“İkinci Yüzyıla Çağrı” vizyon toplantısına ilişkin değerlendirmelerde bulunan CHP lideri Kılıçdaroğlu, yeni bir sistem oluşturma ihtiyacını ve bunun "eskiye dönmek" anlamına gelmediği vurgulayarak "Eskiye dönelim değil, Türkiye'nin artık ekonomik kriz tablolarıyla bundan sonra hiç karşılaşmaması lazım" dedi.
CHP'nin beyin takımını tanıttığı, “İkinci Yüzyıla Çağrı” sloganıyla düzenlediği vizyon toplantısının yankıları gündemden düşmezken, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, toplantıyı düzenlemelerinin gerekçesini ve bundan sonra nasıl hareket edeceklerini Sözcü'den Saygı Öztürk'e anlattı.
'SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİNE İHTİYAÇ VAR'
Ana muhalefet lideri, “İkinci Yüzyıla Çağrı” vizyon toplantısının temel felsefesini şöyle açıkladı:
"Türkiye'nin tek adam rejimine mahkum edilmesi, Türkiye için hangi sonuçları doğurduğunu hepimiz yaşıyor ve görüyoruz. Türkiye'nin buradan çıkması lazım. Buradan çıkması için de yeni bir tek adama ihtiyacımız yok. Bir sistem değişikliğine ihtiyacımız var. Bu sistemin nasıl olması gerektiğini anlattım. Daha önce ‘Devlette liyakat' diye çok sık söz ederdim. Dün, yalnız Türkiye'de değil, dünya çapında bilim insanlarıyla, geçmişte uygulaman içinde olmuş bilim insanlarıyla bir araya geldik. Onlar, Türkiye'nin sorunlarının çözülebileceğini gayet güzel anlattılar. Bunların hiçbiri yönetime değil."
'YENİ SİSTEM ESKİYE DÖNMEK DEĞİL'
"Liyakati bir tarafa atar, sadakati getirirseniz kamu yönetimine başarı elde edemezsiniz" görüşünü ifade eden Kılıçdaroğlu, "Çok açık ve net bugün yaşadığımız tablo bunu gösteriyor. Sistemin nasıl olması gerektiği konusunda da düşüncelerimi ifade ettim. Hocalar da bir şekilde bunu kendi anlatımıyla dile getirdiler. Ama sistemin eskiye dönmek olmadığını da ifade ettim. Eskiye dönelim değil, Türkiye'nin artık ekonomik kriz tablolarıyla bundan sonra hiç karşılaşmaması lazım. Bunun için yeni bir sistemin gelmesi gerektiğini ifade ettim" diye devam etti.
'ALTI LİDER OLARAK ÇALIŞIYORUZ'
Sağduyu sahibi olan herkesin, kendisinin açıklamalarını "doğru ve gerekli" bulduğunu söyleyen CHP lideri, "Sağcısından solcusuna, geçmişte siyasi yelpazenin değişik yerinde olan sağduyu sahibi herkes buna evet diyor. Dolayısıyla biz altı lider olarak Türkiye'yi dönüştürmek, saygın kılmak, itibarlı kılmak, hukuk devleti haline getirmek, yoksulluğu bitirmek, üreten Türkiye sürecini başlatmak, elde edilen gelirin hakça bölüşülmesine ortam hazırlamak ve bu topraklarda hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir büyümeyi hedefliyoruz. Bunun üzerinde duruyor, bunun üzerinde çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
'ALTI LİDERİN KADROLARINDA YETKİN İNSANLAR VAR'
Altı liderin kendi kadrolarında da son derece yetkin insanlar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Biz bu yetkin insanlarla birlikte çalışıyoruz. 70 kişilik bir kadro oluşturduk. Bunlar bilimin her alanında kendisini kanıtlamış insanlar. Bazıları Türkiye'de, bazıları yurtdışında yaşıyor. ‘Devlet 7 gün, 24 saat çalışacak' derken dünyanın neresinde olursa olsun bu insanlarla iletişim halinde olacağız, sorunları masaya yatırıp sağlıklı çözümler üreteceğiz" dedi.
'GÜNÜMÜZÜN PETROLÜ ÇİPTİR'
Sık sık önemini vurguladığı "Türkiye teknoloji çağını, devrimini kaçıramaz" görüşünü yineleyen Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Türkiye sanayide yeni hamleler yapmak, yeni buluşların altına imza atmak zorundadır. Günümüzün petrolü çiptir. Dünyanın gelişmiş ülkeler arasında şimdi çip savaşları veriliyor. Konuşmamda da söylemiştim, petrolün nereden olacağını biz bilemeyiz. Ama çipin nerede üretilmesi gerektiğine karar verebiliriz.
Siyaset kurumunun, tek adam rejiminin bunlardan en ufak bir şekilde haberi bile yok. Eğer Türkiye, katmadeğeri yüksek ürünü üretemezse, bu alanı büyütemezse, üniversiteleri vasatlaştırırsa o zaman 85 milyonluk Türkiye, katmadeğeri yüksek ürün üreten ülkelerin pazarına dönüşür. Bunun en tipik örneği cep telefonlarıdır. Teknolojisi gelişmiş ülkelerin ürettiği cep telefonlarını 85 milyon olarak kullanıyoruz. Onlar için büyük bir pazarız.
'70 KİŞİLİK EKİBİMDEN KİMSE KARAMSAR DEĞİL'
‘Ey dünya, sesinle yarışmaya geliyoruz' derken, kastettiğim budur. Çünkü Türkiye'de teknolojik gelişmelere imza atacak çok nitelikli insanlar var. Bu insanların çalışabilecekleri ortamı tümüyle hazırlayacağız. Üniversiteler birer araştırma kurumuna dönüşecek. Bütün bunların hepsini yapabiliriz. 70 kişilik ekibimden hiç kimse karamsar değil. Bu insanlar pek çok önemli çalışmanın altına imza atmış insan. Onun için bizim Türkiye'yi kararlılıkla, azimle ileriye taşımamız lazım.”
