Marmara'daki olası deprem tehlikesi arsa ofislerini harekete geçirdi. Marmara'nın akciğerleri kuzey Ormanları parsel parsel satılmaya başlandı.
EDA NARİN | KARAR
Marmara’nın akciğerleri Kuzey Ormanları’ndaki tehlike gittikçe büyüyor. Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, İstanbul, Kocaeli, Yalova, Sakarya, Düzce illerinin içinde ve Bursa, Balıkesir ve Çanakkale illerinin kuzeyinde yer alan, Karadeniz ve Marmara kıyısı boyunca uzanan ormanları kapsayan Kuzey Ormanları, arsa ofisleri aracılığıyla satılıyor. Maraş depremleri sonrası Marmara’yı bekleyen olası deprem tehlikesi akıllara gelince büyük yatırım şirketleri rotayı Kuzey Ormanları’na çevirdi. Yeşil Vadi Arsa Ofisi, Kuzey Ormanları’na yakın köylerden başlayarak arsaları parsellere ayırarak satışa koydu.
'KUZEY ORMANLARI'NA YENİ SALDIRI'
Satışları ve bölgede yol açabileceği sorunları karar.com'a değerlendiren Kuzey Ormanları Savunması Sözcüsü Başar Alipaça, Marmara'daki deprem tehdidi nedeniyle Kuzey Ormanları'na yeni bir saldırı başlatıldığını belirterek, "Bu pandemiyle başlayan bir süreçti. Orta-üst sınıfın daha rahat yaşayabilme amacıyla kuzeye yönelimi vardı. Şimdi beklenen Marmara depremiyle birlikte özellikle büyükşehirlere bağlı köylerin çevresinde meralarda, tarım alanlarında parselasyon yapıldığı için şehirleşmelere geçtiler. Şimdi bunları pazarlıyorlar" dedi.
Bu parselasyonun tarım arazileri ve meraların inşaata açılması anlamına geldiğini dile getiren Alipaça, arsaların imarlı-ifrazlı ibaresiyle satılmasının yapılaşmanın önünü açtığını ifade etti. Alipaça, imarlı olmasa dahi 'tiny house' denilen evlere de izin verilmeye başlandığını söyleyerek, "Çatalca tarafında tiny house köyü gibi yerler oluşmaya başladı. Bu çok tehlikeli. Çünkü orman alanları insan kirliliğine maruz kalıyor. Bütün bölge yaban ve tarım alanı olmaktan çıkıyor" diye konuştu.
'YABAN HAYAT ALANLARINI İNŞAATA AÇTILAR'
Şu anki en büyük sorunun susuzluk olduğunun altını çizen Alipaça, "Ağaç olmayan ama ağaçtan daha değerli olan çalı, mera, çayır gibi yaban hayat alanlarını inşaata açmış durumdalar. Bu nedenle su krizinin süreceğini düşünüyorum. Yüzde 0’lara düşen barajlarımız var. Barajlarımızın tümü ise yüzde 40’ın altında. Kar suyu da bitti, önümüzde yaz var. Çok ciddi sıkıntılar bizi bekliyor" ifadelerini kullandı.
'ACİLEN DURDURULMALI'
Alipaça, büyük yatırımlar yapan inşaat firmalarının gözlerini bu alanlara diktiğini vurgulayarak, "Kuzey Ormanları’nın kırsalını satıyorlar. Türkiye tarihinde böyle bir süreç yok. Bu Kuzey Ormanları’na son ölümcül darbe. Kuzey Ormanları bunu kaldıracak durumda değil, acilen durdurulmalı" dedi.
