Doğu ve Güneydoğu'da STK'lar 7 Haziran seçimleri öncesinde siyasetçiler ve halka sağduyu çağrısında yaptı. Akademisyenler 'mahalle baskısıyla demokrasi olmaz' dedi.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki bazı sivil toplum kuruluşları ve meslek odaları temsilcileri ile akademisyenler, 7 Haziran Milletvekili Genel Seçimleri öncesinde bölge halkına sağduyu çağrısında bulundu.
Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Yönetim Kurulu Üyesi ve Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu, seçim sürecinde halkın provokasyonlara karşı dikkatli olması gerektiğini belirterek, "Bölge insanının yaşanan olaylardan dolayı politik bilinci arttı. Propaganda yapılmadan da hangi partiye oy vereceğine karar verebiliyor. Artık baskılar veya eylemlerle seçmenin düşüncesi ve iradesi değişmeyecektir" dedi.
Uluslararası Stratejik Tahlil ve Araştırmalar Derneği (USTAD) Başkanı Ahmet Akgül ise bölge insanının Çözüm Süreci'nin getirdiği huzur ve güzellikleri yaşadığını kaydetti.
Mahalle baskısıyla demokrasi olmaz
Seçim sürecinde birtakım gerginliklerin yaşandığını ancak siyasi partilere yönelik eylemlerin kabul edilebilir olmadığını anlatan Akgül, "En iyi seçim, huzurdur. Dolayısıyla huzura yatırım yapmak gerekiyor. Sindirme veya mahalle baskısı ile kazanılacak seçimin bölgeye huzur getirmeyeceği aşikar. Tüm partilere yönelik saldırıları, propaganda yaparken gerçekleştirilen engellemeleri, tacizleri kınıyoruz. Önemli olan huzurdur, seçimde huzur kazansın istiyoruz" diye konuştu.
Akgül, "Yapılan baskı, baskıyı yapana oy olarak dönmeyecektir. Belki de baskı yapılan partinin saflarını daha da sıklaştıracaktır" ifadesini kullandı.
Şiddetle oy artırma geçmişte kaldı
Dicle Üniversitesi (DÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Erkan da Çözüm Süreci ile Türkiye'de kamuoyunun genel beklentisinin barış üzerine kurulduğunu belirtti.
Bölgedeki lokal olayların seçmenin iradesi üzerinde önemli bir etkisi olmayacağını iddia eden Erkan, "Seçim sürecinde barış dilini sahaya hangi parti daha çok yansıtırsa seçmendeki teveccüh daha yüksek olur" dedi.
Erkan, "Şiddetle oy artırma yolları ortadan kalktı. Bölge artık aşiretler de dahil bu tür etkilerden uzaklaştı. Bu, hiç kimsenin etkisinde kalmadan, bireysel iradenin sandığa yansıyacağı bir seçim olmalıdır. Sandık iradesini bu tür baskılar değiştirmez" diye konuştu.
Önceden, bazı partilerin seçim sürecinde büro açamadığı günlerin yaşandığını anlatan Erkan, Çözüm Süreci ile bu sıkıntıların aşıldığını vurguladı.
Siyasiler provokasyonlara sessiz kalmamalı
DÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun ise siyasetçilerin provokatif eylemlere sessiz kalmaması gerektiğini belirterek, "Bu kuşkusuz siyasi partilere zarar verir. Bu tür olaylar alınan oyları da tartışma konusu haline getiriyor. Siyasal partilerin başarıları tamamen buna bağlı olarak değerlendiriliyor. Siyasal partilerin siyaseti ortadan kaldıran bu tür olaylara karşı çıkması lazım" dedi.
Seçimde en güvenli ülke Türkiye
Uluslararası Ortadoğu Barış Araştırmaları Merkezi Danışmanı ve Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Şeyhanlıoğlu da Ortadoğu'da seçim sonuçları bakımından en güvenilir ülkenin Türkiye olduğunu, Çözüm Süreci'nin halk tarafından sahiplenildiğini ifade ederek, "Seçime kadar bu tür provokatif eylemler olabilir ama süreci bozacak, seçimin güvenliğini tehlikeye atacak etki oluşturmayacaktır" diye konuştu.
Şeyhanlıoğlu, "Çözüm Süreci ile bölge insanının gündemi artık güvenlik olmaktan çıktı, insanlar artık siyasal sistemi, yeni anayasayı, ticareti, kalkınmayı konuşuyor" değerlendirmesinde bulundu.
DİYARBAKIR/AA