İBB Başkanı İmamoğlu, Çevre ve Şehircilik Murat Kurum'un, "İstanbul’da 1,5 milyon riskli konutu, belirlediğimiz iki rezerv alana hem Anadolu hem Avrupa yakasına taşıyacağız" sözlerine tepki göstererek "Bu, bir seçim vaadi dili. 1,5 milyon konutu hangi rezerv alana taşıyacak? Bileniniz var mı? Yani 4,5 milyon insan. Ben nerede olduğunu, böyle bir rezerv alanın bilmiyorum. Ya Allah aşkına, bırakın semti, hangi mahalleyi taşımışsınız bugüne kadar? Bu işlere, bu milletin karnı tok" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), tek yapıların dönüşümüne devam ediyor. Kadıköy Rasimpaşa Mahallesi Hayrullah Efendi Sokak’ta bulunan 1972 yapımı Nurcan Apartmanı, İBB’nin şehircilik grubu şirketleri KİPTAŞ, İstanbul İmar AŞ ve BİMTAŞ tarafından kurulan 'İstanbul Yenileniyor' projesi kapsamında yıkıldı. Yıkıma, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Buğra Gökce ve KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt da tanıklık etti.
'BİZİM GÜNDEMİMİZİN BÜYÜK KISMI DEPREM'
Kentsel dönüşüm çerçevesinde yenilenecek olan riskli binanın şıkımı öncesinde bir açıklama yapan İmamoğlu şunları söyledi:
"Burada bir yıkımı sizinle paylaşıyoruz. ‘Her anımızda deprem süreci var’ demiştim. Buna kayıtsız, şartsız devam edeceğiz. Ben, buradan, örneğin Adalar'a geçeceğim. Adalar’da üç yapıyla ilgili de ziyaretim var. Daha önce Orman Bakanlığı'ndan kiraladığımız bir alanda, yine güçlendirme ve yenilemeyle bir tesisi aslında depreme dayanıklı hale getiriyoruz. Yine ne yazık ki tümden riskli yapıya dönüşmüş olan bir camiyi yeniliyoruz. Onun inşaatına gideceğim. Yine Taş Mektep diye tarihi bir yapının restorasyonu ve yenilenmesi var. Aslında bu da dün anlattığım o depremle ilgili sürecin bir örneği. Yani aslında benim bugün sahada dört ziyaretim var. Belki üçü farklı projeler, burası gibi bir yıkım üstünden işleyen ya da sizin gözünüzün önünde aktardığımız biçimiyle olmasa da aslında yine depremle mücadelenin bir parçası. Çokça tartışılan, ‘Depremle ilgili ne yapıyorsunuz’ meselesinde, aslında bizim gündemimizin büyük bir kısmı zaten bu.
'KİPTAŞ’IN ELİNİN GÜCÜNÜ HİSSETTİRDİĞİ ALANLARA GİRİYORUZ'
Yıkım yapılan bölgedeki yapıların büyük bölümü ömrünü tamamlamaya yakın binalar. Dolayısıyla bu tür yerlerde etkin oluyoruz. Niçin etkin oluyoruz? Sebebi şu: Uzlaşamıyor insanlar. Güven duyamıyorlar. Bazen yüklenicilere inanamıyorlar vesaire. Burada KİPTAŞ’ın elinin, güvencesinin gücünü hissettirdiği alanlara giriyoruz. Bu bizim ne zaman ki kararımız? Geçen yıldan beri aslında düğmeye bastığımız ve ‘İstanbul Yenileniyor’ diye ortaya koyduğumuz bir karakter. Burada aslında bir simge olmak istiyoruz. Yani bizim bahsettiğimiz, arkadaşımın, ‘1-1,5 ay içinde 2 bin 300 yapıya çıkacağız’ dediği sayı, 3-3,5 yılda ortaya koyduğumuz bu kabiliyet, her ne kadar geçmiş 20 yılda dahi bu kadar yapı yıkılmamıştı, yani ‘eski, riskli bina’ diye yıkımı yapılıp, yeni bina yapılmamıştı ama bu sayıların dahi ne kadar minik sayılar olduğunu ne kadar küçük sayılar olduğunu dün de açıklamalarımda söyledim.
