Kahramanmaraş merkezli depremler 10 ili yıktı, kentlerden feryatlar yükseldi. Bu illerden biri olan Diyarbakır'da ise yürekleri dağlayan bir olayın yaşandığı öğrenildi. 12 yaşındaki Rüzgar, deprem sırasında 8 kişilik ailesini uyandırdı ancak kendisi enkaz altında kalarak yaşamını yitirdi. Rüzgar'ın son sözleri ise "Anne korkma, anne duracak, anne korkma" oldu.
Türkiye'yi derin bir acıya sürükleyen Kahramanmaraş merkezli iki deprem binlerce kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Deprem sebebiyle 19 bini aşkın vatandaş yaşamını yitirirken depremin 5. gününde enkaz altından mucize sesleri duyulmaya devam ediyor. Öte yandan depremi yaşayan vatandaşlar o anları büyük bir acıyla anlatıyor.
AİLESİNİ UYANDIRDI KENDİSİ ENKAZ ALTINDA KALDI
10 ilin tamamında olduğu gibi Diyarbakır da enkaz altında kaldı. Kentteki 12 yaşındaki Rüzgar'ın deprem gecesi yaşadıkları ise yürekleri dağladı. Bağlar ilçesindeki Yoldaş Apartmanı'nda yaşayan Rüzgar Taş, şiddetli sarsıntıyı hisseder hissetmez annesi Nebahat, babası Halim Taş ve 2'si kız 6 kardeşini uyandırdı.
Rüzgar'ın 5 kardeşi binadan çıkıp, bölgeden uzaklaşmayı başardı. Rüzgar ile annesi, babası ve ablası, çıkmaya çalıştıkları esnada yıkılan binanın altında kaldı. Rüzgar'ın amcası ve çevredekilerin yardımıyla anne Nebahat ve baba Halim Taş ile abla enkazdan yaralı çıkarıldı, Rüzgar'ın ise cansız bedenine ulaşıldı.
Nebahat Taş
'KUŞ GİBİ ÇIRPINIYORDU'
Kaybettiği çocuğunun fotoğrafına bakarak duygulu anlar yaşayan acılı anne Nebahat Taş, yakınlarının evinde depremin yaşandığı sırada uyuduklarını, oğlu Rüzgar'ın tüm aile fertlerini uyandırarak, kurtulmalarını sağladığını anlattı.
Taş, "Deprem öyle şiddetliydi ki evin duvarlarına tutunduk. O esnada Rüzgar, 'Anne korkma, anne duracak, anne korkma' diye kuş gibi çırpınıyordu. Bir eliyle duvara tutunmuş bir eliyle de elimi tutmuştu. Hepimiz telaş içindeydik, ne yaptığımızı bilmiyorduk. Merdivenleri o telaşla 4'er 5'er nasıl indiğimizi bilmiyordum" dedi.
'GENÇLERDEN BİRİNİN BEDENİ ÜZERİMDEYDİ'
Oğluyla aralarında birer metre mesafe olduğunu ifade eden Taş, o anları şöyle anlattı:
"Öyle bir patlama sesi geldi ki bina tuzla buz oldu. Gözümü açtığımda yerin altındaydım. O esnada eşimin sesi geldi. Karanlıktı, hiçbir şey göremiyordum. Kafamdan kan geliyordu. Eşime 'Halim'im başımda çok kanama var' dedim. O da bana 'Ben de enkazın altındayım' dedi. O esnada kızımın sesi geldi. Binanın çıkışında 4 genç vardı. O gençlerden birinin bedeni üzerimdeydi. Diğeri, eliyle ayağımı tutmuştu."
'RÜZGAR'IM YOKTU'
Nebahat Taş, oğlunun sesini ise hiç duymadığını anlatarak, bu sırada eşinin bağırarak yardım istediğini belirtti: "Rüzgar'dan hiç ses almadım. Elime su borusu saplanmıştı, onu çıkardım. Başıma saplanan camı çıkardım. Telefonum sürekli çalıyordu. Arayan Rüzgar'ın öğretmeniydi ama açamıyordum. Mahalledeki esnaf da arıyordu, açamıyordum. Eşimin bağırmasıyla kayınbiraderimin sesini duydum. 'Sizi kurtaracağım' dedi. İlk başta ağabeyini çıkardı. Daha sonra beni büyük uğraşlarla çıkardı. Büyük oğlum 'Anne, Rüzgar yok' dedi. Rüzgar'ım yoktu" dedi.
Taş, zemin kata indiklerinde binanın yıkılacağını anladıklarını, kolonların tamamen patladığını gördüklerini ifade etti.
'OĞLUNUN TOPRAĞINI CEBİNDE TAŞIYOR'
Nebahat Taş, Rüzgar'ın çok akıllı, merhametli, arkadaşlarını seven, arkadaşlarıyla uyumlu, futbol aşığı bir çocuk olduğunu anlatarak, "Rüzgar'ım hepimizi uyandırdı, hepimizi kurtardı ama kendisini kurtaramadı. Oğlum melek oldu. Çok çaresizim. Evlat acısı kadar zor bir şey yok" diye konuştu.
Oğlunun cenazesini toprağa veren Nebahat Taş, mezardan aldığı bir avuç toprağı da cebinde taşıyor.
Enkazın içinde bir tek TMMOB binası sağlam kaldı: Deprem onu yıkamadı
Tüm Türkiye'deki okullar için yeni karar: MEB'den az önce duyuru geldi
Bir vatandaş '50 saat boyunca yapayalnız bırakıldık' deyince TRT'de yayın kesildi