Sinan Ateş dosyasında ‘Örtbas var’ görüşünü kuvvetlendiren bir gelişme daha... Tetikçinin kaçırıldığı çakarlı araca ait görüntülerin resmi takip sistemine takıldığı ancak soruşturmada yer alan kaydın iddianameye girmediği ortaya çıktı. Savcının bu kadar önemli bir delili yok sayması üzerine ‘Açıklamasını kim yapacak?’ sorusu yöneltildi. HSK ve Adalet Bakanlığı’nın harekete geçmesi çağrıları yapıldı.
GÖRÜNTÜLERDE VAR AMA İDDİANAMEDE YOK
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesine ilişkin süreç soru işaretleriyle ilerliyor. Telefon görüşmelerinden, kamera kayıtlarına soruşturma dosyasında bulunan kritik bilgilere iddianamede yer verilmemesi ‘örtbas çabası’ tartışmalarını alevlendirdi. İddianamenin mahkeme tarafından kabul edilmesinin ardından dikkat çeken bir bilgi daha ortaya çıktı. Tetikçi Eray Özyağcı’nın kaçırıldığı aracın görüntüsü Plaka Tanıma Sistemi’ne girdi.
‘BU KADAR ÖNEMLİ BİR DELİL NEDEN YOK SAYILDI?’
Cinayetten bir gün sonra alınan görüntünün iddianamede plaka dahi verilmeden ‘Audi araç’ ifadesiyle geçmesi kafa karıştırdı. ‘Savcı bu kadar önemli delili neden yok saydı?’ sorusu yöneltildi. Acılı eş Ayşe Ateş de “Kurumsal araçlar katillere tahsis edildi” iddiasıyla tepki gösterdi. Görüntülerin iddianameye konulmamasının ‘delil saklama’ anlamına geleceği savunularak Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun gerekli adımları atması gerektiği belirtildi.
CİNAYETTEN 24 SAAT SONRA KADRAJDA
Sinan Ateş davasında tutuklu bulunan tetikçi Eray Özyağcı’yı Ankara’dan İstanbul’a kaçıran 06 plakalı çakarlı araç, Başkent’e dönüş yolunda Çamlıca gişelerindeki Plaka Tanıma Sistemi’ne takıldı. Eski Ülkü Ocakları yöneticileri Tolgahan Demirbaş ile Emre Yüksel’in araçta bulunduğu da kamuoyuna yansıdı. Ayşe Ateş’in iddianamede yer verilmeyen ifadesinde de bahsettiği aracın, Ülkü Ocakları’nın programlarında kullanıldığına dönük sosyal medyada paylaşımlar yapıldı.
HERKESİN BİLDİĞİ İDDİANAMEDE YOK
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetine ilişkin hazırlanan iddianamede eksiklikler dikkat çekiyor. Son olarak tetikçisi Eray Özyağcı’nın kaçırıldığı aracın görüntüleri ortaya çıktı. Koruma tahsisli ve ‘çakarlı’ aracın Plaka Tanıma Sistemi’ne takılmasına rağmen plakasının iddianamede hiçbir şekilde yer almadığı belirlendi. Aynı aracın Ülkü Ocakları binası önünde de fotoğraflarının olduğu görülürken Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş yaşananlara “Kurumsal araçları katillere tahsis ettiler” tepkisi gösterdi.
Ankara’nın Çukurambar semtinde 30 Aralık 2022’de uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in tetikçisi Eray Özyağcı’nın kaçırıldığı aracın detaylarına ilişkin görüntüler gün yüzüne çıktı. T24’ten Asuman Aranca’nın haberine göre, koruma tahsisli ve ‘çakarlı’ olduğu görülen aracın Plaka Tanıma Sistemi (PTS) kayıtlarına yansıyan görüntüleri, tetikçinin azmettirici olarak gösterilen Tolgahan Demirbaş ve Emre Yüksel tarafından kaçırıldığını ortaya koydu. Cinayet sonrasında Özyağcı’nın, kurye Vedat Balkaya tarafından Gölbaşı’na getirildiği ve buradan Demirbaş ile Yüksel’in ‘çakarlı’ araçlarına bindiği belirlendi. Gölbaşı’ndan İstanbul’a doğru hareket eden aracın, 30 Aralık günü saat 18.34’te Mevlana Bulvarı’ndan Gölbaşı istikametine doğru ilerlediği görüntülere takıldı. Ardından araç, saat 18.47’de Gölbaşı’ndaki köpek çiftliği kamerasında göründü. Bu süreçte tetikçinin kısa süreliğine saklandığı ve ardından İstanbul istikametine hareket ettikleri tespit edildi.
GÜZERGAH YOLDA DEĞİŞTİRİLDİ
Aracın Bolu’ya ulaşıp, Kocaeli’de kurye Balkaya’nın yakalanmasının ardından tekrar Bolu’ya döndüğü tespit edildi. PTS kayıtlarına göre, Bolu’da araçtan inen tetikçi Özyağcı bir süre burada saklandı. Demirbaş ve Yüksel ise İstanbul yönüne ilerleyip Kurtköy’deki bir otelde konakladı. Sabah saatlerinde tekrar Bolu’ya gelip tetikçiyi alan ikili, İstanbul’a döndü ve burada Özyağcı’yı bırakarak Ankara’ya yöneldi. Soruşturmada adı geçen Avukat Serdar Öktem’in, tetikçinin Bolu’da bırakılmasından birkaç saat sonra plakalı aracıyla bölgeye ulaştığı tespit edildi. Aynı bölgede Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı Ömer Şanlı da plakalı aracıyla kameralara yakalandı. İki ismin peş peşe Bolu’da görüntülenmesi, soruşturma kapsamında dikkat çekici bir detay olarak öne çıktı. Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, ifadesinde plakası 06 AT 5021 olan koruma tahsisli aracın kime ait olduğunun, hangi güzergahlardan geçtiğinin ve kimler tarafından kullanıldığının PTS ile belirlenmesini talep etmişti.
