Tüm dünyayı etkisi altına alan Delta varyantına ilişkin uyarılarda bulunan Prof. Dr. Serhan Sakarya, "Aşıyı mutlaka olmak lazım. Çünkü enfeksiyon kişinin kendi hastalığı değil, enfeksiyon herkesin hastalığı. Kimse ‘Aşı olmuyorum’ deme hakkına sahip değil" dedi.
İlk olarak Hindistan'da görülen ve yavaş yavaş tüm dünyaya yayılarak normalleşme adımlarını geri çektirmeye başlayan Delta varyantına ilişkin Medicana International İzmir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Serhan Sakarya uyarılarda bulundu.
"AŞILARDA VARYANTLARA KARŞI KORUYUCULUK VAR"
Prof. Dr. Serhan Sakarya, Delta varyantı ile ilgili birçok ülkede önlem alındığını belirterek, "İngiltere kısıtlamalara devam etmeye karar verdi. En iyi aşılamayı yapan ülkelerden biri olan İsrail'de bile halkın yüzde 100'ü aşılanmış değil. Aşı sizi hasta olmaktan ya da hastalığı ağır geçirmekten koruyor. Hem BioNTech hem Sinovac için aynı şey geçerli. Aşıların hemen hepsinde şu andaki varyantlara karşı koruyuculuk var" dedi.
"DEMEK Kİ AŞI ÇALIŞIYOR"
Virüsün geliştirdiği mutasyonlar sonucunda aşıların da hükümsüz kalabileceğini kaydeden Prof. Dr. Sakarya, pandeminin yeniden patlamaması için virüsün ortamda dolaşabilirliğinin kaldırılması gerektiğine dikkat çekti. Ülke nüfusunun yüzde 75'inin aşılanmaması durumunda toplumun önlemlere sıkı sıkıya bağlı kalmaya devam etmesi gerektiğini hatırlatan Prof. Dr. Sakarya, şöyle konuştu:
"Aşılanmış olmanız demek bir daha hastalanmayacağınız anlamına gelmiyor. Aşılanmadan önce 500 tane virüs sizi hasta ederken aşılandıktan sonra 5 bin tane virüs ancak sizi hasta edebilir. Aşılanmadan önce 500 virüste siz hastaneye ya da yoğun bakıma yatacak kadar hasta olabilirken, aşılandıktan sonra 5 bin virüs sizi bu duruma getirebilir. Yoğun bakım ya da hastaneye yatış ciddiyetinde bir hastalık geçirmezsiniz. Hastalığı ancak basit bir soğuk algınlığı gibi geçirirsiniz. Ülkemizde iki ciddi pik yaşandı. Biri ekim- aralık piki, biri de mart- nisan piki. Ekimde hasta popülasyonu 60-65 yaş grubuydu. Çoğu da yoğun bakım ihtiyacı hissediyordu. Fakat nisan ayındaki pikte yaş ortalamamız 40-45’lere düştü. Çünkü nisan ayına geldiğimizde 60 yaş üzeri herkesi aşılamıştık. Demek ki aşı çalışıyor."
Prof. Dr. Serhan Sakarya
'"AÇIK ALANDA BULAŞ ORANI YÜZDE 1'İN ALTINDA"
İlk çıkan Kovid-19 virüsünde bir kişinin 2 kişiyi hasta edebilirken delta varyantında bir kişinin 4 kişiyi hasta edebildiğini söyleyen Prof. Dr. Serhan Sakarya, virüsün hastalandırıcı özelliğinin arttığını belirterek, şu uyarılarda bulundu:
"Mevsimin avantajını kesinlikle kullanmamız lazım. Kapalı yerlerde bulunmamalı yakın mesafede durmamalıyız. Açık alanda sosyal hayat devam edebilir. Dünyanın pek çok yerinde otoriteler insanların dışarı çıkmasını istiyor. Eskiden açık havada hastalığın bulaşma olasılığının yüzde 10 civarında olduğu söyleniyordu. Ama şu an yapılan çalışmalara göre açık alanda bulaş oranı yüzde 1'in de altında, yani çok düşük. Aşıyı çok hızlandırmamız lazım. Türkiye şu an günlük 1.5 milyon ile 1 milyon 800 bin arasında aşı yapıyor. Bu çok iyi bir oran. Bunu can havliyle çalışan sağlık çalışanlarına borçluyuz. Onlara teşekkür ederiz. Bu kadar fazla aşılamayı becerebilen ülke oldukça az. Biz ağustos ayının sonuna doğru ulaşmamız gereken yüzde 75 çizgisine ulaşmış olacağız. Bu da Kovid 19'un artık bizim için ciddi bir sorun olmaktan çıkacağı anlamına geliyor."
"KİMSE 'AŞI OLMUYORUM' DEME HAKKINDA SAHİP DEĞİL'
Enfeksiyonların toplumun tamamı için ciddi risk oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Sakarya, bu nedenle kimsenin 'aşı olmuyorum' deme hakkına sahip olmadığını söyledi. Prof. Dr. Sakarya, "Aşı olmak ya da olmamak konusunda kafalarda hala bazı sorular var. 'Bizi fişliyorlar, çipliyorlar' gibi acayip teoremler var. Aşı olmadığımız zaman, ölüme kadar gidebilen ciddi risk her dakika etrafımızda dolaşıyor. Aşı olduğumuz zaman bu işten kurtulabilme şansına sahibiz. Bunun için dünyanın bazı gelişmiş ülkelerinde, mesela Amerika'da, aşı olmayanların devlet olanaklarından faydalanmasına engel olundu. Toplu taşımayı kullanamıyorlar, herhangi bir alışveriş merkezine giremiyorlar. İnsanın hayatla olan ilişkisini kesiyorlar. Aşıyı reddetmesinler, diye bu uygulama yapılıyor. Aşıyı mutlaka olmak lazım. Çünkü enfeksiyon kişinin kendi hastalığı değil. Enfeksiyon herkesin hastalığı. Bu nedenle kimse 'aşı olmuyorum' deme hakkına sahip değil" diye konuştu.