CHP Lideri Özel, İran Cumhurbaşkanı Reisi'nin hayatını kaybettiği helikopter kazasının ardından açıklama yaptı. Özel, "6 Ekim'de Hamas'ın yaptığı eylemler ve ona İsrail'in verdiği karşılıkla başlayan, İsrail'in meşru müdafaa sınırlarını çok aşan ve devlet terörüne varan katliamları kabul edilebilir değildir. Bu süreçte, bu olayla, bölgede yaşananların bir bağlantısı var mıdır? Olmadığını ümit etmek isteriz, bunun bir kaza olduğunu ümit etmek isteriz" dedi.
31 Mart yerel seçimlerinde AK Parti'den CHP'ye geçen Samsun Atakum Belediyesi'ni ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, gazetecilere açıklamalarda bulundu. İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve beraberindeki heyetin helikopter kazası sonucu hayatını kaybetmesini değerlendiren Özel, "6 Ekim'de Hamas'ın yaptığı eylemler ve ona İsrail'in verdiği karşılıkla başlayan, İsrail'in meşru müdafaa sınırlarını çok aşan ve devlet terörüne varan katliamları kabul edilebilir değildir. Bu süreçte, bu olayla, bölgede yaşananların bir bağlantısı var mıdır? Olmadığını ümit etmek isteriz, bunun bir kaza olduğunu ümit etmek isteriz" dedi.
Özel, "Kaza tüm yönleriyle araştırılmalıdır ve somut gerçekler ortaya çıkmalıdır. Burada erken yorumlar ve çeşitli spekülasyonlar, hem bölgenin hassasiyeti hem de olayın sıcaklığı düşünüldüğünde son derece risklidir" ifadelerini kullandı.
Özel'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“Bugün 19 Mayıs'ın 1919'un 105. yılını kutladığımız dünkü görkemli ve duygusal törenlerden sonra ilk ziyareti size gerçekleştiriyoruz. Sayın Serhat Türkel, CHP'de uzun yıllar 20'li yaşlarından, 25 yaşından beri CHP'de görev yapmış kardeşimiz. Bu göreve gelirken de biz Atakum'da yapmış olduğumuz anket çalışmaları sonunda Atakum Belediyesi'ni kazanabileceğimizi, ancak en doğru kararı örgütümüzün vermesi gerektiğini takdir etmiştik. Parti içi demokrasinin güzel bir örneğinin yaşandığı Atakum'da başkanımız örgüte verdiği emeğin karşılığını aldı ve adaylaştı. Ardından da biraz önce kendisinin de söylediği gibi yüzde 47,5 bir oy oranıyla her iki seçmenden birinin oyunu alarak aslında gençlerin örgütten gelenlerin adaylaştığı son pozisyonda bunun nasıl olumlu karşılık aldığının iyi örneklerinden bir tanesini de burada kendisi verdi.
Atakum Belediyesi, CHP'li bir belediyeden belediye başkanından devralınmış bir belediyedir. Bugün bayrak yarışında çok daha iyi noktalara götüreceğiz, eksiklerimizi kapatacağız. Kent dostu projelerle, kentle barışık projelerle ileride bu görev yapılan sürecin iyi anılacağı, önemli eserlerin bırakılacağı bir dönemi başkanın yaşatacağına ve biraz önce kendi taahhüdünde olduğu gibi her iki kişiden birinin desteğiyle gelinen bu kentte her üç kişiden ikisinin desteğini alacağı ve bu desteği partimize de yönlendireceği noktadaki iddiasını çok kıymetli buluyorum. Ben başkanımızı ilk başta Atakum İlçe Örgütümüze, Samsun İl Örgütümüze emanet ediyorum. Başkan çalışacak, Belediye Meclisi çalışacak, hep birlikte çalışacaklar. Yaptıklarını en iyi şekilde Samsun kamuoyuna anlatılması da örgütümüze emanettir. Örgütten gelen bir başkan olarak kendisi buradan sonra kamu görevi yapacak. Kamu görevi yapmanın sınırları içinde de örgütümüzün gençlerini de başkanımıza emanet ediyoruz...Biz meseleye tüm Türkiye'de olduğu gibi buradan da bakıyoruz. Samsun'da elbette Atakum'da sevindik. Ancak 18 belediyeden sadece Atakum'un kazanmış olmamız böyle bir dönemde kabul edilemez. Samsun'da özeleştiri yapacağız. Samsun'da bu kadar büyük bir rüzgar varken Uşak gibi, Afyon gibi Kütahya gibi Cumhuriyet’in kuruluşundan önce Kurtuluş Savaşı'nın sembol kentleri kazanılıyorken, şapka devriminin kenti Kastamonu'da iki oydan biri alınabiliyorken, yine Amasya tamiminin kenti kazanılıyorken, Samsun'un kazanılmamış olması yüreğimizde yaradır.