'BU BİR RANT ŞANTİYESİ OLMAZ'
İstanbul ve Türkiye’de imarla ilgili konularda 19 farklı kurumun yetkili. Yani herkes bir tarafından çekiştirirse, herkes başka türlü algılarla süreci yönetirse, bu süreç gerçekten başarıya erişmez. Yapı sektörünün motivasyonu, finans sektörünün motivasyonu, ilçe belediyelerinin motivasyonu, Büyükşehir Belediyesi’nin… Her kurumun ana motivasyonu bu olduğu takdirde, inanın evet İstanbul bir anda ciddi anlamda şantiyeye döner. Ama bu bir rant şantiyesi olmaz. Gerçekten İstanbul'un güçlenme şantiyesi olur. Bundan da herkes memnuniyet duyar. Sağlıklı tedbirler alınır. İnsanlara prensipler sağlıklı bir şekilde aktarıldığında, bu işin mümkün olduğunu, yıllarını da bu işe vermiş bir insan olarak ifade ediyorum ki; bunu başarabiliriz.
'‘İSTANBUL GÜÇLENİYOR’ SAYFAMIZDAN BİZİ TAKİP ETSİNLER'
Az önce arkadaşımın söylediği, ‘Uzlaştık, boşalttık, boşaltıyoruz’ dediği sayıyla, 2 bin 300 bağımsız bölüm dediğiniz aslında ne ifade ediyor biliyor musunuz? Türkiye'nin ortalamasına baktığınızda ya da İstanbul'un yaklaşık ortalamasına baktığınızda, ki bunların çoğunluğu aile yuvaları, 10 bin insan aslında. Yani 10 bin insanı, Allah korusun işte bir depremde, bu tür yapılarda yakaladığında 10 ilimizde neler yaşadık, hangi trajik ortamlarla karşı karşıya kaldık; ortada. O bakımdan bu hamleleri çok önemli buluyorum. ‘İstanbul Güçleniyor’ sayfamızdan bizi takip etmeye devam etsinler. ‘İstanbul Yenileniyor’ kampanyamıza eşlik etsinler.
'YAPILARIN TARANMASI KONUSUNDA ÇOK HIZLI HAREKET EDECEĞİZ'
Yapılarının hızlı taranması konusunda çok hızlı hareket edeceğiz. Elimizden gelen en hızlı şekliyle, ekiplerimizi artırarak, sahada mutlaka bu işi en etkin hale getireceğiz. Tabii bununla da yetinmeyeceğiz. Şunu da yapacağız: İstanbul'un sektörlerini harekete geçirip, depreme dayanıklı zaman dilimini hep beraber ortak karar alacağız. Bu işi önemsiyoruz. İnsan hayatı, deprem, Türkiye'mizin, İstanbul'umuzun bu tehditten kurtulması için hep beraber inşallah başaracağız diyorum.”
'BIRAKIN SEMTİ, HANGİ MAHALLEYİ TAŞIMIŞSINIZ BUGÜNE KADAR?'
İBB Başkanı İmamoğlu, açıklamasının ardından gazetecilerin sorularını da yanıtladı. İmamoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un, "İstanbul’da 1,5 milyon riskli konutu, belirlediğimiz iki rezerv alana hem Anadolu hem Avrupa yakasına taşıyacağız" şeklindeki sözleriyle ilgili bir soru üzerine de şunları söyledi:
"Ben, bu süreçte depremle ilgili meseleleri konuşurken, insanların bir seçim vaadi diline bu işi dönüştürmemesini, özellikle defalarca aktardım. Şimdi bu, bir seçim vaadi dili. 1,5 milyon konutu hangi rezerv alana taşıyacak? Bileniniz var mı? Yani 4,5 milyon insan. Ben nerede olduğunu böyle bir rezerv alanın bilmiyorum. İkincisi, ya Allah aşkına, bırakın semti, hangi mahalleyi taşımışsınız bugüne kadar? Yani bir yerden alıp, bir yere taşıdığınız bir mahalle gösterin İstanbul'da -bırakın 1,5 milyonu- 20 senedir. Onun için, bırakın bu lafları. Sayın Bakan, deneyimli bir insan. Teknik bir insan. Yani bırakın 1,5 milyon bağımsız bölümü taşımayı, 1,5 milyon eşyayı evden eve nakliyatla taşısın, bakalım kaç senede taşıyacak. Ya da taşıdığı zaman diğer semtler ne olacak? İstanbul'a yeni bir 6 milyon insan mı taşımaktan bahsediliyor? İmarla ilgili o kadar soru işareti var ki. Ben diyorum ki, ‘Gelin bu konuları bir arada konuşalım.’ Bak, biz o masaya varız. Dün de söyledim: Hangi masaya çağırılırsak, Ankara'da, İstanbul'da, koşa koşa bir araya gelelim. Çağırın, koşa koşa gelelim. Bir arada konuşalım ve bu işi seçim vaadi meselesinin ötesinde bir yere koyalım. Akılcı açıklamalar yapalım. 1,5 milyon konut, 200 bin konut, 250 bin konut. X parti, Y parti, Z parti. Bir önemi yok. Ben sürece böyle bakıyorum. Söylediği sözlerden ben bir şey anlamadım."