'Seçil Erzan Davası'nda Turan, Muslera, Belözoğlu hakim karşısına çıktı

'Seçil Erzan Davası'nda Turan, Muslera, Belözoğlu hakim karşısına çıktı

Türkiye gündemine bomba gibi düşen yüksek karlı fon vurgunu davasında sanıklar, bugün yeniden hakim karşısına çıktı. Duruşmada spor dünyasının ünlü isimleri Arda Turan, Emre Belözoğlu ve Fernando Muslera da yer aldı. Turan ifadesinde "Faiz olmadığını, fon olduğunu söyleyerek beni ikna etti. Nefsime yenik düşerek kabul ettim" dedi.

Spor dünyasını derinden sarsan ve ünlü isimlerin de aralarında yer aldığı Seçil Erzan başta olmak üzere yüksek karlı fon vurgunu davasında bugün bir duruşma daha gerçekleşti. Duruşmada şikayetçilerden Arda Turan, Fernando Muslera ve Emre Belözoğlu'nun ifadeleri dinlendi.

Dolandırıcılık davasında, 252 yıla kadar hapsi istenen banka şube müdürü Seçil Erzan ile 7 sanık yargılanıyor.

İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nce görülen duruşmaya, tutuklu sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörük geldi.

MUSLERA: HERHANGİ BİR KAZANCIM OLMADI

Mahkeme Başkanı, şikayetçi Fernando Muslera'ya "Para vermeye kim ikna etti?" sorusu üzerine Muslera tercüman aracılığıyla ifade verdi. Muslera, "2011'de Seçil Erzan'ı tanıdım. Bankadan arayarak tekliflerde bulunuyorlardı, finans işiyle ilgili olanlar üst düzey yöneticiler arıyordu. Daha sonra Denizbank'ın fon hesabıyla ilgilenen Seçil Erzan beni aramaya başladı. 1,5- 2 aylık sürede yüzde 35'lik kazanç teklif etti. Bu Denizbank tarafından yapılan teklifti. Seçil Erzan aradı, 'Mehmet Aydoğdu ve Hakan Ateş fon dairesinin başında olan kişiler' dedi. Bunun üzerine Florya Şubesinden 700 bin dolar paramı çektim. Çektikten sonra Musa Mert Çetin'e verdim. Musa Mert, bu parayı Denizbank'ın Levent Şubesinde Seçil Erzan'a ofisinde teslim etti. Seçil'in aramasıyla Ziraat Bankasından 500 bin dolar alıp Musa Mert'e verdim, bu parayı da Musa Mert, Erzan'a Denizbank'ın kapısından verdi. Seçil Erzan paranın geri ödeneceğine dair yazılı bir belge verdi. Bana 1.2 milyonluk yatırımın karşılığında 700 bin dolar geri verildi. Ana param üzerinde herhangi bir kazancım olmadı" dedi.

1kapak-004.jpg

Mahkeme Başkanı'nın, "Seçil İspanyolca bilmiyordu, Seçil ile kendisi arasında kim aracılık yaptı" sorusuna Muslera, "Musa bey benim arkadaşımdır, güvendiğim birisidir. O yüzden bağlantıyı o sağlıyordu" dedi. "Seçil, dışında kendisini para yatırmaya ikna etmeye çalışan olmuş mu?" sorusuna Muslera, "Hayır. Sadece Seçil Erzan aracı oldu" diye cevap verdi. "Bu konuyla ilgili para kazanıldığına şahit olmuş mu?" sorusuna "Başka kimseyle konuşmadım" dedi.

'SADECE BANKA İLİŞKİSİ VARDI'

Uruguaylı kaleci, savcının "Seçil Erzan ile şahsi yakın bir ilişkisi var mıydı?" sorusunu "Hayır, sadece banka ilişkisi vardı" diyerek yanıtladı. Muslera, yatırım yaptıktan sonra bazı ünlü kişilerin de fonda paralarının olduğunu söyleyerek Erzan'ın kendisini rahatlatmaya çalıştığını ifade ederek "Şikayetçiyim" dedi.

Mahkeme Başkanı'nın, "Para aldığında 700 bin dolar, herhangi bir belge aldın mı?" sorusuna "Hayır" dedi. Bir avukatın, "Ana paradan 700 bin doların geri alınmasında Musa Mert Çetin'in rolü olmuş mu?" sorusuna Muslera, "O olmasaydı parayı da geri alamazdık, Musa Bey'e teşekkür ediyorum" dedi. "Şubeye gidip bizzat para çekme işlemi olmuş mu?" sorusuna ise Muslera, "Gittim fakat herhangi bir işlem gerçekleşmedim" dedi. "Seçil'i tanımadığını söylemişti. Ona mı güvenerek para verdi?" sorusuna, "Seçil'i tanımıyordum, bankanın büyük bir banka oluşuna güvendim. Seçil'in de müdür olmasına güvendim. Musa Mert'e paramı transfer etmesi için güvendim" şeklinde cevap verdi. Muslera, "Bazı şeylerin yolunda gitmediğini anlayınca en azından sadece ana paramı kurtarmaya çalıştım" dedi. "Musa Mert Çetin vasıtasıyla 'Paramı vermezlerse banka yönetimine gideceğim, Fatih Terim'e gideceğim' demiş mi?" sorusuna Muslera, "Sadece paramı vermezlerse bankanın üst düzey yönetimine gideceğim dedim" şeklinde ifade verdi. Muslera ifadesinin ardından salondan ayrıldı.

