Sivas'ın toprağında yetişiyor, azı şifa olsa da fazlası zarar! Çekirdeğinde bile fayda yatıyor! Havaların serinlemesiyle birlikte artış gösteren bulaşıcı hastalıklara karşı koruyor...
Anadolu’da yaygın olarak yetişen ve halk arasında “ahlat” olarak da bilinen çördük meyvesi, sonbaharın vazgeçilmez doğal ürünlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Sağlık açısından birçok fayda sunduğu bilinen bu meyve, özellikle antimikrobiyal özellikleri ile ön plana çıkıyor. Ancak, uzmanlar fazla tüketildiğinde istenmeyen yan etkilerle karşılaşılabileceği konusunda uyarıyor.
Cumhuriyet Üniversitesi İleri Teknoloji Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ebru Yabaş ve ekibinin gerçekleştirdiği araştırmalarda, çördük meyvesi ve çekirdeklerinin sağlık üzerindeki etkileri incelendi. Yapılan çalışmalar, meyvenin doğru miktarda tüketildiğinde sağlık açısından önemli faydalar sunduğunu ortaya koydu.
ANTİMİKROBİYAL ÖZELLİKLER TAŞIYOR
Doç. Dr. Ebru Yabaş, araştırmaların hem meyve kısmının hem de çekirdeğinin antimikrobiyal aktiviteler içerdiğini belirtti. “Bu meyvenin belli miktarlarda tüketilmesini öneriyoruz. Çünkü içerdiği etken maddeler nedeniyle de bunların zararlı etkileri de ortaya çıkabilir” diyen Yabaş, özellikle doz çalışmalarına öncelik verdiklerini söyledi.
Çördük meyvesinin, içerdiği zengin bileşenlerle tam bir şifa kaynağı olduğunu belirten Yabaş, “Özellikle son yıllarda ekibimizle birlikte Sivas'ta yetişen türler ve endemik bitkiler üzerine çalışmalarımızı yoğunlaştırdık. Bu çalışmada özellikle Sivas'ta halk arasında çördük armudu veya ahlat meyvesi olarak da bilinen ve Sivas ikliminde yetişmeye uygun ve doğada kendiliğinden yetişen bir meyve türüdür” dedi.
DİKKATLİ TÜKETİLMELİ
Doç. Dr. Yabaş, bu doğal şifa kaynağının ölçülü tüketilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Burada önemli olan doz miktarının ayarlanmasıdır. Çünkü içerdiği etken maddeleri bağlı olarak bu meyvenin belli miktarlarda ve belli dozlarda tüketildiği zaman aktif rol oynayacağını söyleyebiliriz. Bu kapsamda baktığımızda aslında hedefimiz bu meyveden elde ettiğimiz sulu fazının hem beslenme hem de takviye edici gıda olarak bir ürünün geliştirilmesiyle aslında iyileştirici etkisinin ortaya çıkmasını hedefliyoruz. Bu meyvenin belli miktarlarda tüketilmesini öneriyoruz. Çünkü içerdiği etken maddeler nedeniyle de bunların zararlı etkileri de ortaya çıkabilir. O yüzden de biz hızlı bir şekilde bunların doz çalışmalarına öncelik verdik. Bu meyvenin çekirdeğinin su fazına geçen etken maddelerinin bulaşıcı hastalıkların yan etkileri ortaya çıkabilir. Bu yan etkiler içerisinde özellikle ishal bulunabilir. Bunu da iyileştirici etkisinin olduğunu gözlemledik” diye ekledi.