İYİ Parti TBMM Grup Başkanı Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın muhalefete "Bankaları, projeye ilgi duyan ülkeleri tehdit ediyorlar. Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla alırlar" ifadelerine sert tepki gösterdi. "Telekom’da Hariri ailesinin Türkiye’den götürdüğü 9 milyar doları söke söke aldınız mı?" diyen Tatlıoğlu, "Emin olun ki, onları da alacağız" ifadelerini kullandı.
İYİ Parti TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu, Meclis'te basın toplantısı düzenledi. Tatlıoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Kanal İstanbul'un temel atma törenindeki "Yatırımcıları tehdit ediyorlar. 'Geldiğimizde bilesiniz ki ödeme yapmayacağız, elinizden alacağız' diyorlar. Bankaları, projeye ilgi duyan ülkeleri tehdit ediyorlar. Söke söke sizden bu paraları uluslararası tahkim yoluyla alırlar" ifadelerini eleştirdi.
"Adeta ne yazık ki, bir Duyun-u Umumiye yetkilisi gibi konuştu. Anlaşılmıştır ki, Sayın Erdoğan kendilerinden sonra Türkiye’yi yönetecek olanların milletin hakkını aramasının önünü kesme gayreti içerisindedir" diyen Tatlıoğlu, "Türkiye’yi Erdoğan sonrası yönetecek olanlar yolsuzlukla etiketlenmiş bütün işleri gündeme getireceklerdir, bunlar milletin beklentileridir. Bugünlerden bunların önünü kesme gayreti ve milletin hakkının değil de birkaç saray müteahhidinin menfaatlerinin yanında olmayı yeğlemesi gerçekten düşündürücüdür" diye konuştu.
'ABD'DEKİ F-35'LERİ NEDEN SÖKE SÖKE ALMIYORSUNUZ?'
Tatlıoğlu, "Buradan soruyoruz, Sayın Erdoğan Telekom’da Hariri ailesinin Türkiye’den götürdüğü 9 milyar doları söke söke aldınız mı?" diyerek tepkisini dile getirdi ve "ABD’deki F 35’leri neden söke söke almıyorsunuz? Türkiye’nin haklarını aramak yerine Türkiye’nin haklarını arayacaklara set çekme gayreti, yapamazsınız gayreti Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na değil, herhangi bir vatandaşa bile uygun düşmemektedir. Emin olun ki, onları da alacağız, kayırmalı ihalelerle müteahhitlere aktarılanları da alacağız, mafya siyaset bağlamında usulsüz ihaleler bağlamında milletimizin cebinden, devletimizin kasasından çıkanları söke söke alacağız. Bundan milletimizin hiçbir endişesi olmasın" dedi.
Tatlıoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın açıklamalarına da işaret etti ve “Anayasa Mahkemesi Başkanı Sayın Zühtü Aslan’ın açıklamalarından anlıyoruz ki, Türkiye’de demokratik hukuk devleti kalmamıştır. Yine Sayın Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın açıklamalarından anlıyoruz ki, yargı görevini yapmazsa mafya devreye girer" ifadelerini kullandı.
'TÜRKİYE'DE DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ KALMAMIŞTIR'
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "Hukuk devletinde adaletin yegane adresi mahkemelerdir. Mahkemelerin adalet arayışına cevap veremediği, bağımsız ve tarafsız yargılama ilkelerine uygun bir şekilde uyuşmazlıklara çözüm üretemediği bir yerde hukuk dışı arayışların ortaya çıkması kaçınılmazdır" açıklaması yapmıştı.
Tatlıoğlu, "Bugün baktığımızda mafya bir şekilde yeni dönemde yargının adı olarak karşımıza çıkıyor, bunu üzüntü ile vurgulamak istiyoruz. Anayasa Mahkemesi Başkanının açıklamalarından yargıda FETÖ benzeri aklı, ahlakı ve hukuku dışlayan yeni bir yapılanmanın vurgusunu görüyoruz. Türkiye’deki yargının en önemli ismi üzerinden bunları değerlendirmek istiyoruz" dedi.
'HERKESİN CEBİNDEN 2 BİN 500 DOLAR EKSİLDİ'
Tatlıoğlu sözlerine "1 Temmuz 2018 itibarı ile Türkiye’nin bugününü karşılaştırdığımızda, ortaya çıkan tabloyu aziz milletimizin ve kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Türkiye Partili Cumhurbaşkanlığı’na girdiğinde 881 milyar dolar bir milli gelire sahipti, bugün 711 milyar dolarlık bir Türkiye var, yaklaşık yüzde 20 fakirleşen bir Türkiye. Türkiye’de her ferdin cebinden ortalama 2 bin 500 dolar eksilme söz konusu. 4 kişilik bir aile 10 bin dolar fakirleşmiştir. Bunlar tamamen Erdoğan döneminin devletinin resmi rakamlarıdır. Döviz yüzde 90 artmış, işsizlik yüzde 36 artmış. Bütçede yaklaşık yüzde 450’lik bir artış söz konusu. Kamu borcu yüzde 155 civarında artmış. Dış borç, bugün milli gelirin yüzde 62.8’i dış borç. Bütçe açığı 32 milyardan 172 milyara çıkmış. Türkiye’nin bütün toplam borçluluğu yüzde 36’dan yüzde 53’e çıkmış. Millet ve devlet olarak daha borçlu bir Türkiye haline gelmişiz. Dünya milli gelirinden yüzde 91’ini alan Türkiye bugün yüzde 77’sini almaktadır. Merkez Bankamızda son on yılda 30 milyar dolar ortalama net döviz varken bugün 57 milyar dolar eksidir. Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi ile Türkiye’nin bu üç yıl içerisinde ne yazık ki hem genelde hem birey olarak bir fakirleşme söz konusudur. Türkiye bu anlamda dünya ile negatif bir ayrışma içerisindedir. O nedenle Türkiye’de bu sistemin değişimi sağlayacak bir seçim atmosferine girmesi gerektiğine inanıyoruz. İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemle Türkiye’nin kaybettiklerini kazanacağına inanıyoruz" diye konuştu.