Doların önü açıldı

Doların önü açıldı

Seçime kadar rezervle, swap anlaşmalarıyla, KKM hamleleriyle tutulan dolar sandığın kalkmasıyla tırmanmaya başladı. Kurda her gün yeni rekor ‘Doların ipi bırakılıyor mu?’ yorumlarına yol açtı. Ekonomistler de bilim dışı yöntemlerin artık sürdürülemez bir noktaya geldiğine dikkat çekti: Baraj kapakları kontrollü şekilde açıldı. Kurda tırmanış trendi sürebilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Enflasyon, kur öncelikli işimiz” sözleri sonrası ekonomi gündemi öne çıktı. Dövizdeki dalgalanma ise ‘Bu gidişat nereye kadar sürecek?’ sorusuna yol açtı. 28 Mayıs’tan bu yana hızlanan yükseliş trendiyle dolar 20.82’yi aşarak en yüksek seviyesine ulaştı. Sandığa kadar kur korumasıyla, swap anlaşmalarıyla, eritilen rezervle kurulan barajın artık kaldırılmaya başlandığı değerlendirmeleri yapıldı.

MERKEZ’İN REZERVİ ERİMEYE DEVAM EDİYOR

Uzmanlar, uzun süredir kuru baskılamaya dönük adımlarla oluşan yükün artık taşınamaz hale geldiğini kaydetti. Önceki hafta 21 yıl sonra ilk kez sıfırın altını gören MB’nin net uluslararası rezervleri geçen hafta eksi dört milyar dolara indi. Dolardaki yükselişin ise devam edeceği beklentisi kamuoyuna yansıdı. Ekonomistler ‘Seçimden önce oy kaygısıyla tutulan doların yüzde 5 artmasına izin verildi. Bu gidiş kontrollü şekilde sürebilir’ dedi.

0206krt01a-tum.png

Ekonomide alınan kararlar yeni bir kur krizinin önüne geçemezken, seçim sonrasında kurdaki bağ kademe kademe açılıyor. 14 Mayıs öncesinde 20 liranın altında seyreden dolar/TL sonrasında Merkez Bankası’nın attığı adımlarla yükselişin önüne geçilirken, Kapalı Çarşı’da tam tersi bir fiyat politikası oluşmuştu. Böylece ikili kur sistemi gündeme gelirken, bir tarafta 19 lira olan dolar serbest piyasada 22 liralara kadar çıkmıştı. Seçimlerin ardından bu baraj da açıldı. Her gün kademeli olarak zirve yazan kur Haziran ayının ilk gününe de rekorla başladı. TL’nin değer kaybı artarken, dolar/TL, Türkiye piyasalarının kapalı olduğu gece saatlerinde 20,82 TL seviyesine kadar çıktı. Seçimlerin ardından henüz bir hafta geçmemesine rağmen TL, dolar karşısında yüzde 4’ten fazla değer kaybetti.

Dün dolar kuru, önceki kapanışına yüzde 0,25 yükselerek 20,98 TL seviyesinden işlem gördü. Dolar, Kapalı Çarşı’da 21 liranın üzerinde satılmaya devam ediyor. Bankaların dolar satış kuru ise 22-23 lira aralığında. Euro kuru ise yeni aya yüzde 0,90’lık hızlı bir yükselişle başladı. Euro kuru 22,53 TL seviyesinden işlem görüyor. Seçim sürecin iddialara göre ekonomistler Merkez’in sürekli arka kapıdan müdahale ettiğini iddia etti. Aktarılanlara göre, 128 milyar dolarlık müdahalenin ardından Bloomberg, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) Aralık 2021-Nisan 2023 arasında yaklaşık 177 milyar dolarlık satışla piyasaya müdahale ettiğini hesapladı.

Hesaplamaya göre TCMB, piyasaya nisanda yaklaşık 50 milyar dolarlık müdahalede bulundu. Yaz aylarının bir rahatlama sağlayabileceğini açıklayan analist Serdar Pazı, yeni anlaşmaların da gelebileceğini aktarıyor: “Şu ana kadar çok alışık olmadığımız ölçüde swap anlaşmalarıyla, Körfez ülkelerinden, Çin’den, Azerbaycan’dan ve o ülkelerin merkez bankalarından gelen mevduat ile döviz rezervinde bir tür rahatlama görüldü. Ancak dış ticaret tarafında ithalat daha hızlı artıyor. Bunun bir şekilde finanse edilmesi gerekiyor, yeni anlaşmaların gelmesi olasılığı fazla.”

