Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İş birliği Daimi Komitesi 38. Toplantısı Açılış Programı'nda düşük faizi savundu. Erdoğan, "Enflasyon ve işsizlik rakamları son 50-60 yılın zirvesine ulaşmış durumda. Küresel kriz yeni boyutlar kazanarak devam ediyor. Dünyada faizleri yükselterek enflasyonu kontrol altına alma çabaları sonuç vermedi" dedi.
Merkez Bankası'nın Eylül 2020’den itibaren çift hane olan politika faizini tek haneye düşürmesi ve ekonomi yönetiminde sık sık değişikliğe gidilmesiyle enflasyonun yükselmesi ekonomistler tarafından eleştirilere neden olsa da Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, düşük faiz politikasını savunmaya devam ediyor.
İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İş birliği Daimi Komitesi 38. Toplantısı Açılış Programı'nda açıklamalarda bulunan Erdoğan, yaptığı konuşmada "Salgınla başlayan enerji ve Emtia fiyatlarındaki artışla tırmanan küresel kriz yeni boyutlar kazanarak devam ediyor. Enflasyon ve işsizlik rakamları son 50-60 yılın zirvesine ulaşmış durumda. Küresel kriz yeni boyutlar kazanarak devam ediyor. Dünyada faizleri yükselterek enflasyonu kontrol altına alma çabaları sonuç vermedi" dedi.
Erdoğan'ın açıklamaları şu şekilde:
Gönül coğrafyamızın dört bir yanındaki kardeşlerimize selam ve sevgilerimi gönderiyorum. Toplantımızın neticelerinin İslam alemi ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını rabbimden niyaz ediyorum.
Son bir yılda terör, afet, çatışma, mezhep temelli gerilimlerde hayatını kaybeden kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. TC Cumhurbaşkanı ve İSEDAK Başkanı olarak her birinize adalet, refah ve barışın olduğu dünyada samimi çabalar için teşekkür ediyorum.
UKRAYNA'DAKİ ÇOCUKLAR DA BİZİM EVLADIMIZDIR
Mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim'de siz insanlar içinde çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz buyurulmuştur. Peygamberimiz ise insanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır diye buyurmuştur.
Yemen’de Somali’de Afganistan’da Arakan’da adeta bir deri bir kemik kalmış yavrular kadar, Ukrayna’daki çatışmaların mağdur ettiği çocuklar da bizim evlatlarımızdır.
Bizler yetimlere şefkatle davranan, hiçbir ayrım gözetmeden mazlumlara sahip çıkan, fakir ve fukaranın elinden tutan bir peygamberin ümmetiyiz. Paylaşmanın bereketine inanan, veren eli alan elden üstün gören bir medeniyeti mensuplarıyız.
Dünyanın neresinde olursa olsun tüm kardeşlerimizden sorumluyuz, elbette her ailede olduğu gibi bizlerin arasında da hiç arzu edilmeyen gerilimler yaşanabiliyor. Farklı kanaatlere sahip olduğumuz hususlar ortaya çıkabiliyor. İslam ümmeti olarak bizim kardeşliğimiz her türlü anlaşmazlığın üstesinden gelecek güce ve dirayete sahiptir. Rabbim aramızdaki bu sevgiyi, ezelden ebede giden bu birlikteliği daim eylesin diyorum.
AFETLERDEN VE SAVAŞLARDAN ETKİLENEN İNSANLARA YARDIM ELİMİZİ UZATIYORUZ
Teşkilatımız içinde istişari mekanizmalara büyük önem veriyoruz. Yıl boyunca gerçekleştirdiğimiz programları birbirimizi daha iyi anlamamıza ve ortak projeler gerçekleştirmemize imkan verdiğini görüyoruz. Zenginin refah ve konforunu, fakirin haklarının önüne koyan mevcut sistemin insanların derdine derman üretemediği bu süreçte daha iyi anlaşıldı. Huzurevlerinden yaşlı bakım yurtlarından hastane kapılarından yansıyan yürek burkan manzaraları asla unutmadık. Aşı ve ilaç şirketleri böyle bir meselede dahi fahiş kar elde etme hesabını bırakmadı. Mevcut küresel sistemin mevcut yüzünü bekleyen birer örnek olmuştur. Türkiye elindeki imkanları tüm ihtiyaç sahipleriyle paylaşmıştır. Bizden talepte bulunan 162 ülkeye tıbbi yardım malzemesi gönderdik. Yerli ve milli aşımız Turkovac'ı milletimizle birlikte tüm insanlığın hizmetine sundu. Afrika halklarının yanında yer aldık. Tabii afetlerden ve savaşlardan etkilenen insanlara yardım elimizi uzatıyoruz. Bununla kalmıyor aynı zamanda bölgede barış ve istikrarın içinde samimiyetle çaba harcıyoruz.
FAİZLERİ YÜKSELTEREK ENFLASYONU KONTROL ALTINA ALMA ÇABALARI SONUÇ VERMEDİ
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın sona erdirilmesi için yoğun çaba yürüttük. Tahılın Karadeniz ve boğazlar üzerinden sevkini sağladık. Tahıl koridorunun 120 gün daha uzatılması Afrikalı kardeşlerimizin sıkıntılarını bir nebze olsun rahatlatacağını umuyoruz. Salgınla başlayan enerji ve Emtia fiyatlarındaki artışla tırmanan küresel kriz yeni boyutlar kazanarak devam ediyor. Enflasyon ve işsizlik rakamları son 50-60 yılın zirvesine ulaşmış durumda. Faizleri yükselterek enflasyonu kontrol altına alma çabaları şimdiye kadar beklenileni veremedi. Enerji kesintileri AB'de ciddi sorun haline geldi. Hayat pahalılığın sebep olduğu ekonomik zorluklardan az ya da çok etkileniyoruz. Bu süreci başarıyla yönetsek de kimi olumsuzlukları biz de hissediyoruz. Tüm dünyada resesyon beklentilerinin artması tünelin sonundaki ışığın henüz görülmediğine işaret etmektedir.
