Duanın ardından bize düşen umudumuzu diri tutmaktır
Kur’an’ın indiği zaman diliminin çok yüksek bir değeri, şerefi, fazileti olduğunda kuşku yoktur. Keza böyle bir zamanda en derin içtenlikle yapılan ibadetler, açılan eller, yapılan tövbeler, edilen dualar çok kıymetlidir ve belki de bu gecede pişmanlık duygularıyla dökülen birkaç damla göz yaşı, içinde kul hakkı olmayan nice günahların bağışlanmasına yetecektir. Bize düşen, kalbimizi temiz, hayatımızı düzgün, umudumuzu diri tutmaktır; verip vermemek Allah’ın hakkıdır.
Çok merhametli, çok şefkatli olan Allah´ın adıyla.
Şüphesiz, biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen nereden bileceksin! Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için (yeryüzüne) iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”
***
Dün idrak ettiğimiz Kadir Gecemiz hepimize mübarek olsun. Yüce Rabbimiz bu geceyi milletimiz, Müslüman dünya ve insanlık için hayırlara, barış ve esenliklere vesile kılsın. (Ama sadece sözlü dua ile olmuyor; fiilî dua da gerekiyor; yani işlerimiz dualarımıza uymalıdır. Biz ise dilimizle barış ve esenlik isterken işlerimizle yeni krizler üretiyor, milyonlara –zaten zor olan- hayatlarını daha da zorlaştırıyoruz.)
Kadr kelimesi bu bağlamda ‘hüküm, değer, şeref’ anlamına gelir. Belli ki, Kur’an’ın bu gecede indirilmesi geceyi değerlendirdiği, kadrini yücelttiği için yukarıda meali sunulan sureye Kadir ismi verilmiştir. Câhiliye döneminde bu ismi taşıyan özel bir gece yoktu; İslâmî dönemde de bu surenin inmesinden önce böyle bir kutsal gecenin varlığı bilinmiyordu.
Kur’an sureleriyle ilgili iki türlü sıralama vardır: İlki, çeşitli karinelere bakarak indikleri tahmin edilen tarihlere göre yaklaşık tespit edilen sıralama, ikincisi de her bir surenin elimizde bulunan Mushaf’taki sıralaması. Bu son sıralamaya göre Kadir suresi 97. suredir.
Kadir suresi Peygamber efendimizin Medine’ye hicretinden önce Mekke’de inmiştir. Bir önceki Alak suresinin ilk beş ayeti Kur’an’ın ilk gelen ayetleridir. Kadir suresinde Kur’an’ın indirildiği zamandan bahsedildiğine göre, bunun da ilk gelen surelerden olduğu düşünülebilir.
Surenin ifadelerinden Kadir gecesinin, Peygamber’in bile bilemeyeceği kadar değeri ve şerefi yüksek bir gece olduğu anlaşılıyor. Bakara suresinin 185. ayetinde belirtildiğine göre bu da Kur’an’ın o gecede inmeye başlamasından ileri gelmektedir.
***
Kadir suresinde, bu gecenin ‘bin aydan daha hayırlı’ olduğu ifade edilerek gecenin fazileti konusunda, içerdiği hayır ve bereket hakkında zihnimizde bir kanaat oluşturmamız murat edilmiştir. Bin ay 83 sene 4 ay demektir ki bu da geceyi hakkıyla ihya edenler için bir Kadir gecesinin uzunca bir ömür kadar değerli olduğu anlamına gelir.
Elbette Yüce Rabbimizin amacı, “Yeter ki bir Kadir gecesinde ibadet edin; ömrünüzün geri kalanında ne yaparsanız yapın, kurtuldunuz gittiniz” demek değildir. İki sebepten dolayı:
1. Muhtelif ayet ve hadislerde belirtildiği gibi dindarlığın ve ibadetlerin değeri, öncelikle bunların arkasındaki samimi kulluk niyetine, gönül temizliğine, takva ve huşû gibi kavramlarla ifade edilen yüksek dinî bilinç ve bağlılığa göredir. Bu Kadir gecesi için de geçerlidir.
2. Herkesin amelinin değeri niyet ve ihlâsına bağlı olduğuna göre, “bin aydan daha hayırlı” ifadesi mecazi bir anlatım, eskilerin tabiriyle kesretten kinayedir.
Kur’an’ın indiği zaman diliminin çok yüksek bir değeri, şerefi, fazileti olduğunda kuşku yoktur. Keza böyle bir zamanda en derin içtenlikle yapılan ibadetler, açılan eller, yapılan tövbeler, edilen dualar çok kıymetlidir ve belki de bu gecede pişmanlık duygularıyla dökülen birkaç damla göz yaşı, içinde kul hakkı olmayan nice günahların bağışlanmasına yetecektir. Bize düşen, kalbimizi temiz, hayatımızı düzgün, umudumuzu diri tutmaktır; verip vermemek Allah’ın hakkıdır; O, böylesine içtenlikle açılan elleri boş çevirmeyeceğini vaad etmiştir.