BELÖZOĞLU: FATİH TERİM FONUNU İLK DEFA DUYDUM

1kapak-006.jpg

Duruşmada şikayetçi Emre Belözoğlu, Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak ifadesine başladı. Belözoğlu, "4 milyon 200 bin doları Volkan Bahçekapılı'ya teslim ettim. O dönem teknik direktörlük yaptığım için banka ve elden para teslim ettim Volkan'a. O da Seçil Erzan'a teslim etti. Kendisi bana parayı vermeden önce telefonla ulaşarak fonla alakalı bilgilendirme yaptı. Fonu Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'nun yönettiğini, yüksek faiz getirisi olduğunu söyledi. Farklı yerlerde olan paraları toplayarak parça parça teslim ettim. Bana daha fazla olursa daha çok kar olacağını söylemişti. Arkadaşlarımdan aldığım borca binaen paralar vardı. Ne kadar verirsek o kadar kazanacağımı söyledi. Bir kere yüzyüze görüştük. Paraların tamamını teslim ettikten sonra bankaya gidip görüştüm. Seçil'e ulaşamayınca bana verilen kağıtlarla bankaya gittim. Seçil'in odasına gittim çalışanlar ve müfettişler geldi. 4 milyon 290 bin dolar para verdim. Hiç para almadım. Şikayetçiyim. Bu işte kimlerin ismi geçiyorsa hepsinden şikayetçiyim" dedi. Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu'ya ulaşıp ulaşmadığı sorulan Belözoğlu, “İstediğim herkese ulaşabilirim ama ulaşmadım" dedi. Soru üzerine Belözoğlu, "Bankaya Fatih Terim ile gitmemizin sebebi bize hamilik yapması içindi. Fatih Terim fonunu ilk defa duydum. Biz tamamen bankadaki fona katılmıştık" dedi.

TURAN: PARAMI ALIRSAM HİÇ YATMASIN

Denizbank şube müdürü Seçil Erzan ve 6 sanığın yargılandığı davada şikayetçi olarak ifade veren Arda Turan, "Dolandırıldığınızı ne zaman anladınız?" sorusuna, "Emre ağabey arayınca anladım. Bu konularda safım, saf olmasam bu kadar parayı verir miyim?" dedi. Turan'ın "Seçil Erzan'ın etkin pişmanlıktan yararlansın mı?" sorusuna "Ben paramı alırsam hiç yatmasın, beni ne ilgilendirir. Zaten zarardayım" demesi salonda gülüşmelere neden oldu.

1kapak-005.jpg

'NEFSİME YENİK DÜŞTÜM'

Şikayetçi olarak ifade veren Arda Turan, "Hem kendi adıma hem de bankanın adına hem de arkamdaki kadın adına üzgünüm. Kendisi elinde dosyalarla, banka yetkililerinin gücünü arkasına almış bir hanımefendiydi. Futbolcularla yakın ilişkileri vardı. Denizbank sitesinde 15 yıllık başarısı anlatılan bir kadındı. İyi iletişimi olan bir kadındı" dedi. Turan, hem sinirli ve hem de üzgün olduğunu belirterek "Seçil Erzan, Ekim 2022'de arayarak mevduata getirmemi istedi. Hayatım boyunca faiz almadığımı söyledim. Kendisi de fondan bahsetti. Bunun faiz olmadığını, fon olduğunu söyleyerek beni ikna etti. Nefsime yenik düşerek kabul ettim. Sonra etraftan duydum yüksek kar veriliyormuş ama bana öyle söylenmedi. Fırsat olduğunda 10 milyon dolar getirirsem faydalanabileceğimi söyledi. Taşınmazlarımı satarak faydalanabileceğimi söyledim. Ocak ayına kadar söz verdiğim tarihlerle borçlarla, taşınmaz satarak 13 milyon 900 bin dolar verdim. 6 milyon 400 bin doları istediğim zaman getirdi. Parayı verdiğimde bana Denizbank imzalı kağıt da verdi. Şubeye gittiğimde de bana ekranlarını gösterdi" dedi.

