ÖSYM Başkanı Halis Aygün'ün 2 ek yerleştirme açıklamasını yorumlayan Eğitim uzmanı Ali Barskanmay bu seneye özel denilen uygulamanın hem üniversitelere kaynak aktarımının kılıfı olduğunu hem de öğrencileri güvenli alanlara çekmenin bir tür yolu olduğunu belirtti.
HAVA ASAL
Dün ÖSYM tarafından açıklanan üniversite yerleştirme sonuçlarının ardından yeni bir açıklama daha geldi. ÖSYM Başkanı Halis Aygün, bu yıla özel olarak sınava girenlere ek iki yerleştirme yapılacağını açıkladı.
Sosyal medya hesabından ek yerleştirmeyi duyuran Aygün'ün açıklamalarını KARAR'a değerlendiren Karar gazetesi yazarı ve eğitim uzmanı Ali Barskanmay amacın 'gençlerin güvenli ve kontrol edilebilir bir alana çekilmesi ile birlikte özel üniversiterin desteklenmesi' olduğunu belirtti. Liselerin zorunlu olması ile birlikte üniversite eğitiminin lise düzeyine indiğini belirten Barskanmay 'Yapılanların hem zaman hem de insan kaybı olduğunu' vurguladı. İşte 2 ek yerleştirme uygulamasının altında yatan nedenler ve yaşanacakların ayrıntıları...
11 NET YAPAN ÖĞRENCİ ÜNİVERSİTEYE YERLEŞTİRİLİYOR
KARAR: ÖSYM Başkanı Halis Aygün'ün bu seneye mahsus olmak üzere 2 kere ek yerleştirme yapılacağını açıklaması ne anlama geliyor? Neden böyle bir uygulama yapılıyor?
Ali Barskanmay: TYT puanı en az 140 olan adaylar 2 yıllık ön lisans, AYT/YDT puanı en az 170 olan adaylar 4 yıllık lisans programlarının ikinci ek yerleştirmeyi tercih edebilecekler. TYT'de 120 soruda ortalama 11 net, AYT’de ise 80 sorudan ortalama 13 net yapan herkes puanına uygun bir üniversiteye yerleşebiliyor. Ü120 soruda 11 ve 80 soruda 13 net ne demek? Okuduğunu anlayan ve dört işlem yapabilen öğrenci demek.
Ağaç yaşken eğilir. Demir tavında dövülür misali yaşlığı ve tavı geçmiş kocaman delikanlıları bilim yuvası olan üniversitelere almak ile maalesef hem üniversitelerin kan kaybını çoğaltıyoruz hem de erken yaşta akademik eğitimde yol kat etmeyip bir meslek sahibi olması gereken gençleri yollarından diploma verme adına alıkoymuş oluyoruz.
Uzaktan davulu sesi hoş gelir misali herkesin üniversiteli olmasının yolu açıldı, sözü hem havalı hem de alıcının alkışladığı bir söz.
LİSE SEVİYESİNE İNDİRİLEN ÜNİVERSİTELER ZAMAN KAYBI
Ancak ayinesi iştir kişinin diplomasına bakılmaz misali ülkemiz niteliksiz diplomalıdan geçilmez oldu. Akademik eğitimin kalkınma için elzem olduğu bilgi çağında yaşadığımızı kimse inkar edemez. Lakin taktir buyurursunuz ki lise seviyesine düşürülen üniversitelere öğrenci doldurmak hem insan gücü hem zaman kaybı neticesinde bir fayda vermiyor.
ÜNİVERSİTELERE KAYNAK GEÇLERE GÜVENLİ ALAN
KARAR: Devlet neden ülkenin nitelikli iş gücüne cevap vermediği halde sınavdaki akademik başarı puanını düşürüp üniversitelerin niteliğini düşürme adına herkesi üniversiteli yapma uğraşında?
Aklıma birkaç neden geliyor. Zorunlu lise eğitimi ilk uygulandığında okulların içinde bulunduğu durumu gördüm. Okulların akademik seviyesinin düşürülmesi göze alınarak gençlerin kontrol altında tutulduğu güvenli yerler oluşturuldu. Aynı şey şimdi üniversiteler içinde söylenebilir. Gençler üniversite çatısı altında daha güvenli bir bölgede kontrol altında tutuluyor.
Bu işin diğer boyutu da özel üniversitelerin de arz talep ihtiyacı dengede tutulmuş oluyor. Yani bir taraftan özel üniversiteler bu şekilde ayakta tutuluyor. İflas ederek kapanmalarının önüne geçiliyor. Yoksa dönüştürülme, şekillenme yaşı geçmiş, akademik bilime eğitim alt yapısı yetersiz olan gençleri neden üniversitelere almak için bu kadar çaba sarf etsinler ki?