‘3 PUANLIK ETKİ EDEBİLİR’

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) dört tane döviz karşılığı TL swap ihalesi açtı. TCMB bugün valörlü iki hafta vadeli 800 milyon dolar ve 400 milyon euro tutarında iki ihale ile yarın valörlü iki hafta vadeli 500 milyon dolar ve üç ay vadeli 100 milyon dolar tutarında iki ihale olmak üzere toplamda dört tane döviz karşılığı TL swap ihalesi açtı. Dün valörlü ihaleler 10.00-10.30 arası yapıldı, bugğn ise valörlüler 13.30-14.00 arasında gerçekleşecek.

SATIŞ YÖNTEMİYLE DOLARI TUTMAK İSTİYORLAR’

Ekonomist Tunç Şatıroğlu, ekonomi yönetiminin kontrollü şekilde doların yükselmesine izin verdiğini ancak daha da yükselmemesi için elinden geleni yapacağını söyledi. Şatıroğlu çıktığı bir televizyon kanalında şunları söyledi: “Şu anda benim gördüğüm doların yüzde 5 artmasına müsaade ettiler. Baraj kapağını kontrollü bir şekilde açtılar. Bir kısım ihracatçıyı falan rahatlattılar ama bu kafada devam etmek istiyorlar. Dolar kurunun bu ay 23, 24, 25’e gitmesini istemiyorlar. Ne var ne yok satarak doları tutarak devam etmek istiyorlar. Belki daha önceden biraz bırakacaklardı ama seçim nedeniyle zamlar gelip pahalılık artmasın diye bırakmamış olabilirler. Tabii böyle düşünmek de çok üzücü. Çünkü o zaman da Merkez Bankası seçimle ilgili bir iş yapmış oluyor. Bu ay yüzde 5’lik bir artışı yaptılar. Ve de Mehmet Şimşek gelip bu konulara el atabilecek durumdaysa, bir şey değişebilecekse, Merkez Bankası’nın politikalarını değiştirebilecek gücü olursa değişir. Öyle bir şey olmazsa bu ayki beklentimiz bu kadar, yüzde 5 arttı dolar bitti. Bundan sonra belki gelecek ay bir daha belki yüzde 2-3 filan ne yaparlarsa yaparlar. O para bitinceye kadar bu şekilde devam edecek ondan sonra da 2001 krizinden büyük bir kriz bizi bekliyor.”

DOLAR KURU BİR DUT AĞACI GİBİ

Ekonomist Artunç Kocabalkan da “Son zamanlarda dolar kuru adeta bir dağcı gibi. Yukarı tırmanışı hız kesmeden devam ediyor. Yıl sonuna kadar Everest’e mi çıkacak yoksa bir yerlerde soluklanacak mı, merak konusu. Bence bu tırmanış için ekipmanları hazırlayın, yıl sonu dolar kuru tahminim: Yüksek!” dedi.

PİYASALARIN BEKLEMESİ İÇİN BİR NEDEN KALMADI

Commerzbank Kıdemli EM Ekonomisti Tatha Ghose, 1 Haziran tarihli raporunda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanmasının ardından politikaların yönü konusunda artık bir belirsizlik kalmadığını ve dolayısıyla döviz piyasasının “beklemeye devam etmesi” için bir neden olmadığını yazdı. “Bu zafer, Erdoğan’a geleneksel olmayan para politikasını sürdürme ve milliyetçi politikalarını belki de anayasa değişiklikleri yoluyla daha da genişletme yetkisi veriyor” diyen Ghose, “Türk lirası bir kez daha değer kaybetmeye başladığına göre, dövizin enflasyona geçişi yeniden hızlanacak ve sonuç olarak – görünüşte düşen enflasyon tersine dönmeye başlayabilecek” ifadelerini kullandı. Ghose, “Reel faize ilişkin görünüm bozulacak ve bu da döviz kurundaki değer kaybını daha da artıracak - bildiğimiz enflasyon-döviz sarmalı - seçim sonrasında lira tahminlerimizi önemli ölçüde zayıflatmamızın nedeni de bu” ifadesini kullandı.

