Marmara Denizi'nde 2021'deki müsilaj felaketinin ardından denizanası popülasyonundaki artış, risk oluşturmaya devam ediyor. Son araştırmalara göre, Marmara’da denizanası varlığı son 10 yılda yüzde 100 arttı. İzmit Körfezi'nin güneydoğusu, Gemlik ve Bandırma körfezleri riskli bölgeler olarak belirlendi. Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, "Denizanası artışı, müsilaj riskini artırıyor" dedi.
Marmara Denizi'nde, 2021 yılında yaşanan müsilaj felaketi sonrası yapılan araştırmalar, denizanası popülasyonundaki artışın çevresel riskleri daha da artırdığını ortaya koydu. İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen “Marmara Denizi’nde Denizanası Artışları Sebep ve Sonuçları” adlı proje, Marmara’daki denizanası varlığının son 10 yılda yüzde 100 oranında arttığını ve bunun müsilaj riskini yükselttiğini ortaya koydu.
DENİZANALARI NEDEN ARTIYOR?
İstanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İşinibilir Okyar, Marmara Denizi’nin tür çeşitliliği ve balık stoklarındaki azalma ile artan kirliliğin, denizanalarının üreme ve yayılma alanlarını genişlettiğini belirtti. Prof. Dr. Okyar, "Fırsatçı türler olarak adlandırdığımız denizanaları, kirli ve tür çeşitliliği düşük ortamlarda hızla çoğalıyor. Marmara gibi kirli ve ekolojik dengesini yitirmiş denizlerde bu türlerin popülasyonu kontrolden çıkıyor" dedi.
Küresel ısınma nedeniyle artan deniz sıcaklıklarının, denizanası metabolizmasını hızlandırdığına dikkat çeken Okyar, denizanalarının özellikle yaz ve sonbahar dönemlerinde aşırı ürediğini ifade etti. Bu durumun, başta İzmit Körfezi'nin güneydoğusu olmak üzere Gemlik ve Bandırma Körfezi’nde popülasyon yoğunluğuna yol açtığını belirtti.
DENİZANALARININ EKOSİSTEME ETKİLERİ
Araştırma, Marmara Denizi’nin aşırı besin yüküne maruz kaldığını ve bu durumun deniz ekosistemini olumsuz etkilediğini ortaya koydu. Denizanalarının balık yumurtalarıyla beslendiği ve bu nedenle balık stoklarını tehdit ettiği tespit edildi. Özellikle hamsi yumurtalarıyla beslendiği belirlenen denizanalarının, balıkçılık sektöründe de ciddi kayıplara yol açtığı ifade edildi.
Okyar, “Marmara Denizi, Karadeniz gibi dünyanın en besin zengini (ötrofik) denizlerinden biri. Bu durum, denizanalarının hızla çoğalmasına neden oluyor. Özellikle balık stoklarının azalması, ekosistemde denizanalarına avantaj sağlıyor” dedi.
MÜSİLAJ VE DENİZANASI İLİŞKİSİ
Denizanalarının müsilaj oluşumunda doğrudan bir etken olmadığını belirten Prof. Dr. Okyar, bu canlıların ekosistemde katalizör bir rol oynadığını ifade etti. Yapılan deneylerde, aşırı denizanası artışının denize çözülmüş organik madde salınımına yol açtığını ve bu durumun bakteriyel aktiviteleri strese sokarak müsilaj oluşumunu tetiklediği tespit edildi.
"Denizanalarının yoğun varlığı, müsilaj oluşumunu hızlandıran çözülmüş organik madde salınımını artırıyor. Denizanalarıyla bakteriler arasındaki etkileşim, müsilaj yapısının oluşumunu destekliyor" diyen Okyar, denizanalarının kontrol altına alınmaması durumunda müsilaj riskinin daha da artacağını belirtti.
Araştırmacılar, denizanalarının biyoteknolojik alanlarda kullanımına yönelik çalışmalar da yapıyor. Denizanalarının doğal kolajen bakımından zengin organizmalar olduğunu belirten Okyar, bu türün kozmetik, sağlık ve gıda sektörlerinde değerlendirilmesi için araştırmaların sürdüğünü ifade etti.
"Denizanalarını yemek mümkün değil, ancak onlardan faydalanmayı öğrenebiliriz" diyen Okyar, bu organizmaların biyoteknoloji ve yeni biyomalzeme üretiminde potansiyel sunduğunu belirtti.