Sürekli olarak en kötüsünü beklemek oldukça yorucu olabilir ve bardağın yarısı boş bir tutum ilişkilerinizi zorlayabilir. Hayat6ın hep kötü gideceğine inanan ve hayattan bıkmış insanlar çoğu zaman yanlarında duran insanları kendilerinden uzaklaştırır. İşte karamsarlıkları ve bıkkınlıkları ile bezdiren burçlar...
BOĞALARI İŞLERİN KÖTÜYE GİTMEDİĞİNE İKNA ETMEK BİR HAYLİ ZOR
Sabit bir burç olan boğalar rutini ve rahatlığı tercih ediyor. Bu nedenle değişim konusunda çok çılgın değiller. Boğa burcu insanları bir engelle veya onlarla aynı fikirde olmayan biriyle karşılaştıklarında, doğal tepkileri ezici görünebilecek bir karamsarlık duygusu hissetmek olabilir.
Astrologlar boğa insanlarını "karamsar ve inatçı, bu da onları depresif hissettiren ve sanki dünyaları sona eriyormuş gibi" olarak tanımlıyor. Çok istekli oldukları için , işlerin gerçekten o kadar da kötü olmadığına onları ikna etmek zor olabilir.
BAŞAKLAR HER ZAMAN EN KÖTÜSÜNÜ BEKLİYORLAR
Bu analitik dünya işaretleri, iyi tarafından nasıl bakılacağını bilmiyorlar çünkü her zaman en kötüsünü beklemekle meşguller. Astrologlar bu durumu, "Başak genellikle zodyakın en olumsuz işaretlerinden biri olarak kabul edilir" diye açıklıyor. Bu burcun altında doğan insanlar, mükemmellik için çabalayan doğal endişelerdir.
Astrologlar, Başak'ın "hiçbir şeyden tam anlamıyla tatmin olmadığını... durmadan iyileştirme ve iyileştirme arayışında olduğunu" söylüyor. Bu karamsar insanlar her zaman kusursuzluk arayışında olduklarından, işler yüzde 100'ün biraz altına düştüğünde kolayca olumsuza dönebilirler.
SÜPER CİDDİ OĞLAKLARIN HİÇ BİR ZAMAN UMUDU YOK
Oğlaklar süper ciddi olarak algılanabilir, bu yüzden umutlu görünmezler. Ofiste başarılı olmaya o kadar odaklanmışlardır ki, kişisel yaşamları üzerinde fazla düşünmezler, bu da kasvetli ruh hallerine yol açar.
Astrologlar oğlaklar için "Soğuk, sert" Satürn tarafından yönetilen Oğlak, "çalışkan, kariyer tırmanan, doğuştan olgun bir işaret olma eğilimindedir" diyor. Ve iyi düşünülmüş hedefleri tam olarak plana göre gitmediğinde, kolayca moralleri bozulur. Bu katı tutum, çevrelerindeki başarılarını kutlanacak bir şey olarak görenler için zor olabilir.
DOĞUŞTAN ENDİŞELİ TERAZİLER İÇİN HAYAT ZOR
Bu son derece hassas işaret , sürekli olarak bir şeylerin yanlış gideceğinden endişe ediyor ve hazırlanmak için tüm en kötü senaryolardan geçiyor. Terazilerin başkalarının onlar hakkında ne düşündüğü konusunda gergin olmalarına da yardımcı olmaz.
Astrologlara göre teraziler "Çok yargılayıcılar, bu yüzden insanlar onları görmezden geldiğinde dünyanın sona erdiğine inanıyorlar" diye açıklıyor. Ne yazık ki, bu, zamanlarının çoğunu belirli durumlara güvenmeyerek geçirdikleri anlamına gelir. Teraziler yaptıkları her şeyde dengeyi bulmak isterler ve yapamadıklarında kimsesiz kalabilirler.
FAZLA DÜŞÜNMEYE MEYİLLİ OLAN YENGEÇLAR DOĞUŞTAN KARAMSARDIR
Bu su işareti, ruh hallerini kolayca değiştirir ve fazla düşünmeye meyillidir. Yengeçler iyimser olabilse de, çabucak fikirlerini değiştirir ve umutsuz davranırlar. Bu doğru olmasa bile, genellikle herkesin onları elde etmeye çalıştığını hissederler.
Astrologlar, bu duygusal yengeç burcunun , etraflarındaki dünya çok karanlık göründüğünde "kabuğunun güvenliğine çekileceğini" söylüyor. “Onların özel dünyaları bazen paranoya, karamsarlık ve güvensizlik gibi duygusal işlev bozukluklarına neden olabilir” diye açıklıyor.
KARANLIK TARAFIDA ALGILAYAN AKREPLERİN İŞİ ÇOK ZOR
Gizemli Akrepler sır saklar. Astrologlar v "İnsan doğasının zaaflarını anlayan doğuştan gelen sezgisel yapıları nedeniyle, karanlık tarafı da anlıyorlar" diyor. "Bu bilgi onları kolayca derinden karamsar yapabilir." Ne de olsa, her zaman ağzınız sıkıysa, şüphelenmeniz doğaldır.
Astrologlar, Akreplerin sezgilerinin, yargılarının genellikle doğru olduğu anlamına geldiğini söylüyor, ancak bu kadar güvensiz olmanın "hayatı yaşamanın en iyi yolu olmadığı" konusunda uyarıyor. İnsanlarda her zaman en kötüsünü beklemek, kendinizi diğerlerinden tamamen uzaklaştırmak için kaygan bir eğimdir.
Bu burçlar kaçanı kovalamayı seviyor! İşte yüz bulamayınca kovalayan burçlar..
