İTO Başkanı Erdoğan, tutukluluğu devam eden TTB Merkez Konseyi Başkanı Fincancı'nın duruşması öncesinde yaptığı açıklamada "Son 40 yıllık süreçte hakkında açılan davaların tamamından beraat etmiş olan TTB ve tabip odaları yöneticileri, mücadeleye devam edeceğini bir kez daha vurgulamaktadır." ifadelerini kaydetti. Fincancı'nın tutukluluğunun şova dönüştürüldüğünü söyleyen Erdoğan, bu durumun topluma gözdağı verilmek için yapıldığını belirtti.
İstanbul Tabip Odası (İTO) Cağaloğlu’ndaki binasında bugün, “Hekimler susmaz, TTB susturulamaz. Meslek örgütlerine yönelik baskıları ve işlevsizleştirme çabalarını kabul etmiyoruz” sloganıyla basın toplantısı düzenledi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin yaptığı açıklamalar nedeniyle tutuklanan TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın cuma günü Çağlayan Adliyesi’nde yapılacak duruşma için çağrı yapılan toplantıda, hazırlanan ortak açıklamayı İTO Başkanı Nergis Erdoğan okudu.
Erdoğan, TTB’nin ve tabip odalarının tarihi boyunca etik, bilimsel temellerle hekimlik değerlerini savunduğunu, hekim haklarının yanı sıra halk sağlığını öncelediğini vurguladı. “Hem yasayla kurulmuş kamu kurumu hem de bir sivil toplum kuruluşu niteliği ile sağlığın her alanında yapılan düzenlemeleri ele almak, elindeki verilerle eleştirmek, öneriler getirmek görevleri ve sorumlulukları arasındadır” diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
'TTB İKTİDARLA TERS DÜŞEBİLMEYİ GÖZE ALMAK ZORUNDA'
Diğer meslek odaları ve sivil toplum kuruluşları gibi TTB de bu görevlerini yerine getirirken iktidarlarla ters düşebilmeyi de göze almak zorundadır. Çünkü toplumdaki temel işlevi, yöneticilerin uygulamalarını kendi kitleleri açısından, toplumun sağlığı açısından denetlemektir. Nitekim Covid-19 salgınında yönetimin hilafına, bilimsel verilerden elde ettiği bilgiyi toplumla açık seçik paylaşmış, birçok yanlıştan dönüş sağlamıştır. Hekimlerin yaşadığı şiddete, özlük haklardaki gerilemeye, itibarsızlaştırmaya karşı meslektaşların emeğini ve sözünü meydanlara taşımıştır. Her şeyden önce, gündeme geldiği günlerden bu yana sağlıkta dönüşüm programının bir çıkmaz sokakta sonlanacağını büyük bir isabetle dile getirmiştir. Hekimlerin ve kamuoyunun malumu olduğu üzere bu gerçekler, son dönem iktidarın bizleri hedef almasında temel nedenlerdir.
SALDIRILAR DORUK NOKTASINA ULAŞMIŞTIR
TTB’ye yapılan saldırıların hedefi, ne yazık ki tüm meslek birliklerinin, yöneticilerin istediği şekilde hareket etmesini sağlamaktır. Demokratik ülkelerde en geniş yetkilerle donatılan, mesleki bağımsızlıkları güvence altına alınan meslek örgütleri, ülkemizde ise toplumun ve kitlesinin yararına davrandıklarında her yolla güçsüz, etkisiz kılınmaya çalışılmaktadır. Bunun en belirgin örneği, 1980 askeri darbesi döneminde yasa değişiklikleri ile TTB’ye yönelik mali, mesleki kısıtlamalar getirilmesi ve yasada var olan yetkilerinin uygulanmasında bürokratik engeller çıkarılmasıdır. Gerekçesi ne olursa olsun bugün, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın haksız, hukuksuz bir şekilde tutuklanmasıyla meslek örgütlerine yapılan saldırılar doruk noktasına ulaşmıştır.
'FİNCANCI ŞOV EŞLİĞİNDE TUTUKLANDI'
Bilinmelidir ki hekimlik değerlerinin, mesleki bağımsızlığın, halkın sağlık hakkının savunucusu olan TTB ve tabip odaları, bu engellere ve birçok baskıya karşı verdiği haklı mücadelelerle bugünkü gücüne ulaşmıştır. Bugünden sonra da halkın sağlığı, toplumun yararı için doğruyu söylemekten asla vazgeçmeyecektir. Hekimlik Andımızda topluma söz verdiğimiz gibi; ‘Tehdit ediliyor olsak bile, tıbbi bilgimizi, insan haklarını ve bireysel özgürlükleri çiğnemek için kullanmayacağız.’ Bizler meslek örgütü değerlerine, mesleki bağımsızlık ilkelerine yöneltilen bu demokrasi düşmanı müdahaleleri, Başkanımız Şebnem Korur Fincancı’nın yazılı olarak ifade vermeye geleceğini bildirmesine rağmen ciddiyetsiz, düzeysiz bir şov eşliğinde tutuklanmasını tüm topluma verilmiş bir gözdağı olarak görüyoruz. TTB’yi etkisizleştirmeye, güçten düşürmeye, susturmaya yeltenmek siyasal, sosyal ve sağlık alanı başta olmak üzere hayatın tüm alanında sürdürülen, halkın sağlığına zararlı politikaları artırmaktan başka amaç taşımamaktadır.
TTB TÜM DAVALARDAN BERAAT ETTİ
Bu bağlamda, Türk Tabipleri Birliği Yasası’nda bir değişiklik yapılacaksa ancak TTB ve tabip odalarının gücünü artıran, yetkilerini genişleten, mesleki bağımsızlığın önündeki engelleri kaldıran bir düzenleme şeklinde olmalıdır. Bu değişiklik TTB, tabip odaları ve hekimlerin katılımıyla yapılmalıdır. Son 40 yıllık süreçte hakkında açılan davaların tamamından beraat etmiş olan TTB ve tabip odaları yöneticileri, bugün yaşanan uygulamaları kabul etmediğini, hekimlik değerleri, mesleki bağımsızlık ve halkın sağlık hakkı için mücadeleye devam edeceğini bir kez daha vurgulamaktadır. Tüm baskılara rağmen yaşanan bu süreçten de gücünü ve meşruiyetini artırarak çıkacaktır.