Ülkelerimizin karşılıklı tanıdığı menşee ispat belgeleri düzenlenerek sistem kapsamında ticaretin başlaması da önemlidir. Alınan kararların sistemin uygulamasını kolaylaştıracağı kanaatindeyim. Sisteme dahil olan ülkelere teşekkür ediyorum. Önümüzdeki süreçte diğer İSEDAK üyelerinin de katılmasıyla ülkelerimiz arasındaki ticareti yüzde 25 seviyesine yükseltebiliriz. İslam ülkelerindeki tasarrufların helal yatırım ürünü olan bu fona aktarılmasının teşvik edilmesinde fayda görüyoruz.
Geçtiğimiz yıl İSEDAK gündemine alınması kararlaştırılan dijital işbirliği konusu da üzerine eğilmemiz gereken başka husustur. Bu kapsamda kodlama, siber güvenlik, dijital beceri, yetkinlik geliştirme gibi somut projeleri hayata geçirebiliriz. Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi'miz bu alanda elde edilen bilgileri ve tecrübeleri sizlerle paylaşmaya hazırdır.
LAFA GELİNCE DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK KONUSUNDA MANGALDA KÜL BIRAKMAYANLAR...
Bugün İslam karşıtlığı batılı siyasetçilerin oy devşirmek için en sık başvurduğu araçlarından biridir. Lafa gelince demokrasi ve özgürlük konusunda mangalda kül bırakmayanlar Müslümanların hakları olunca en faşist uygulamaları devreye almaktan çekilmiyor. Kimi Avrupa ülkelerinde başörtüsüne getirilen hukuk dışı kısıtlamalar bunun en çarpıcı örneğidir. İnsanların dinlerini yaşamasına mani olmak zorbalıkla inançlara müdahale etmek orta çağın engizisyon ruhunu yeniden hortlatmak demektir.
15 Mart'ın BM Genel Kurulu tarafından İslamafobi ile Mücadele günü olarak kabul edilmesi uluslararası topluma verilmiş bir mesajdır. Yunanistan'daki Müslüman Türk azınlığına yönelik haksız ve hukuksuz uygulamalar artarak devam ediyor. Yunanistan'daki kardeşlerimizin dini liderleri tanınmıyor, vakıfları ve hakları gasp ediliyor. Kimlikleri reddediliyor. Ana dillerini öğrenmelerine izin verilmiyor. Artık buna sessiz kalamayız. İslam alemi Yunanistan'da zulme uğrayan kardeşlerimin durumuna daha fazla seyirci kalmamalıdır.
Kıbrıs Türkü kardeşlerimizin maruz bırakıldıkları hak ihlallerini de biliyorsunuz. Filistin meselesinin 1967 sınırlarında bağımsız egemen coğrafi bütünlüğe sahip Filistin devletinin vücut bulmasıyla çözüme kavuşturulmasını destekliyoruz.
KARDEŞLİK VAZİFEMİZİ LAYIKIYLA YERİNE GETİRİYORUZ
İslam dünyasını 10 yılı aşkın süredir meşgul eden konulardan biri de Suriye'deki ihtilaftır. Türkiye olarak 3,5 milyonu aşkın Suriyeli sığınmacıya topraklarımızda ev sahipliği yaparak milyonlarcasını da Suriye sınırları içinde destekleyerek kardeşlik vazifemizi layıkıyla yerine getiriyoruz. İslam ülkeleri daha güçlü irade ortaya koymalı, siyasi çözüm çabalarına destek vermelidir.
FETÖ'CÜLER 252 KARDEŞİMİZİ ŞEHİT ETTİ
Pek çoğunuz terörün vahşi yüzüne şahit olmuş insanlarız. Terör örgütlerinin kalleş saldırılarında vatandaşlarımızı kurban verdik. Kimi zaman FETÖ, PKK, DEAŞ olarak karşımıza çıktı. Bu örgütlerin tamamı öncelikle Müslümanları hedef aldı ve kan döktü. Sadece biz PKK saldırılarında 40 bine yakın insanımızı kaybettik. FETÖCÜ'ler 252 kardeşimizi alçakça şehit ettiler.
BU ÖRGÜTÜN KÖKÜNÜ KAZIMAKTA KARARLIYIZ
Dökülen bu kanda bölücü terör örgütü kadar DEAŞ'la mücadele kapsamında bu teröristleri silaha ve desteğe boğanların da payı vardır. İlk günden beri proje mahsulü yapı olduğu bilinen DEAŞ'la mücadelede PKK'ya destek verme artık son bulmalıdır. Ülkemizle birlikte Suriye ve Irak'ın da toprak bütünlüğüne tehdit oluşturan bu örgütün kökünü kazımakta kararlıyız.
NE OLMUŞTU?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizini 150 baz puan indirerek yüzde 9’a çekilmesine karar vermişti.
Böylelikle, Eylül 2020’den itibaren çift hane olan politika faizi tekrar tek haneye düşmüş oldu.