HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, HDP iddianamesini kabul etmesine tepki gösterdi. "HDP'yi kapattırmayacağız, büyüterek devam ettirecek gücümüz vardır" diyen Sancar, "Bu iddianame MHP Genel Merkezi'nde hazırlanmış, sarayın hukuk birimlerinde son şekli verilmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na iletilmişti" ifadelerini kullandı.
HDP Eş Genel Başkanları Mithat Sancar ile Pervin Buldan, Anayasa Mahkemesi'nin HDP davası ile ilgili kararına tepki gösterdi.
Kapatma davasının HDP'nin 'demokratik siyasetteki kararlılığını' ve 'mücadeleyi büyütme azmini' daha da artıracağını belirten Mithat Sancar, "Demokratik siyaset zemininde bütün meşru haklarımızı kullanarak kendimizi, partimizi, halkımızın ve halklarımızın iradesini savunmaya devam edeceğiz. HDP'yi kapattırmayacağız. HDP'yi büyüterek yoluna devam ettirecek gücümüz vardır, inancımız tamdır, kararlılığımız sağlamdır" diye konuştu.
Mithat Sancar'ın açıklamaları şöyle:
"Anayasa mahkemesi, tarihi bir fırsat yakalamışken, bunu değerlendirmemesi Türkiye adına büyük bir talihsizliktir. AYM, iddianameyi kökten reddetme fırsatına sahipti. Bunu yapması için de yeterince hukuki ve vicdani sebep mevcuttu. Kapatma davası aylar süren bir siyasi kampanyanın sonunca açılmıştır. Başta iktidarın küçük ortağı MHP olmak üzere, iktidar bir bütün olarak ve yandaşları, aylarca HDP’yi hedef gösterdiler. HDP’yi çeşitli platformlarda düşmanlaştıran açıklamalar yaptılar, tehditler savurdular.
Anayasa Mahkemesi’nden de bu yönde taleplerde bulundular. Bu talebi öncelikle Yargıtay cumhuriyet başsavcılığına yönelttiler. Kısacası Yargıtay cumhuriyet başsavcısının hazırladığı ilk iddianamenin arka planında bu siyasi kampanya, bu tehdit ve şantaj kampanyası yer alıyor. Üstelik başta MHP olmak üzere, iktidarın çeşitli birimleri sadece HDP'yi tehdit etmekle kalmadılar, bizzat cumhuriyet başsavcılığını da tehdit ettiler.
"HUKUKLA AÇIKLAMA MÜMKÜN DEĞİL"
Bu arka planda hazırlanan bir iddianamenin herhangi hukuki bir değeri olmayacağını, en temel hukuk bilgisine sahip kişiler de değerlendirebilir. Bunun siyasi bir operasyon olduğunu herkes kendi gözleriyle canlı bir şekilde yaşadı. İlk iddianamenin nasıl çürük, boş, çöp bir metin olduğunu yine hep birlikte gördük. Anayasa Mahkemesi, ilk iddianameyi geri çevirmekle doğru bir iş yapmıştı. Şimdi bu konuda hiçbir şey değişmemişken, siyasi kampanya, tehdit ve şantaj operasyonları devam ederken, üstüne bir de İzmir İl Örgütü'müze canice saldırı yapılmışken, AYM'nin iddianameyi kabul etmiş olmasını hukukla açıklamak mümkün değil.
AYM, en azından, aylardır ve yılladır süren bu tehdit, şantaj, düşmanlaştırma, hukuku tümüyle bir kenara bırakma operasyonlarının altını çizerek iddianameyi reddetmeliydi. AYM iddianameyi reddetmiş olsaydı demokrasi umudu adına önemli bir mesaj vermiş olacaktı. Bunu yapmadı. AYM, tarihi bir fırsatı heba ettiğini açıkça söylemek zorundayız. AYM’nin bundan sonraki süreçte bu vebali ortadan kaldıracak bir tutum sergilemesi yönünde beklentimizi korumak istiyoruz. Bu davanın iddianamesi hazırlayan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı değildir.
"BU DAVAYI EN BAŞTA KÜRT HALKI SAVUNACAKTIR"
Bu iddianame MHP Genel Merkezi’nde hazırlanmış, sarayın hukuk birimlerinde son şekli verilmiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na iletilmişti. Davanın savcısının bizzat iktidarın kendisi olduğunu herkes görmelidir. Bu davayı savunmak için avukatlar görev alacaktır. Bu davanın savcısı nasıl iktidarsa bu davanın gerçek avukatı da bizzat halkın kendisidir. HDP'yi mutlaka yaşatacağımızı defalarca söyledik.
Bu davayı en başta Kürt halkı savunacaktır, Türkiye halklarının ortak mücadelesiyle bunu bütünleştirecektir. Türkiye’deki bütün demokrasi güçlerini de yanına alarak bu davayı boşa çıkaracaktır. Bu davayı boşa çıkaracağız. Demokratik siyaset mücadelesinin geriletilmesine asla izin vermeyeceğiz. Bu dava demokratik siyasette kararlılığımızı, mücadeleyi büyütme azmimizi daha da artıracaktır.
HDP'yi kapattırmayacağız, büyüterek devam ettirecek gücümüz vardır. Bu davada verilecek karar sadece HDP’ye yönelik olmayacaktır. AYM, HDP’yi kapatma kararı verirse kendini kapatma kararını da vermiş olacaktır. Biz kararlıyız, HDP’yi sonuna kadar savunacağız, kimsenin şüphesi olmasın. HDP’yi yaşatacağız. HDP sadece Türkiye’de değil Orta Doğu’da da güçlü köklere sahip bir fikriyat ve teşkilattır. Bir mahkeme kararıyla bunu etkisizleştiremeyeceklerini, bir dava süreciyle bu yoldaki kararlığa gölge düşürebileceklerini sananlar yanılıyorlar."