İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yerel seçim öncesi kendisini karalama adına hakkında montaj videolar hazırlanıp yayılmasına tepki gösterdi. İmamoğlu, yapılanın ahlak dışı olduğunu vurgulayarak, "Bu tür tutum ve tavırları ortaya koyan kişilere, insanlara, siyasi partilere, gruplara ya da bu işe aday insanlara ben, ‘Allah akıl versin’ diyorum" dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, bugün Harbiye’deki Cemal Reşit Rey (CRR) Konser Salonu’nda düzenlenen Enstitü İstanbul İSMEK 2. Eğitmenler Zirvesi, yapıldı. Çok sayıda eğitmenin katıldığı zirvede konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İSMEK'lerin istihdama sağladıkları katkılara değinerek, onları daha da geliştirmek istediklerini belirtti.
İmamoğlu, konuşmasında, montaj yoluyla kendisine atılan iftiralardan da bahsederek şunları söyledi:
"Başta şehrin kadınları olmak üzere bütün insanlarımızın kabiliyetleriyle para kazanan, iş sahibi olduğu bir kente dönüşmesi lazım. Zira hayatın zor koşulları dahilinde, özellikle bir ailede herkesin üretebiliyor olması, bu tür yaşamın en önemli kurallarından birisi. Bu bakımdan 2024 yılında Enstitü İstanbul İSMEK’e önemli bir bütçe ayırarak, bu alandaki gücümüzü daha da büyütmek ve artırmak hedefiyle yol yürüyoruz ama ne yazık ki bugün görüyoruz; öyle enteresan metotlarla, yani olmayan bir kaza anını ya da bozulmuş bir otobüs anını kayda almanın ya da Ekrem İmamoğlu’nun burada konuştuğu kelimeleri yapay zekayla çevirerek, bir yayın yaparak insanları aldatmanın tanıtıma katkı sunacağını düşünen bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu, üzüntü verici.
'BİR KISIM SİYASİLERE KURS AÇMAMIZ GEREK'
Bir yanıyla da karşımızdaki şu an mevcuda çıkmış olan anlayışın ya da yönetime gelmeye dönük adım atan anlayışın ortaya koyduğu metodun sadece şu olduğunu görüyoruz. Karalamak, kötülemek, aşağılamak veya olmayan şeyleri olmuş gibi göstermek. İnanın, ne toplum kültürümüze uygun ne insani düşüncelere ya da mantığa uygun ne evrensel değerlere uygun ne inancımıza uygun olmayan bu tür tutum ve tavırları ortaya koyan kişilere, insanlara, siyasi partilere, gruplara ya da bu işe aday insanlara ben, ‘Allah akıl versin’ diyorum. Başka bir şey demek istemiyorum. Akla, bilime, tekniğe, eğitime ihtiyacı olanları da Enstitü İstanbul İSMEK’e davet ediyorum. Gelsinler, burada eğitim alsınlar. Belki de etik kuralları anlatmak, iyi insan olmayı, iyi vatandaş olmayı, ahlâklı birey olabilmeyi de anlatmak ve öğretmek konusunda, özellikle bu tür girişimleri olan bir kısım siyasi gruplara kurs olarak açmamız gerekiyor.
'‘TERÖRİST’ DEYİP ‘SİYASİ YORUM YAPTIM’ DEDİLER'
Toplumun buna büyük oranda ihtiyacı olmadığını biliyorum ama belli bir siyasi zümrenin yoğun bir ihtiyaç duyduğunu da gözlemleyebiliyorum. Belki bunu da yapmakta fayda var. Herkesi, hep derim, ‘Allah iftiradan korusun’ ve bu tür tutum ve davranışlara eğilim gösterenleri de eğer Yaradan’ın akıl verme gayretine karşılık vermiyorsa ‘Allah ıslah etsin’ diyorum. Yapacak bir şey yok. 5 yılı aşkın İstanbul ölçeğindeki mücadelemde iftiralarla, birtakım yalan ifadelerle hatta kurum çalışanlarıyla konuşuyorum şu anda. Tam huzurumda bine yakın kurum çalışanımız var. Kurum çalışanlarına bile zamanı geldiğinde ‘terörist’ diyen, ‘terör örgütleriyle iltisaklı’ diye suçlayan aklın; aradan 1-1,5 yıl geçtikten sonra ‘Sadece o zaman siyasi bir yorum yaptım’ diye bunu mahkemede ifadeye dönüştürmesini bile ‘Ne kadar acı bir durum’ diye nitelendiriyorum. Ki o dönem çok öfkelenmiştim. Çünkü beni ve çalıştırdığımız, işe aldığımız insanları böyle ‘iltisaklı’ şeklinde suçlayan, hakkımızda suç duyurusunda bulunan, onlarca müfettişi kurumumuza yollayan akıl, bu kurumdan bir tane dahi bir terörist bulamadan geri dönmüş, şimdi de onu, ‘O dönemdeki siyasi irademle, siyasi görüşümle beyanda bulundum’ diye mahkemede ifade verebiliyor. Bunu bile her vatandaşımızın vicdanında sorgulaması gerektiğini düşünüyorum.
'BİR AVUÇ İNSANI NASIL ÇÖZECEĞİZ?'
Bütün bunları Enstitü İstanbul İSMEK kursunda eğitimcilere niye söylüyorum? Şundan söylüyorum. Siz toplumu aydınlatan, eğiten, bilinçlendiren, toplumun marifetlerini artırma için çalışan çok kıymetli bir mesleğe sahip insanlarsınız. Dolayısıyla toplumun daha fazla aydınlanmasını, toplumun daha fazla bilgilenmesi lazım ki yanılmasın, aldatılmasın, güçlü birey olsun. Bu manada yaptığınız görevin çok önemli olduğunu iletmek isterim ama tekrar ifade edeyim. Benim milletimize, hemşehrilerimize, toplumumuza, siyasi fikri görüşü ne olursa olsun güvenim tam da şu bir avuç insanı nasıl çözeceğiz; o konuda henüz bir fikir ve yetenek geliştiremedim. Bu kapsamda sizlerin de katkısına, desteğine ihtiyacım var; ‘Bu bir avuç insanı nasıl eğitebiliriz, nasıl düzeltebiliriz, nasıl ahlâki kuralların dışına çıkmamaları hususunda özenli bir çaba gösterebiliriz’ diye. İçimdeki bu tereddüdü, bu soruyu ve bu üzgün olduğum kısmı siz kıymetli eğitimcilere açmak ve paylaşmak istedim.”