Tarlada tozu bile kalmıyor! Elle toplanıyor, kilosu 400 liraya satılıyor: Kahve gibi fincan fincan içiliyor

Dağlık arazilerde yetişen tadını alanın vazgeçemediği meyvenin hasadı başladı! Uzun uğraşlar sonunda mutfaklara geliyor. Tarlada tozu bile kalmıyor, faydalarını bilen kıymetini de biliyor. Kendileri topluyor, kilosu 400 liradan satılıyor. Bilenler fincan fincan içiyor...

Tarlada tozu bile kalmıyor! Elle toplanıyor, kilosu 400 liraya satılıyor: Kahve gibi fincan fincan içiliyor 1
1/6

Tunceli'nin Pertek ilçesine bağlı Aşağıgülbahçe köyünde, köylüler dağlık arazilerde yetişen çedeneleri toplayarak bu geleneksel ürünü kahve gibi içilebilen toza dönüştürüyor.

Tarlada tozu bile kalmıyor! Elle toplanıyor, kilosu 400 liraya satılıyor: Kahve gibi fincan fincan içiliyor 2
2/6

Sonbaharın gelmesiyle birlikte olgunlaşan çedeneler, köylüler tarafından büyük bir titizlikle hasat ediliyor ve hem evlerde tüketilmek hem de satılarak gelir elde edilmek üzere işleniyor.

Tarlada tozu bile kalmıyor! Elle toplanıyor, kilosu 400 liraya satılıyor: Kahve gibi fincan fincan içiliyor 3
3/6

Bilimsel adı Pistacia terebinthus olan ve Türkiye'nin farklı bölgelerinde menengiç, bıttım, çıtlık gibi çeşitli isimlerle bilinen çedene, Tunceli’nin engebeli arazilerinde yetişiyor. Ağaçların altına serilen çadırlar üzerinde sırıklarla dallarından düşürülen yeşil renkli çedeneler, köylülerin zorlu mesaisi ile torbalara dolduruluyor ve evlere taşınarak bahçelerde güneş altında kurutuluyor. Kuruyan meyveler, daha sonra toprak ve dal parçalarından arındırılıyor.

Tarlada tozu bile kalmıyor! Elle toplanıyor, kilosu 400 liraya satılıyor: Kahve gibi fincan fincan içiliyor 4
4/6

Kurutulup temizlenen çedeneler, odun ateşinde kavrulup, köylülerin "sıkot" adı verilen taş havanda öğütülerek kahve haline getiriliyor.

Tarlada tozu bile kalmıyor! Elle toplanıyor, kilosu 400 liraya satılıyor: Kahve gibi fincan fincan içiliyor 5
5/6

Elde edilen bu çedene tozu, kahve gibi demleyip tüketilebiliyor ve doğal, katkısız yapısıyla sağlık açısından da tercih ediliyor. Aşağıgülbahçe köyü sakinlerinden Mahmut Irmak, çedenenin çok eski bir gelenek olduğunu belirterek, "Kilogramını 300-400 liraya satıyoruz," diyerek bu ürünün ticari değerini de vurguladı.

Tarlada tozu bile kalmıyor! Elle toplanıyor, kilosu 400 liraya satılıyor: Kahve gibi fincan fincan içiliyor 6
6/6

Köylülerden Anık Öz de çedene ağaçlarının atalarından kalma olduğunu ve bu mirası yaşatmaya devam ettiklerini belirterek "Çedene ağaçları her yıl çok sayıda meyve veriyor ve güzün çedene toplayıp kahveye dönüştürüyoruz. Çedene kahvesini genellikle evimizde tüketiyoruz, çok yararı oluyor." dedi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Kış yüzünü gösterdi: İstanbul’da yılın ilk karı
Kış yüzünü gösterdi: İstanbul’da yılın ilk karı
Bursa'da trajikomik olay: Lodostan sürüklenen kamyonet evin salonuna girdi
Lodostan sürüklenen kamyonet evin salonuna girdi
Kış bastırmadan burayı mutlaka görün! Turistlerin bile yeni gözdesi, Karadeniz’in cenneti: Büyülenmemek elde değil
Kış bastırmadan burayı mutlaka görün! Turistlerin bile yeni gözdesi, Karadeniz’in cenneti: Büyülenmemek elde değil
Bir yanında deniz bir yanında orman! Dünyanın gizli kalmış cenneti: Emeklilik hayali kuranların aradığı adres
Bir yanında deniz bir yanında orman!
Çankırılılar yaptı lezzetini duymayan kalmadı! Tuzda pişiyor astıma iyi geliyor: Her gün fincan fincan satıyor
Çankırılılar yaptı lezzetini duymayan kalmadı!
İstanbul’da huzur ve sakinliği arayanların adresi! Nostalji dolu semte giden tüm yorgunluğunu unutuyor
İstanbul’da huzur ve sakinliği arayanların adresi! Nostalji dolu semte giden tüm yorgunluğunu unutuyor
Yiyecek arayışı kameralara yansıdı! Yaban hayatından kareler: İşte bozayının yiyecek arama macerası
Yiyecek arayışı kameralara yansıdı! Yaban hayatından kareler