'PARALARI ŞOFÖR ARACILIĞIYLA GÖNDERDİM'

Geriye 7.5 milyon dolarının kaldığını, deprem nedeniyle sıkıntılı olduğunu, ülkenin gri listede olduğunu söylediği için baskıda bulunmadığını söyleyen Turan, "33 milyonluk krediyi 3 saatte aldı. Kendini banka starlardan gösterdi. Bu paraları neden elden veriyoruz diye sorduğumda, 'Ardacığım bu fon bankanın hazinesinde oluyor' dedi. Paramı istediğimde annesinin hasta olduğunu söyledi. Ben de geçmiş olsun dedim" şeklinde konuştu. Paraları kardeşi ve şoförü aracılığıyla gönderdiğini belirten Arda Turan, "Denizbank'ın şubesine, Levent'in göbeğinde evraklarla para verdim. Tamamıyla Denizbank'a güvenerek bu paraları verdim. Hakan Ateş ile Mehmet Aydoğdu'yu suçlamayarak ama Denizbank bundan sorumludur. Denizbank, şube müdürüne sahip çıkmalıydı, Seçil Erzan'a değil" şeklinde konuştu.

Sanık tarafına dönerek Seçil Erzan'ı hiç tehdit etmediğini belirten Turan, "Şartları zorlamasına rağmen hakaret etmemeye çalıştım. 7.5 milyon dolar kaybettim ama hakaret etmedim. Para verme konusunda ikna etti. Bankaya gittiğimde ekrandan gösteriyordu. Amacım, banka paramı yönetsindi. Ben Hakan Ateş'e de Mehmet Aydoğdu'ya da ulaşabilirdim. Ama tüm işlemlerimi Seçil Erzan yapıyordu, sonuna kadar güveniyordum" dedi.

'EMRE AĞABEY ARAYINCA ANLADIM BU KONULARDA SAFIM'

Mahkeme Başkanının, "Bunun dolandırıcılık olduğunu ne zaman anladınız?" sorusuna Turan, "Emre ağabey arayınca anladım. Bu konularda safım, saf olmasam bu kadar parayı verir miyim? Hep ısrarla sormuştum 'Seçilciğim riski yok değil mi' diye. Şube müdürüne güvenerek yaptım bu işi. Tüm işlemleri telefonla konuşarak yapardık. Paraları ben teslim etmedim. Bana ödediği paradan krediyi kapadım. Maalesef şikayetçiyim" dedi. "Seçil Erzan'ın etkin pişmanlıktan yararlansın mı?" sorusuna, Arda Turan, "Ben bu hukuk sözlerinden anlamıyorum. Ben paramı alırsam hiç yatmasın, beni ne ilgilendirir. Zaten zarardayım" demesi salonda gülüşmelere neden oldu.

Bir avukatın, "Seçil Erzan fonun başında Hakan Ateş demiş. Siz önceki ifadenizde tüm Denizbank yöneticilerinden ve Erzan'dan şikayetçi olduğunuzu söylemişsiniz" sorusuna Turan, "Doğru. Bizde güven tesis eden bir banka o yüzden şikayetçiyim. Banka zorlu bir yerdir, trafik olur. Seçil hanım sen rahatsız olma derdi, anında yüksek kredi kartı gönderirdi. Bir banka müdürü olarak Seçil Erzan her şeyi sağladı. Bankanın bir banka müdürüne sahip çıkmamasını anlamıyorum" diye cevap verdi. Olayın ortaya çıkmasının ardından bankaya neden Fatih Terim ile gittiği sorulan Turan, "Fatih hoca büyüğümüzdür, hamimizdir. Böyle bir durum olduğunda bu durumu konuşmak için onunla gittim, Hakan Ateş ile olan ilişkisinden ötürü" dedi. Turan ifadesinin ardından adliyeden ayrıldı.

İDDİANAME

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Galatasaraylı eski futbolcular Selçuk İnan, Emre Çolak, Emre Belözoğlu, Arda Turan, Fernando Muslera ile Buse Terim, Buse Terim'in eşi Volkan Bahçekapılı, eski kulüp tercümanı Musa Mert Çetin ve Emre Çolak'ın kardeşi Emrah Çolak gibi 18 isim şikayetçi olarak yer alıyordu. İlk duruşmanın ardından iş insanı Mert Zeydanlı, Deniz Güzel ve Nuray Şengüler'in iddianamelerinin de eklenmesiyle davadaki şikayetçi sayısı 21'e çıktı.

Seçil Erzan için "Özel Belgede Sahtecilik" ve "Tacir veya Şirket Yöneticisi Olan ya da Şirket Adına Hareket Eden Kişilerin Ticari Faaliyetleri Sırasında Dolandırıcılık" suçlarından 77 yıldan 252 yıla kadar hapis talep edilirken; diğer sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürk'ün ise aynı suçlardan 3 yıl ile 85 yıl arasında değişen oranlarda hapisle cezalandırılmaları istendi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN