Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında 3 polis müdürünün gözaltına alınmasına ilişkin bir açıklama da Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğu'ndan geldi. Bahçeli'nin konuşmasına dikkat çeken Davutoğlu, "Sayın Bahçeli, imalı konuşmayın. Kimi kastediyorsanız açıkça söyleyin. Varsa bir darbe ihtimali onu söyleyin, bilgi ve belgeleri devlet kurumlarıyla paylaşın çünkü ifadeleriniz çok ağır" dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Ayhan Bora Kaplan suç örgütü davasında adı geçen ve haklarında soruşturma başlatılan üç üst düzey emniyet mensubuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Dün gece son yılların en önemli gecesinin yaşandığına dikkat çeken Davutoğlu, "Mafyatik yapılar devletimizin her yanına sızmış. Bütün bu meselenin arkasında Ayhan Bora Kaplan diye birine ve bir çeteye yapılan operasyon var. Mafyatik yapıları bu devlete kim musallat etti?" şeklinde konuştu.
Ayhan Bora Kaplan suç örgütüne yönelik soruşturmada adı geçen ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırılan 3 emniyet müdürünün evlerinde arama yapılmıştı. Yaşanan bu gelişme sonrası MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yaptığı açıklamada, bu durumun birkaç emniyet müdürünün açığa alınmasıyla geçiştirilemeyecek bir komplo olduğunu belirterek, "17-25 emniyet ve yargı ortaklı darbe girişiminin tekrarını planlayanlara boyun eğersek boyumuz devrilsin" demişti.
"VARSA BİR DARBE İHTİMALİ ONU SÖYLEYİN"
Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğu, Bahçeli'nin dün grup toplantısında yaptığı açıklamaya dikkat çekerek, Sayın Bahçeli, imalı konuşmayın. Kimi kastediyorsanız açıkça söyleyin. Varsa bir darbe ihtimali onu söyleyin, bilgi ve belgeleri devlet kurumlarıyla paylaşın çünkü ifadeleriniz çok ağır. Fitneyi büyümeden durdurmanız gereken sizsiniz. Siz gözlemci değil iktidar ortağısınız" dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün gece Adalet Bakanı ve MİT Müsteşarı ile görüştüğünü, ancak bu görüşmede İçişleri Bakanı'nın yer almadığına dikkat çeken Davutoğlu, "Arkadaşlar siz devlet yönetiyorsunuz, kamuoyuna derhal bir açıklama yapılmalı" diye konuştu.
Saadet ve Gelecek Partisi ortak grup toplantısı bugün yapıldı. Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, grup toplantısına katılmadı. Karamollaoğlu'nun yerine konuşma yapan Genel Başkan Vekili Sabri Tekir konuştu. Tekir'in konuşmasının ardından kürsüye çıkan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ise şunları söyledi:
"FİLİSTİN BİTMEYEN BİR FELAKET YAŞIYOR"
"15 Mayıs 1919'da İngiltere'nin ve emperyalist güçlerin desteğiyle Yunan ordusu İzmir'e çıktı ve bir kahraman önüne arkasına bakmadan, geleceğim ne olacak diye düşünmeden işgalcilere ilk kurşunu attı. Hepsini saygıyla selamlıyorum. Bundan 4 gün sonra 19 Mayıs'ta bir başka çıkarma yapılmamış olsaydı ne olacaktı? Ege, oradaki Müslüman ve Türklerden arındırılıp, Türkler ve Müslümanlar İç Anadolu'ya sürülüp mümkünse de Orta Asya'ya kadar gönderilecekti. Bu emperyalizmin planıydı. Şunun herkes tarafından bilinmesi lazım; Türkiye Cumhuriyeti Doğu'nun mazlum halklarının antiemperyalizme karşı yükselttiği sesin eseridir. 15 Mayıs 1948'de ise Filistinliler yerlerinden yurtlarından silindiler. Bugün Gazze'de yaşayanların yüzde 70'i Filistin'in geri kalan topraklarından sürgün olarak geldi. Yani eğer biz direnmemiş olasaydı muhtemelen biz de Gazze gibi İç Anadolu'ya çekilmek zorunda kalacaktık. Herkesin Gazze'deki savaşı doğru okuması lazım. Bu milletin vizdanına uygun bir şekilde okuması lazım. 15 Mayıs o günden bugüne Nakba Günü olarak anılır. Bitmeyen bir felaketi yaşıyor Filistin.