"ÖRGÜTÜMÜZÜN ÜZERİNE BÜYÜTEÇ TUTACAĞIZ"
Samsun'da birinci parti olamadıysak oturup düşüneceğiz. Özeleştiri yapacağız, örgütümüz özeleştirisini yapacak, bizler yapacağız ve mutlaka Samsun'da akışı değiştireceğiz. Dün Samsunlulardan söz aldık. Samsun'da Cumhuriyet’e ve CHP'ye sahip çıkma noktasında Samsun'da biz birinci parti olmadan, bizim Samsun'da milletvekili sayısı ortada, sadece bir milletvekilimiz var, bu kabul edilemez. En çok milletvekili çıkaran parti olmadan, en çok belediye başkanı olan parti olmadan Samsun'da duramayız. Böyle bir büyük, 47 yıl sonra gelen büyük başarıda Samsun'un görece olarak Atakum dışında geride kalmış olmasını kabul etmemiz mümkün değil. Bunu enine, boyuna inceleyeceğiz, teşhisimizi yapacağız, çözüm önerilerini getireceğiz ve orada ben genel başkan olarak üzerime düşenden fazlasını yapacağım. Samsun'da birinci parti yapana kadar çalışacağız. Bu konuda önümüzdeki saatler içinde yapacağımız, örgütümüzle yapacağımız kısa değerlendirme MYK ile yapacağımız değerlendirme, ardından bir ay süreyle Samsun'a bir büyüteç tutacağız. Önceki dönem milletvekillerimiz gelecek. Parti müfettişlerimiz gelecek. Şimdiki dönem milletvekillerimizden görevlendirmelerimiz olacak. Enine boyuna Samsun'da başarıyı nasıl yakalarız? Buna hep birlikte bakacağız. Bu konuda Atakum'da örgütümüz ne yaptı? Diğer yerlerde ne yaptı? Bundan sonra ne yapabiliriz. Sayın başkanımızın, mevcut milletvekilimizin, Parti Meclisimizin de içinde bulunduğu örgütümüzün üzerine bir büyüteç tutacağız. Doğru kararlar verip, doğru bir yola çıkacağız. Ben hep birlikte başaracağımıza yürekten inanıyorum.
"BÖLGENİN HASSASİYETİ DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDE SPEKÜLASYONLAR RİSKLİ"
Malum günün ilk kameralarla buluşması. Çarpıcı bir gündem var. Bütün Türkiye'de, televizyonlarda, bütün dakikada son dakika haberleri var. Şu anda maalesef İbrahim Reisi'nin, İran Cumhurbaşkanı'nın helikopteri dün önce kayboldu. Gece boyunca arama kurtarma çalışmaları sürdü. Ülkemizin de katkı sağladığı arama kurtarma çalışmaları sonucunda önce enkaza ulaşıldı. Daha sonra da bir yaşam belirtisi olmadığını öğrendik ve başta Cumhurbaşkanı olmak üzere helikopterdeki herkesin hayatını kaybettiğini öğrendik. Biz İran halkına ve İran devletine baş sağlığı diliyoruz. Bu kazadan teessür duyuyoruz. Tabi çok sayıda spekülasyon var. Burada bize dikkatlice takip etmek düşüyor. Kaza tüm yönleriyle araştırılmalıdır ve somut gerçekler ortaya çıkmalıdır. Burada erken yorumlar, çeşitli spekülasyonlar hem bölgenin hassasiyet eşitliği düşünüldüğünde hem de olayın sıcaklığı düşünüldüğünde son derece risklidir. Somut gerçek neyse önce ortaya çıkmalı. Sonra uluslararası hukuk açısından yapılacak bir şey varsa bu konuda uluslararası hukukun gerektirdiği yine uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenmeli ve kararlaştırılmalıdır.