ÇAKARLI ARAÇ ÜLKÜ OCAKLARI ÖNÜNDE
Tetikçi Özyağcı’nın Ankara’dan İstanbul’a kaçırıldığı aracın başka fotoğrafları ortaya çıktı. Bir fotoğrafta aracın Ülkü Ocakları’nın Genel Merkez binası önünde park halinde olduğu görülüyor. Diğer fotoğraf ise Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım yürürken, söz konusu araç da arkalarında yer alıyor. Fotoğrafları yayınlayan gazeteci Alican Uludağ “Sinan Ateş cinayetinde tetikçiyi kaçıran araç kime mi ait? Yanıtı fotoğraflarda. Düşünün ki savcı, bu bilgiyi iddianameye koymayarak cinayet faillerini gizliyor. Bu suç değil midir? HSK görevini neden yapmıyor? Ve bütün delillerden ortaya çıkıyor ki, Sinan Ateş cinayeti Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım’ın başında bulunduğu örgütlü bir yapı tarafından 8 aylık bir zaman diliminde tasarlanarak işleniyor. Daha yukarıya gider mi, şimdilik bilmiyoruz ancak gitmez demek için de çok erken... Bunu Yıldırım’ın HTS kayıtları ortaya koyacaktır” dedi.
OPERASYON ÇEKEN AYAKLARINIZIN ALTINDA
Araca ait görüntülerin ortaya çıkması üzerine Ateş’in eşi Ayşe Ateş, sosyal medya hesabından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin iddianame tartışmalarına ‘operasyon’ imasında bulunmasına yanıt vererek görüntüleri değerlendirdi. Ateş “Bize operasyon çekiliyor, deniliyor. ‘Pensilvanya’ deniliyor. Eğer bir operasyon çekiliyorsa çekenler bu ve benzer delillerle suçu sabitlenmiş olanlardır. Kurumsal araçları katillere tahsis edenlerdir. ‘Onun kalemini kırdık’ diyerek sağa sola elçi yollayanlar, birbirine mesaj atanlardır. Nereden aldığı belli olmayan bir güçle Özel Harekât polislerini torbacılara şoför yapanlardır.
Külliye’nin 1 km ötesinde, AK Parti Genel Merkezi’nin dibinde, sanki devlete kafa tutarcasına; bu ülkenin iki kız çocuk sahibi, işinde gücünde şerefli bir akademisyenine gözünü kırpmadan kıyanlardır. Size operasyon çekenleri görmek için demir parmaklıkların ardına, ayaklarınızın altına bakın. Çünkü bir kısmı tutuklu, bir kısmı da yargının önüne çıkmaktan kurtulmak için hâlâ ayaklarınıza kapanıyor. İçi boş kâğıt parçasını önümüze koyarak adaletin tecellisini önlemeniz, gerçek suçluları kamuoyundan saklamaya yönelik hamleleriniz nafile. Çünkü bu davanın savcısı yüce Türk milleti. Bu asil millet yakanızdan düşmeyecek, peşinizi bırakmayacak. Ok, yaydan çıktı bir kere. Öte yandan sanıklar 1 Temmuz’da saat 09.00’da ilk kez hakim karşısına çıkacak.
Sinan Ateş cinayetine ilişkin hazırlanan iddianamede eksiklikler dikkat çekiyor. Son olarak tetikçisi Eray Özyağcı'nın kaçırıldığı aracın görüntüleri ortaya çıktı. Koruma tahsisli ve 'çakarlı' aracın Plaka Tanıma Sistemi'ne takılmasına rağmen plakasının iddianamede hiçbir şekilde yer almadığı belirlendi. (FOTOĞAFLAR:T24)
ATEŞ’İN AVUKATI: KAYIP TUTANAK NEREDE?
Sinan Ateş davasının avukatı Ali Yücel, Ateş cinayeti iddianamesine ilişkin detayları anlattı. Yücel, kaybolduğu iddia edilen belgelere ilişkin dosya yoluyla ulaşılabileceğini ifade etti. Yüsel Gazete Pencere’den Tolga Balcı’ya konuştu. Suikastın azmettiricilerinden Tolgahan Demirbaş’ın nasıl gözaltına alındığına ilişkin kaybolan belgeler tartışılmaya devam ederken Avukat Ali Yücel “Bir cinayet soruşturmasında tırnak parçası bile kaybolmaz” diyerek tutanaklarda yazılı olduğunu dosya kapsamında tüm bu tutanakları inceleyeceklerini ifade etti. Yücel, iddianamede suikastta adı geçen siyasetçiler ile ilgili tek bir aleyhte delil veya ifadeye yer verilmediğine dikkat çekti. Yücel, dosyanın diğer sanıklar açısından ayrılmasını ise “Mutat bir yaklaşım” değil değerlendirmesi yaparak aksine bu tip olaylarda dosyanın ayrılmadığını, savcıların resmin bütünü gösterebilmek için birleştirme kararı vermesi gerektiğini vurguladı. Yücel, yargılama sırasında savcının yaklaşımını sorgulayacaklarının işaretini verdi.