Dünyaca ünlü dev marka bir Türk esnafına kafayı taktı. Milyar dolarlık değere sahip olan o şirket İzmir'deki esnafa dava üstüne dava açıyor. Bu dava mitolojiye kadar uzadı. İşte tüm detaylar...
BURAK ÖZTOPRAK
Dünyaca ünlü dev marka işini gücünü bıraktı, İzmir'de bulunan Türk esnafla uğraşmaya başladı. O nedenden ötürü Türk esnafa kafayı takan dünya markası dava üstüne dava açıyor. Büyük balık küçük balık hikayesine benzetiliyor.
Fransız moda dünyasının zirvesinde yer alan Hermes, asırlık bir geçmişe sahip, lüksün ve zarafetin simgesi haline gelmiş bir marka. Thierry Hermès tarafından 1800'lerde kurulan bu moda devi, özellikle eşarpları ve çantalarıyla dünya çapında ünlüdür. Hermes, modanın kalbinin attığı Fransa'nın en köklü ve en prestijli markalarından biri olarak kabul edilir. Bu lüks markanın bir ürününe sahip olmak, birçok insan için hayallerin gerçekleşmesi anlamına gelir.
BÜYÜK BALIK KÜÇÜK BALIĞI YİYEBİLECEK Mİ?
Ancak, bu dünya devi Hermes'in, Türkiye'nin İzmir şehrinde yaşayan küçük bir esnaf Ümit Nar ile giriştiği mücadele, pek çok kişiyi hayrete düşürmüştür. Ümit Nar, 15 yıldır sahaflık yapmakta ve dükkanının adı Hermes Sahaf'tır. Sahaf dükkanının isminin başına gelenler ise 2021 yılında başlar. Nar, dükkanının ismini tescil ettirmek üzere Türk Patent ve Marka Kurumu'na başvurduğunda, Hermes'in Türkiye ofisi tarafından isim hakkı ihlali iddiasıyla karşı karşıya kalır.
Bu mücadele, Hermes'in milyar dolarlık cirosuna rağmen bir Türk sahaf dükkanıyla "uğraşması" olarak dikkat çeker. Hermes Paris, Nar'ın bu ismi kullanmasının bir karışıklığa ve benzerliğe yol açtığını, dolayısıyla art niyetli olduğunu iddia ederek itiraz etmiştir. Bu itirazın ardından, Türk Patent ve Marka Kurumu, Nar'ın markasını tescil etmemiştir. Ancak, itiraz edilen dört başlıktan üçünde Nar'ın lehine karar verilmiştir.
ANKA haber ajansına konuşan Ümit Nar'ın tek isteği, durumun düzeltilmesi ve anlamsız engelin kaldırılmasıdır. Nar, "Ben tek şubeli bir sahafım. Onlar milyon dolar ciro yapan bir şirket" diyerek, iki tarafın iş konularının ve müşteri kitlelerinin ne kadar farklı olduğunu vurgulamaktadır. Nar'ın en büyük dileği, mahkemenin lehine karar vermesi ve kültürel mirasın ortak varlıklarının kimsenin tekeline girmemesi için bir emsal teşkil etmesidir.
İSMİNİ MİTOLOJİDEN ALIYOR AMA FİRMA 'SAHİBİ BENİM' DİYOR
Hermes, aslında mitolojik bir figür olan Zeus ve Maia'nın oğludur. Zeus'un habercisi ve tanrıların en kurnazı olarak bilinir. Lüks marka Hermes ortaya çıkmadan çok önce, Hermes ismi insanlık tarihinde yerini almıştır. Bu durum, kültürel mirasın ve isimlerin, büyük şirketlerin hak iddia edebileceği birer mülk olmadığını göstermektedir.
Bu hikaye, büyük bir moda imparatorluğunun, küçük bir Türk esnafın hayatına nasıl etki edebileceğini dramatik bir şekilde ortaya koymaktadır. Bir yandan lüks ve prestijin simgesi olan Hermes, diğer yandan ise kültür ve kitap sevgisiyle dolu bir sahaf dükkanı. Bu mücadele, marka hakları ve kültürel mirasın korunması konularında önemli soruları beraberinde getirmektedir.