‘ARTIK FAİZ ARTIŞI DA FAYDA ETMEYECEKTİR’

Raporda, “Türkiye’nin geçmiş 2018 ve 2021 lira krizlerinde deneyimlediğimiz gibi, politika yapıcıların hareket etmek zorunda kalacağı (ve değer kaybının ara vereceği) döviz kuru seviyesi tamamen keyfi kalacak çünkü bu giderek tek başına Erdoğan’ın ‘tepki fonksiyonu’ meselesi haline geliyor” denildi. Ghose, “Merkez Bankası Başkanı veya Ekonomi Bakanı (şu anda Mehmet Şimşek’in geri dönebileceğine dair söylentiler var) gibi diğer politika yapıcılar, liradaki değer kaybının düzensiz bir hıza ulaşması durumunda bağımsız olarak kurtarma çabaları başlatmak zorunda kalabilir” yorumunu yaptı. Hükümetin benzer bir durumun yaşandığı 2021 sonunda kur korumalı mevduat ve “liralaşma” stratejisini başlattığını hatırlatan Ghose, bu tür önlemlerin kur “tehlikeli” seviyelere ulaşana kadar açıklanmasını beklemediğini vurguladı. Ghose, “Mehmet Şimşek gibi Ortodoks bir politika yapıcı sorumluluğu üstlenip faiz oranlarını artırsa bile, piyasalar bunu Erdoğan rejimi içinde ‘geçici’ olarak görecek ve bu nedenle faiz artırımları liranın değer kaybetmesini engellemede etkisiz kalacaktır (belki birkaç günden fazla)” değerlendirmesini yaptı.

‘25 SEVİYELERİ GÖRÜLÜRSE SÜRPRİZ OLMAZ’

Yatırım Finans Direktörü Dr. Nuri Sevgen, dolar/TL’de bir ay içerisinde 23, iki ay içerisinde 25 seviyesinin görüleceğini ifade etti. Sevgen, Ekonomim yayınına katılarak gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Dr. Sevgen, dolar/TL’deki hareketin artık birkaç kuruş değil, 20-30 kuruş şeklinde gittiğini belirterek, “Döviz kurlarını belli bir yere getirme çabası var gibi gözüküyor. Merkez Bankası’nın rezervlerinin eksi olması kurdaki spekülatif hareketlerin önünü geçmek için gerekiyor” diye konuştu. Sevgen “Kurdaki hareketlerin böyle gitmesi durumunda bir ay içerisinde 23, iki ay içerisinde ise ‘fair value’ (adil değer) olan 25’ler seviyesine geleceğiz gibi görünüyor. En azından yaz aylarında turist gelirlerinin bitmesinin ardından ağustos aylarında başlaması beklenen kurlardaki olası hareketin önceden absorbe edilmesi gerekiyor” dedi. Sevgen, kurdaki artışın iyi bir durum olduğunu belirterek, “Kur kontrolsüz bir şekilde patlarsa bunun önüne geçmek zor olur” diye konuştu.

‘FAİZ YERİNE PRİM DEYİNCE DAHA MI DÜŞÜK OLUYOR?’

KKM 26 Mayısta 130 milyar dolara yükseldi. Toplam mevduatın yüzde 24.3’üne denk geldiği paylaşıldı. Ekonomistler de KKM verilerini yorumladı. Ekonomist Alaattin Aktaş “Döviz tevdiat hesaplarında rekor düşüş. Döviz hesapları 18-26 Mayıs haftasında tam 6.3 milyar dolar azaldı. Bu tutarın 3.4 milyarı gerçek kişilerin, 2.9 milyarı da tüzel kişilerin hesabındaki azalmadan kaynaklandı. DTH hızla KKM’ye dönüşüyor” dedi. Ekonomist Yalçın Karatepe “1 Haziran’dan itibaren açılacak veya yenilenecek KKM hesaplarında prim ödemesi vade sonunda yapılabilecek. Faiz yerine prim deyince faizleri düşük tutmuş mu oluyoruz?” Ekonomist Uğur Gürses ise “26 Mayıs vaziyeti gösteriyor ki 28 Mayıs öncesinde bilinmeyen bir ülke/kurumdan Merkez Bankası’na 2 milyar dolarlık bir ‘depo’ gelmiş.” Ekonomist İris Cibre “Bankaların Opsiyonlu KKM’de verdikleri inanılmaz primler sonrası 26 Mayıs haftası KKM artışı 100 Milyar TL olarak gerçekleşmiş KKM Toplamı 2.5 TRL TL’ye ulaştı Şaka değil 125.3 Milyar USD:) Dolayısıyla KKM dahil Dolarizasyon tekrar yükselişe geçti, 63.7%”

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN