Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Özel'in Gezi'ye katılanlara kullandığı ifadeleri için 'Erdoğan özür dile' çağrısına yanıt verdi. Erdoğan, "Milleti ve milli iradeyi hedef alan bir kalkışmayı meşru bir demokratik bir eylem olarak göremeyiz. Asıl özür dilemesi gerekenler haftalarca sokakları kargaşaya boğanlardır" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Marmara Üniversitesi'nde kendi adını taşıyan külliyenin 1. ve 2. Etap Eğitim-Öğretim Binaları Açılış Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, Marmara Üniversitesi'nden mezun olmanın gururunu yaşadığını belirterek "Marmara Üniversitemizin her daim yanında olmaya devam edeceğiz. Üniversitelerimizin yurt dışına açılmasını çok değerli buluyorum." dedi.
Gezi olaylarına ilişkin de konuşan Erdoğan, "Gezi olaylarıyla ile ilgili tarih ve bağımsız Türk mahkemeleri hükmünü vermiştir." dedi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Gezi'ye katılanlara kullandığı ifadeleri için 'özür dile' çağrısına yanıt veren Erdoğan, "Milleti ve milli iradeyi hedef alan bir kalkışmayı meşru bir demokratik bir eylem olarak göremeyiz. Asıl özür dilemesi gerekenler haftalarca sokakları kargaşaya boğanlardır" ifadelerini kullandı.
"Türkiye'de 'ırkçılık' adı altında çok açık bir Türk düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı, topyekün Türkiye düşmanlığı yapılmaktadır" diyen Erdoğan, "Biz asırlar boyunca 3 kıta 7 iklimde hükümranlık kurmasına rağmen tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan bir devletiz." diye konuştu.
‘TÜRKİYE'YE DOĞRUDAN MALİYETİ 1.4 MİLYAR DOLARDIR’
Gezi olaylarının ülkeye ekonomik etkisine değinen Erdoğan, "Birkaç tane ağacın taşınması bahane edilerek başlatılan gezi olaylarının Türkiye’ye doğrudan maliyeti 1.4 milyar dolardır. Dolaylı etkilerini de hesaba dahil ettiğimizde bu rakam ürkütücü seviyelere ulaşıyor. Ülkemize karşı büyük bir komple kurulmuştur. Biz bunları meşru bir demokratik eylem olarak göremeyiz. Birileri çıkıyor sapla samanı karıştırarak bu meseleyi tekrar gündeme getiriyor. Kendilerince bir özür bahsi açıyorlar. 11 sene olsa da, geç olsa da bu hadiseyle ilgili samimi nedamet cümlelerine ihtiyaç vardır. Gezi olayları sebebiyle çıkıp özür dilemesi gereken birileri varsa bunlar tabii ki demokrasiyi ve milli iradeyi savunanlar değildir. Tam tersine, bu hadisede asıl özeleştiri vermesi gerekenler, haftalarca sokakları ateşe, kaosa, gerileme, kargaşaya boğanlardır. Asıl öz eleştiri vermesi gerekenler haftalarca sokakları kargaşaya boğanlardır. Çıkıp özür dilemesi gerekenler polise saldıranlar, esnafın camını çerçevesini indirenler, Türk ekonomisine milyarlarca dolarlık fatura çıkaranlardır" dedi.
"ÖĞRENCİSİ VE MEZUNU OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
Bugün şahsen ayrı bir heyecan içerisindeyim. Yapım sürecinin her aşamasını takip ettiğim külliyeyi açmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz.
43 yıl önce 1981 yılında şimdi ismiyle üniversitemizin İktisadı ve İdari Bilimler Fakültesi'nden mezun oldum. Siyasi hayatımız boyunca şahsıma tevdi 60'ı aşkın fahri doktor unvanlarından en anlamlısını 2013 yılında üniversitemden aldım. Üniversitemle yakından ilgilendim vefa borcumu ödemeye çalıştım.
Türkiye'nin en köklü en seçkin yükseköğretim kurumlarından biri olan Marmara Üniversitesi'nin öğrencisi ve mezunu olmaktan gurur duyuyorum.
