesleki anlamda daha fazla görülmesi olarak nitelendirilen tükenmişlik sendromuna değinen Beykent Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Filiz Şükrü Gürbüz, yoğun stres ortamının ve beklentinin fazla olduğu bir meslek hayatı içerisinde bulunmanın tükenmişlik sendromuna sürüklediğini ifade etti.
Tükenmişlik sendromunun depresyonla büyük ölçüde benzer belirtiler göstermekle birlikte aynı şeyler olmadığını kaydeden Gürbüz, sendromun belirtilerini, “Kişinin kendisine iyi gelen aktivitelerden uzaklaşması, enerji kaybı, biyolojik dengede bozulma, uyku bozuklukları, iştah bozuklukları, isteksizlik, keyifsizlik ve tahammülsüzlük gibi birçok belirtileri vardır. Bedensel sıkıntılar ve nedeni belli olmayan yaygın kas ağrıları da tükenmişlik sendromunun çok sık görülen belirtilerindendir” şeklinde özetledi.
“MÜKEMMELİYETÇİ YAPIYA SAHİP OLANLARDA GÖRÜLME SIKLIĞI YÜKSEK”
Depresyonun kişiyi her şeyden geri çekerek içine kapattığını ve kişinin çalışmasına engel olduğunu dile getiren Psikolog, tükenmişlik sendromunun ise depresif belirtiler gösteren ancak depresyona girme lüksü olmayan kişilerde görüldüğünü söyleyerek “Nitekim bu sendromu daha çok yoğun iş temposunda çalışanlarda, yıpratıcı bir iş içerisinde bulunanlarda, depresif semptomları göstermeye tahammül etmeyen iş ve sosyal yaşam içerisinde bulunan kişilerde, hayır demekte güçlük çekenlerde ve mükemmeliyetçi yapıya sahip olanlarda görüyoruz” şeklinde konuştu.
TÜKENMİŞLİK SENDROMUNUN DEPRESYONDAN FARKI NE?
Bu sendromun depresyon ile birçok benzer belirtilerinin olduğunu ancak aynı şeyler olmadığını da belirten Gürbüz, “Tükenmişlik sendromuna yakalanan kişide depresyonda olduğu gibi enerjisizlik, isteksizlik, keyifsizlik ve hayattan zevk almama meydana geliyor. Ancak depresif belirtiler içerisinde bulunan bu kişiler; tamamen iş ve sosyal hayattan kendilerini geri çekemiyor ve çalışmak zorunda hissediyorlar. Bu durum tükenmişlik sendromunu depresyondan ayıran en temel farktır. Bunun yanı sıra depresyonun bir öncesi olarak görülen tükenmişlik sendromu, bir süre sonra depresyona dönüşüyor” ifadelerini kullandı.
TÜKENMİŞLİK SENDROMUNA YAKALANMAMAK İÇİN NELER YAPILMALI?
Sendroma tutulmamak için alınması gereken önlemlere de değinen Gürbüz, şu önerilerde bulundu:
“Hepimizin bir bardağı olduğunu düşünelim. Gündelik stres kaynakları bu bardağı doldurur. Bu bardağın üzerinde bir de delikler vardır. Bize iyi gelen aktiviteler, bu bardağın üzerindeki deliklerdir ve stresi boşaltır. Bu bardağın dolma ve boşalma dengesi sağlandığında kişide psikiyatrik herhangi bir bozukluk geliştirme oranı azalmış olur. Bunun dışında elimizden geldiğince gündelik stres kaynaklarını kontrol etmeliyiz. Bardağımızı boşaltan şeyleri hayatımızda tutmalıyız. Böylece bardağın taşmasına ve tükenmişliğe engel olabiliriz. Bunların yanı sıra spor, bu sendroma karşı en önemli koruyucu aktivitelerden bir tanesidir. Seyahat, sosyal ilişkiler, yakın arkadaş ilişkileri ve duyguların dile döküldüğü ortamlar kişinin yeniden yenilenmesine ve risk faktörlerinin azalmasına vesile olur. Tükenmişlik ortaya çıktıktan sonra ise yapılabilecek şeyler yine aynı şeyledir. Fakat bir çeşit psikoterapi desteği almakta da fayda var. İyileştirici bir müdahale, kişide bardağı önemli derecede boşaltacak bir kaynak oluşturabilir.“