"HER AN DARBE OLACAKMIŞ ALGISINI KALDIRIN"
Bence dün gece son yılların en önemli gecesi yaşandı. Devlet yapısı, devlet tecbüresi içinde çok bulunduğum için şimdiden uyarmak istiyorum. Dün Sayın Bahçeli bir konuşma yaptı: 'Bugünlerde iç işgal cephesinde toplanıp aynı zamanda emniyet ve yargı içinde yuvalanmış soysuz ve kripto çetelerin yeniden Türkiye üzerinde hesap yaptığı görülmektedir(...)Birkaç emniyet mensubunun görevden alınmasıyla geçiştirilemeyecek bir komplo devrededir. 17-25 Aralık emniyet ve yargı ortaklığı darbe girişiminin tekrarını planlayanlara boyun eğmeyiz' dedi. Cumhurbaşkanı dün gece Adalet Bakanı ve MİT Müsteşarı ile görüştü.
Arkadaşlar siz devlet yönetiyorsunuz, kamuoyuna derhal bir açıklama yapılmalı. Bir şeyin yayılması olmasından daha beterdir. Olursa tedbir alırsınız, yayılırsa Türkiye'nin dışarıdaki algısı 'Türkiye'de her an bir darbe olabilir' olur. Bu da bir yıldır fakir halkın üstüne bedelini yıktığınız o ekonomik paketlerin hepsini yerle bir eder. Hiçbir yatırımcı darbe ihtimali olan bir yere gelmez. Buradan hareketle böyle bir ihtimal yok da birileri bir korku iklimi yaratıp her an darbe olacakmış gibi bir iklim yaratıp son seçim neticeleri sonrasında çöpe gitmiş otokrasi hayallerini hayata geçirmek için bunu kullanmak istiyorsa onlarla da görülecek hesabımız olur. Mafyatik yapılar devletimizin her yanına sızmış. Bütün bu meselenin arkasında Ayhan Bora Kaplan diye birine ve bir çeteye yapılan operasyon var. Mafyatik yapıları bu devlete kim musallat etti? Türkiye'nin bir beka meselesi varsa öncelikle bu mafyatik yapılardan gelir. Sayın Bahçeli, imalı konuşmayın. Kimi kastediyorsanız açıkça söyleyin. Varsa bir darbe ihtimali ona söyleyin, bilgi ve belgeleri devlet kurumlarıyla paylaşın çünkü ifadeleriniz çok ağır. Fitneyi büyümeden durdurmanız gereken sizsiniz. Siz gözlemci değil iktidar ortağısınız.
"YAPILAN TOPLANTIDA İÇİŞLERİ BAKANI DA OLMALIYDI"
Sayın Erdoğan dün akşam toplantıda ne konuştunuz bilmiyorum ama orada İçişleri Bakanı da mutlaka olmalıydı. Yapılması gereken şudur; bütün devlet kurumlarına net bir talimat verin. Hiç kimse devletin üstünde değildir. 'Devlete karşı olan mafyatik yapılarla mücadele edeceksiniz' talimatını cesurca, hiç tereddüt etmeden verin. Türkiye'de faili meçhulleri getiren bu yapılardır. Sayın Bahçeli ile derhal görüşerek 'veri şu belgeleri de ben de gerekeni yapayım' deyin. Bakanlık müessesi ciddi şekilde zayıflatılmış olmakla birlikte çok önemlidir. İçişleri Bakanı’nın görevi hiçbir tesir ve baskı altında kalmadan görevini sürdürmektir. Tereddüt ettiğiniz her an Türkiye'yi başka bir felakete götürür. Bir diğer önemli konu Sinan Ateş.. Eğer bu cinayet başka bir yerde olmuş olsaydı yer yerinden oynardı. Sinan Ateş'le birlikte Türkiye'de bir insanlık da öldürülmüştür. Şu iddianame Türk hukukuna kurşun attı.”