Vahşice katledilen Pınar Gültekin'in annesi Şefika Gültekin, Anneler Günü'ne bu yıl ikinci kez kızının yokluğunun gölgesi altında giriyor. "En büyük hediyem en ağır cezayı alması. O en ağır ceza almazsa biz ölürüz. Adalet yerini bulsun" diyen Gültekin, kendisine 4 yıl 4 ay hapis istemiyle dava açılmasını da "Kamuoyunun vicdanına bırakıyorum" diyerek yanıt verdi.
Muğla'da Cemal Metin Avcı tarafından vahşice katledilen Pınar Gültekin'in annesi Şefika Gültekin, Anneler Günü'ne 2 yıldır buruk bir şekilde giriyor.
Kızının vahşice öldürülmesinin ardından en büyük hediyesinin failin en ağır cezayı alması olduğunu belirten Şefika Gültekin, katilin ailesinin kendisine dava açmasına ilişkin de "Kamuoyunun vicdanına bırakıyorum" ifadelerini kullandı.
"ANNELER GÜNÜ'NÜ UNUTTUK ARTIK"
"Pınar, Anneler Günü'nde gelirdi, çiçek de gönderirdi. Çok zor bir duygu" diyen Şefika Gültekin, şunları söyledi.
"Günler zor geçiyor. Biz Anneler Günü'nü unuttuk artık. Çok acı, kimse yaşamasın. Mesela Pınar ile aynı yaşta bir kız beni nişanına çağırdı. Rahatsızlık duydum bu durumdan. Pınar yaşasaydı, o da belki evlenirdi. Büyüt, üniversite okut, bir cani gelsin diri diri yaksın. 2 senedir bu mahkeme sürüyor. O en ağır ceza almazsa biz ölürüz. Gerçekten adalet yerini bulsun. Kadınları öldürenler bu davalardan cesaret alıyor. Bu Anneler Günü en büyük hediyem en ağır cezayı alması."
"İKİ DAVAYI DA KAMUOYUNUN VİCDANINA BIRAKIYORUM"
Cemal Metin Avcı'ya 14 Şubat'ta görülen davanın 10'uncu duruşmasında hakaret ettiği gerekçesiyle savcılık tarafından hakkında iddianame hazırlanan ve 4 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılması istenen Şefika Gültekin, şu ifadeleri kullandı:
"Annesi, babası, kardeşi, ortağı hepsi birlikte işin içinde. Hepsi dışarıda ama bana dava açılıyor. Ben hala Pınar'ın öldüğüne inanmıyorum. Mahkemede de Cemal Metin Avcı pişkin pişkin kızıma hakaret etti. Bizim acımız kendimize yetiyor zaten. Ben de dedim ki 'Kimsede kalmasın, ben seni öldüreceğim' böyle söyledim. Bir sinirle söyledim. Farkında da değilim ne dediysem hiç de bilmiyorum. Ben iki davayı da kamuoyunun vicdanına bırakıyorum."
