MHP lideri Bahçeli'nin Öcalan'a çağrısıyla başlayan adı konulmamış çözüm süreci tartışmaları devam ederken DEM Parti, Öcalan'ın tecritinin kaldırılması gerektiğini yineledi, "Barış sürecinin ilerlemesi açısından en temel önceliklerden biridir." açıklamasını yaptı.
DEM Parti, 22-23 Aralık'ta Ankara'da yapılan Parti Meclisi toplantısının sonuç bildirgesi yayımlandı. Metinde 24 yıllık Esad rejiminin devrilmesinin ardından Suriye'deki gelişmeler değerlendirildi. Ayrıca MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin bölücü terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ı Meclis'te silah bıraktıklarını açıklamaya davet etmesiyle başlayan çözüm tartışmaları da ele alındı.
AK Parti iktidarının Suriye’de çözümsüzlük ve savaşı derinleştiren politikalar izlediğine yer verilen sonuç bildirisinde bu durumun içeride de onlarca yıldır derinleşen ekonomik yıkıntı ve krizlere neden olduğu savunuldu.
Colani kravat taktı: Hakan Fidan’la Şam’ı izlerken çay içti
'SURİYE'DE ÇOĞULCU YÖNETİM BİR TEHDİT DEĞİL'
Bildiride, AK Parti iktidarının Suriye'de "Kürt halkının kazanımlarını yok etmeye çalıştığı" iddia edilirken "Rejimin düşmesinden sonra Aleviler başta olmak üzere Suriye’deki farklı kimlik ve inançlara yönelik başlayan saldırı ve tehditler, hem ciddi tehlikeleri barındırmakta hem de Suriye’nin çok kimlikli ve kültürlü yapısına yönelik demokratik yeniden inşasının önünde ciddi bir engel oluşturmaktadır." uyarısı yapıldı.
'KİMSE ZAFER ÇIKARMAMALI'
Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtler ile birlikte oluşturulacak çoğulcu yönetimin Türkiye için bir tehdit olmadı belirtilen metinde, "Bugün yaşananlardan kimse sahte zaferler çıkarmamalıdır." vurgusu yapıldı.
'BARIŞIN TEMEL ŞARTI TECRİTİN KALDIRILMASI'
PKK'nın silah bırakmasıyla başlatılması öngörülen barış sürecine değinilen metinde, "Türkiye’nin demokratikleşmesi ve barış sürecinin ilerlemesi açısından en temel önceliklerden birisi Abdullah Öcalan’a yönelik sürdürülen insanlık dışı tecrit uygulamasının derhal sonlandırılmasıdır." ifadelerine yer verildi.
Parti Eş Genel Başkanları başta olmak üzere siyasi heyetlerin, avukatların ve ailenin Öcalan'la görüşmesini sağlanması talep edilirken AK Parti'nin "bu hukuksuzluğun sona erdirileceğine yönelik beklentiyi yükselttiği, bir yandan görüşmeleri engelleyip oyalama siyaseti yürüttüğü" öne sürüldü.