Kadıköy’de toplanan kadın örgütleri, İstanbul Sözleşmesi hükümlerinin ve 6284 sayılı Kanun'un uygulanması için eylem yaptı. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav, “Bu memlekette öldürülen kadınları birleştiren şey nedir? Hiçbiri eceliyle ölmedi. Ecelimizle ölme hakkını istemek de mi suç” diye konuştu.
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, Kadın Meclisleri ve Genç Feministler Federasyonu üyeleri, İstanbul Sözleşmesi ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hükümlerinin uygulanması için Kadıköy Süreyya Operası önünde toplandı.
“Israrlı takibe, dijital şiddete son. Çözüm 6284" ve "6284 ile yaşayacağız, yaşatacağız” pankartı açan kadınlar, kadın cinayetlerine tepki gösterdi.
'KADINLARDAN NE İSTİYOR BU AKP?'
İzmir Bornova’da 20 Ağustos 2020'de Serkan Dindar tarafından öldürülen Ceyda Yüksel’in annesi Filiz Demiral, adalet aradığını belirterek şöyle konuştu:
“2020 yılından beri mahkememiz devam ediyor. Kadın meclisleriyle birlikte adalet arıyorum. Bütün deliller ortada olduğu halde gerekçeli karar 3 yıl sonra sunuldu. Mahkemenin sunduğu gerekçeli karar, Serkan Dindar kasten adam öldürmekten yargılanırken, ne oluyorsa birden 6284’ün kalkmasıyla adalet sürecinde hakkımızı elimizden alıyorlar. Gerekçeli kararda cinsel birlikteliği reddetmek öldürme gerekçesi sayılarak meşrulaştırıldı. Kızım cinsel birlikteliği reddetmeseydi şu an hayatta olacaktı. Mahkemenin süreci buydu. İstinaf mahkemesine başvurduk, istinaf mahkemesi de yerel mahkemenin gerekçeli kararını onayladı. Şu an Yargıtay'dayız. Kadınlardan ne istiyor bu AKP? Kadınlardan, bebeklerden, hayvanlardan, ağaçlardan ne istiyor AKP? Recep Tayyip Erdoğan kendi adaletini mi yapmaya çalışıyor?”
'ECELİMİZLE ÖLME HAKKINI İSTEMEK DE Mİ SUÇ?'
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi Gülsüm Kav da şunları söyledi:
“Burada bu buluşmayı yapıyorsak nedeni var. Bizim bugün yürüyüşümüze engel çıkaranlar, çıkarttılar da ne oldu? Bizim mücadelemiz pes eder mi hiç? Biz bütün hücrelerimize kadar bu memlekette kadınların, hücre hücre öldürülmesine karşı savaşacağız. Bu memlekette öldürülen kadınları birleştiren şey nedir? Hiçbiri eceliyle ölmedi. Ecelimizle ölme hakkını istemek de mi suç bizi yürütmüyorsunuz? Bunu istiyoruz biz artık. Bu seviyeye getirilmiş bir şiddet var. Burada artık maalesef ki çocuklara uzanmış. En savunmaya muhtaç haline bile el uzatan, şiddete kadar vardırdılarsa bu işi, bu failler canımıza kastedenler; biz bütün hava şartlarında da yılın bütün günlerinde de buluşacağız. Bizi seyredenlerden hesap da soracağız. Şiddet cezasız kalmayacakla bırakmayacağız, asıl amacımıza ulaşacağız. Şiddetsiz bir dünyayı birlikte mücadelemizle kuracağız.”
'ALİ YERLİKAYA, ÖLDÜRÜLEN KADINLARI SUÇLAYAN BİR BAKANSIN'
Genç Feministler Federasyonu adına konuşma yapan Güneş Akşahin de bir ayda 48 kadın cinayeti işlendiğini aktararak, şunları kaydetti:
“Kadınlar koruma kararları varken öldürülüyor. Genç kadınlar, çocuklar o evlerde babaları tarafından öldürülüyor. Ama yine suçlu kadınlar oluyor. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, her eylemde kendisinden söz ettirmeyi başarıyor. Demiş ki, ‘Kadınlar faillere kapıyı açıyor, bizim sözümüzü dinlemiyor.’ Ali Yerlikaya,sen Narin ile ilgili konuşmak isteyenleri susturan, öldürülen kadınları suçlayan bir bakansın. Senin adın tarihe böyle yazılacak. Siz hükümet olarak görevinizi yerine getirdiniz mi, buradaki polisler kadınları korudu mu? Erkekler kadınları öldürmekle tehdit ettiklerinde hükümet olarak kılınızı bile kıpırdatmadınız. Özlem Zengin de İzmir’de yanarak ölen 5 küçücük kardeşimiz için, ‘her şey para mı?’ demiş. Sonra da AIDS’ten ölen başka bir çocuk için de ‘Gördüğünüz gibi sorun ekonomik değil, babasıyla alakalı’ demiş. Ne oldu Özlem Zengin? Bu ülkeyi bu hale getirdiğiniz yoksulluk konuşulmasın diye aileyi mi sorgulamaya karar verdin? Yarattığınız başka bir sorunu aklamak isterken, yarattığınız başka bir soruna toslarsınız. Evet sorun yoksulluk, 5 çocuğun yanarak ölmesinin sebebi ekonomik ve öve öve bitiremediğiniz o aileler de çok sorunlu. AKP hükümeti, nereden tutarsak elimizde kalan bir hükümettir.”