Uluslararası sıralamalarda Türkiye'yi temsil eden ilk 10 üniversite arasında yer aldık. Türkiye'ye nişce siyasetçi, hoca, gazeteci, başbakan ve cumhurbaşkanı kazandıran Marmara Üniversitemizin her daim yanında olmaya devam edeceğiz. Üniversitelerimizin yurt dışına açılmasını çok değerli buluyorum.
12 MİLYARLIK YATIRIM
Şehrimize ve üniversitemize hayırlı olmasını diliyorum. Külliyemizin inşasında emeği olanlara teşekkür ediyorum. 141 yıllık köklü tarihinde Marmara Üniversitemizin yanında olmaya devam edeceğiz. Toplamda 12 milyar liralık yatırımla hayata geçirilen külliyemizle eğitim ve bilim alanındaki hedeflerimize biraz daha yaklaşıyoruz.
"YABANCILARA KARŞI NEFRET DALGASI"
Dünya’nın 198 farklı ülkesinde 340 bin öğrenci var. Yüzde 95’i kendi imkanları ile okuyor. Misafir öğrencilerin katkısı 3 milyar dolar civarında. Ülkemiz açısından övünülecek bir durumdur.
Yabancılara karşı bir nefret dalgası oluşturulmak isteniyor. Seçim zamanında 2 hafta boyunca köpürtülen nefret siyasetini sessizce seyrettik.
Türkiye'de ırkçılık adı altında çok açık bir Türk düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı, topyekün Türkiye düşmanlığı yapılmaktadır. Kimseyi rengine diline göre ayırmadık. Muhalefet adayının nefret siyaseti karşısında yanındaki tek bir cümle kuramadı. Irkçı faşizm konusu sürekli kaşınıyor. Irkçılığın yabancı düşmanlığının bayraktarı oldular. Irkçılık adı altında Türk-İslam düşmanlığı yapılmaktadır. Irkçılık sosyal medyada yükseliyor.
Biz asırlar boyunca 3 kıta 7 iklimde hükümranlık kurmasına rağmen tarihinde sömürgecilik ayıbı olmayan bir devletiz.
"HEP GENÇLERİ KULLANDILAR"
Hem 27 Mayıs öncesinde hem de 12 Eylül Darbesi öncesinde emellerine ulaşmak için hep gençleri kullandılar. Siyaseti müdahale etmek için, darbeyle ortam hazırlamak için gençleri kullandılar. Tüm bunların bedelini milletçe hepimiz ödedik. Ekonomide kalkınma yolculuğumuzun sık sık kesintiye uğramasıyla ödedik. Hak ve özgürlüklerde yasaklara mahkum edilerek ödedik. Güvenlikte terör örgütlerine istismar verilmesiyle ödedik.
2002'de göreve geldiğimizde Türkiye'nin bir daha darbe tuzağına düşmemesi için çok dikkatli olduk. Bizim yaşadıklarımızı çocuklarımız karşılamasın diye çok çetin mücadele verdik. Siyasette nezaketi bir an olsun elden bırakmadık. Milletin iradesi tehdit altında olduğunda tüm gücümüzle karşı çıktık.
GEZİ OLAYLARI
Gezi olaylarıyla ile ilgili tarih ve bağımsız Türk mahkemeleri hükmünü vermiştir.
Türkiye'ye doğrudan 1.4 milyar dolar faturası olan bu kalkışma üzerinden kendilerince bize özür bahsi açıyorlar. Evet, 11 sene sonra da olsa bu hadiseyle ile ilgili samimi nedamet cümlelerine ihtiyaç vardı. Özür dilemesi gereken birileri varsa demokrasiyi ve milli iradeyi savunanlar değildir. Asıl öz eleştiri vermesi gerekenler sokakları ateşe boğanlardır. Milletin otobüslerini yıkan yakanlardır.
Şu an 81 ilde üniversitelerimiz var. Üniversitesi olmayan şehir yok. Yükseköğrenim imkanını ülkemizin en ücra köşesine kadar taşıdık.