"BUNUN BİR KAZA OLDUĞUNU ÜMİT ETMEK İSTERİZ"
Erken değerlendirmeler, spekülasyonlar yüksek tansiyona ve sıcak atmosfere zarar verir. 6 Ekim gecesinden itibaren Hamas'ın yapmış olduğu saldırılar ve ona karşı İsrail'in verdiği cevap ve devamında 35 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesi, yarıya yakın çocuğun, bu rakamın ve kadınların hayatını kaybetmesi, İsrail'in meşru müdafaasını çok aşan devlet terörüne varan yapmış olduğu saldırılar, katliamlar kabul edilebilir değildir. Bu süreçte bu olayla bölgede yaşananların bir bağlantısı var mıdır? Olmadığını ümit etmek isteriz. Burada bunun bir kaza olduğunu ümit etmek isteriz ve somut gerçeğin bir an önce ortaya çıkarılmasını talep etmek isteriz. Gerçekler ortaya çıkana kadar hiç kimsenin fazladan değerlendirmeler yapıp tansiyonu arttırması, bölge barışına zarar vermesine, bölgede yaşananları olumsuz yönde etkilemesine fırsat verilmemelidir. Biz serin kanlıyız, sakiniz ama mutlaka gerçeklerin ortaya çıkması konusunda da talepkarız. Meseleyle ilgili değerlendirmemiz bu yöndedir.
‘26 MAYIS EMEKLİ MİTİNGİ’NE ÇAĞRI
CHP'nin 26 Mayıs'ta Ankara'da yapacağı emekli mitingine ilişkin çağrıda bulunan Özel, şöyle konuştu:
"81 emekliler 10 bin lira ev düşük emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorlar. Bunun 270 euro olarak yurt dışında ifade edildiğinde Türkiye'nin en büyük ekonomik sıkıntılarından birini emekliler çekiyor diye. 270 euroyu duyan muhataplarımız tercüme hatası var sanıyorlar. En düşük emekli maaşının 2 bin 700 euro olduğunu sanıyorlar. Çünkü kendi ülkelerinde 1700-1800-2500 euro ama 270 euronun Almancaya, İngilizceye, Fransızcaya tercümesi yok. Avrupa Birliği ülkeleri içinde yine otoriter popülist sağ bir lider tarafından yönetilen Macaristan dışında asla ve asla böyle bir maaşı mümkün gören kimse yok. O yüzden 10 bin lirayla yani ilk Adalet Kalkınma Partisi iktidara geldiğinde 1,5 asgari ücret olan yani bugün düşük bulduğumuz asgari ücreti, uyarladığımızda 26 bin lira olan maaşı 10 bin liraya düşmüş durumda. Buna emekliler geçinemiyorlar. 31 Mart öncesi seçimlerimizde çağrımıza uydular, meydanlara koştular. Son mitinglerde yüzde 80'i emeklilerin bulunduğu mitingler yaptık. Samsun'da yaptığımız mitingde yağmur altında en yoğun katılım yine emeklilerdendi. Şimdi sadece yani siyasi mitinglerinde seslerini duyuran emeklileri 26 Mayıs günü sadece emeklilerin sorunlarını konuşacağımız büyük emekli mitingine davet ediyoruz. Emeklilerin çektiklerine isyan eden herkesi, sendikaları, meslek örgütlerini toplumun tüm kesimlerini Ankara'ya, Tandoğan'a saat 13:00'te davet ediyoruz. Türkiye'den bu mitinge gelmek isteyen herkesi de il ve ilçe örgütlerimize başvurmaya davet ediyoruz. Gücümüz nispetinde bu talepleri karşılayacağız ve Ankara'da büyük bir emekli mitingiyle, tarihi bir mitingle emeklilerimizin sesini bütün Türkiye'ye duyuracağız. Hep birlikte orada olacağız."
"SAMSUN SEÇİMLERİNDEN SONRA YÜZÜM YERDEDİR"
Özel, Atakum Belediyesi'nin önünden de Samsunlulara seslendi. Samsun'da 18 belediyeden sadece bir belediyeyi CHP'nin kazanmasının kabul edilemez olduğunu belirten Özel, "İlk adımın şehri kazanılmıyorsa başta genel başkan hepimizin yüzü yerdedir. Benim Samsun seçim sonuçlarından sonra yüzüm yerdedir. Yüzümü kaldırmak, başımı dikmek, göğsümü germek için mecbur olduğum şey gazinin partisini bu şehirde birinci parti yapmaktır" dedi.