'CAN SUYU SANAYİYE AYRILDI'
Kuzey Ormanları'nın kırsalının satılmasını 'tarım alanlarının işgali' olarak nitelendiren Alipaça, buradaki kuruluşların bölgeden su çektiği bilgisini paylaştı. Alipaça, ormanın, tarımın ve yerleşik nüfusun 'can suyu' olacak suyun sanayiye ayrıldığının altını çizerek, "Mesela İznik Gölü’nün geri çekilmesinin nedeni İznik Gölü’nden su kullanan sanayi tesisleriyle İznik Gölü’nün dağlarında yapılan madencilik faaliyetleri. Bunların hepsi birbirine bağlı. Tarım ve mera alanlarının işgali çok net bir şekilde susuzluk demek. Ömerli Barajı’nın bu durumda olmasının sebebi sadece iklim krizi değil. Türkiye’de asıl sebep; yağan az miktarda kar ve yağmurun toplanıcı havzalarının taş ocaklarıyla işgal edilmiş olması, sanayinin az olan suyu çekiyor olması. Marmara Bölgesi’nin artık kaldıracak bir sanayi yükü yok. Ne denizimiz ne ormanımız bu kirlilik yükünü de kaldıramıyor. Marmara’nın nüfusunu inşaat projeleriyle daha da büyütmek doğru değil" ifadelerini kullandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un 1,5 milyonluk rezerv alan açıklamasına da değinen Alipaça, "Tayyip Erdoğan belediye başkanı olduğu ve İstanbul nüfusunu pasaporta bağlayan dönemden onlarca yıl geçmiş durumda. Ve şu an iki tane yere kent yapacağız diyorlar" dedi.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, "İstanbul'da dönüşmesi gereken 1,5 milyon bağımsız bölüm var. Bunlardan acilen dönüşmesi gereken 300 bininin dönüşmesi için şu an İstanbul'da sadece bakanlığımızın devam ettirdiği 94 bin bağımsız bölümden oluşan projelerimiz var. O riskli 1,5 milyon konutu dönüştüreceğimiz rezerv alanları var. Şehrin içindeki 1,5 milyon riskli binayı belirlediğimiz iki rezerv alana, hem Avrupa hem Anadolu yakasına taşıyacağız" demişti.
'ŞEHİRLEŞME BÜYÜDÜKÇE HAVA KİRLİLİĞİ SÜREKLİ ARTACAK'
Marmara coğrafyasının yegane su ve nefes kaynağının Kuzey Ormanları olduğunun altını çizen Alipaça, "Elimizde başka bir alternatif yok. 80 kadar gölün hepsi Kuzey Ormanları’na yağan kar ve sularla doluyor. Bu bakımdan birincisi su kaynaklarımızı tüketiyoruz, ikincisi nefes. Her yıl çok daha bariz bir şekilde şehirlerimiz alarm veriyor. Kuzey Ormanları, büyükşehirlerin klimasıdır. Fakat burada şehirleşme büyüdükçe hava kirliliği artarak sürecek" şeklinde konuştu.
'MARMARA'NIN HUZURUNU BOZUYORUZ'
Gıda sorununa da dikkat çeken Alipaça, şunları söyledi:
"Tarımsal üretim İstanbul’da dahi yüksek. Bu kadar tahribata rağmen direnen köylerimiz var. Bunun yanı sıra Trakya çok ciddi tarımsal üretim coğrafyasıdır. Bu bölgelerdeki her türlü sanayi, madencilik, inşaat tahribi tüm Türkiye’nin gıdada tehlikesinin sürmesine neden olur. Dördüncüsü de Marmara’nın huzuru. Olası depremde insanlar Kuzey Ormanları’ndaki alanlara sığınacak. Şimdi kendi elimizle bunları da yok etmeye başlıyoruz. Marmara’nın depreme karşı savunulmasını da zafiyete uğratıyoruz ve huzurunu bozuyoruz."
İşte Kuzey Ormanları'nın parsel parsel satış ilanları:
KIRKLARELİ-BABAESKİ-YEŞİLKENT
KIRKLARELİ-ELMACIK
KIRKLARELİ-İĞNEADA
KIRKLARELİ-İĞNEADA
KIRKLARELİ-DEMİRKÖY
KIRKLARELİ-DEMİRKÖY
KIRKLARELİ-ULUKONAK
Ekoloji örgütlerinden 'denetimsiz betonlaşmaya' ortak tepki: 'İptali için AYM'ye taşınsın'
Caretta carettaların yumurtlama alanında talan! Koruma altındaki parka iş makineleri girdi