Hava sıcaklıkları insan faaliyetleri kaynaklı iklim değişikliği etkilerinin yoğunlaşmasıyla artarken sıcaklıklar mevsim normallerinin üzerinde seyretmeye devam ediyor. Yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerini tanımlayan eyyam-ı bahurun 31 Temmuz-7 Ağustos tarihleri arasında yaşanacağını belirten uzmanlar bu dönemin kısmen yağışlı geçme olasılığı yüksek olduğunu söyledi.
Küresel ısınmanın etkisiyle mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen sıcaklıklar ve yüksek nem oranları vatandaşların yaşamını olumsuz etkilemeye devam ediyor.
Coğrafi Bilgi Sistemleri ve Uzaktan Algılama Uzmanı Tağıl, Türkiye'nin dünya genelinde en hızlı ısınan ve iklim krizinin en şiddetli yaşandığı bölgelerden birinde bulunduğunu söyledi.
Son 13 aydır Ege Bölgesi başta olmak üzere birçok bölgede sıcaklık rekorları kırıldığını hatırlatan Tağıl, özellikle geçen yılın haziran ayından itibaren dikkati çeken sıcaklık artışlarının son dönemde bazı bölgelerde mevsim normallerinin 10 derece üzerine çıktığını belirtti.
Küresel ortalama yüzey sıcaklığının 22 Temmuz'da 17,15 dereceyle rekor kırdığını da anımsatan Tağıl, Türkiye'de yeterli yağış alamayan bölgelerin yüksek sıcaklıklarla kuraklık alarmı verdiğini söyledi ve "Ülke genelinde kuraklık en şiddetli seviyeye ulaşmış durumda." dedi.
'SICAKLIKLAR ORMAN YANGINLARINI KAÇINILMAZ HALE GETİRİYOR'
Yaz mevsiminin en sıcak ve boğucu günlerini tanımlayan eyyam-ı bahurun 31 Temmuz-7 Ağustos tarihleri arasında yaşanacağını belirten Tağıl, şunları kaydetti:
"Temmuz sonunda kısmen rahatlayan ülkemiz ağustosun ilk haftasında eyyam-ı bahur döneminde sıcak hava dalgası etkisi altında kalacak. Bu yıl, bu dönemin sıcak fakat Doğu Akdeniz'de yaşanacak bir alçak basıncın etkisiyle kısmen yağışlı geçme olasılığı yüksek. Bu kavurucu sıcaklıklar ve kuvvetli rüzgarlar, orman yangınlarını kaçınılmaz hale getiriyor. Diğer yandan, şiddetli sağanak yağışlar bu yazın başında öngörüldüğü gibi etkili oldu ve olmaya devam ediyor.
Türkiye'de hava koşullarında yaşanan bu aşırılıkların en önemli nedenlerinden biri, son 13 aydır mevsim normallerinin üzerinde sıcaklıklar yaşanması ve atmosferin buna bağlı olarak nem tutma kapasitesinin artması. Isınan yeryüzü, termal konveksiyonları kolaylaştırarak yağmur bulutlarının oluşmasına ve yağışın düşmesine neden oluyor. Ülkemize kuzeybatıdan ve kuzeyden giren daha serin hava kütlesi ile sıcak hava kütlesinin karşılaşması, nemli havanın soğumasına ve yağmur, dolu veya sağanak şeklinde yağışlara yol açıyor."
Bu durumun sadece Türkiye için değil, tüm Akdeniz Havzası için benzer şekilde gerçekleştiğinin altını çizen Tağıl, iklim krizinin etkilerini azaltmak ve adaptasyon stratejileri geliştirmenin her zamankinden daha büyük önem taşıdığını belirtti.
