CHP'li Tanrıkulu'ndan avukatlar günü mesajı: Avukatlar kanunlarla susturuluyor

CHP'li Tanrıkulu'ndan avukatlar günü mesajı: Avukatlar kanunlarla susturuluyor

CHP'li Sezgin Tanrıkulu, 5 Nisan Avukatlar Günü nedeniyle yayımladığı mesajında, meslektaşı Tahir Elçi'yi ve 'Adil yargılanma' talebiyle ölüm borucuna başlayarak hayatını kaybeden Avukat Ebru Titimi andı. Sezgin Tanrıkulu, avukatlara yapılan baskılara dikkat çekerek, ''Tam bağımsız olması gereken yargı erkinin temellerinden avukatlık mesleği, günümüzde sürekli saldırı altında…Yasal düzenlemelerle avukatlık mesleği yapılamaz hale getirilmeye çalışılırken, avukatlar kanunlarla susturuluyor'' dedi.

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkanvekili ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 5 Nisan Avukatlar Günü vesilesiyle yaptığı basın açıklamasında yasal düzenlemelerle avukatlık mesleğinin yapılamaz hale getirildiğini ve avukatların kanunlarla, kararnamelerle susturulmak istendiğini söyledi.

''Yargı bağımsızlığına karşı olumsuz tavrını hiç saklamayan AKP iktidarı, savunma mesleğini de özellikle bir tehdit olarak görüyor.'' diyen Sezgin Tanrıkulu, eleştirdiği bazı düzenlemeleri de sıraladı.

Sezgin Tanrıkulu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

''Arkadaşım, meslektaşım Tahir Elçi’nin katilleri yakalanmadı. “Adil yargılanma” talebiyle ölüm orucuna başlayan Avukat Ebru Timtik, 27 Ağustos 2020 tarihinde yaşamını yitirdi.

Kocaeli’nin Gebze İlçesinde sadece ve sadece mesleğini yapan 27 yaşındaki arkadaşımız Avukat Ersin Arslan öldürüldü (16 Mart 2021)…

Avukatlara baskılar… 17 Ocak Günü İstanbul Kadıköy’de bekçiler tarafından dövülen Avukat Mürsel Ünder hakkında İstanbul Anadolu Başsavcılığının soruşturma açtığı öğrenildi. “Bekçilerin “Cumhurbaşkanına hakaret ettiği” iddiasıyla suç duyurusunda bulunduğu Avukat Mürsel Önder, 17 Şubat Günü Savcılıkta ifade verdi. İfade işleminden sonra adliye önünde yapılan basın açıklamasına katılan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, şunları söyledi:

“Bugün burada altını çizmek istediğimiz husus, aslında yasal gerekçesi yurttaşların güvenliğini sağlamak üzere oluşturulmuş ve kurulmuş olan bekçilik kurumunun çok büyük bir güvenlik sorunu haline gelmiş olmasıdır.

Maalesef ki canımızı, malımızı başta olmak üzere, temel hak ve özgürlüklerimizi korumak üzerine oluşturulduğu söyleyen bu kurum artık ciddi anlamda en temel Anayasal hak ve özgürlüklerimizi, başta bu somut olayda seyahat özgürlüğü olmak üzere engelleyen, yok eden ve şiddet göstermek suretiyle hakları ihlal eden bir kuruma dönüşmüş olmasıdır.”

'AVUKATLIK MESLEĞİ, GÜNÜMÜZDE SÜREKLİ SALDIRI ALTINDA'

Avukat Mürsel Ünder de, “Türkiye'de yaşayan her insana hizmet etmekle yükümlü olan bekçiler, bugün Türkiye'de yaşayan her insanla ilgili bir güvenlik ve özgürlük sorununa dönüşmüş durumda. Kimse sizi keyfine göre durduramaz, keyfine göre kimlik soramaz, bir sebep bildirmek zorunda” dedi.

Tam bağımsız olması gereken Yargı erkinin temellerinden avukatlık mesleği, günümüzde sürekli saldırı altında… Yasal düzenlemelerle avukatlık mesleği yapılamaz hale getirilmeye çalışılırken, avukatlar kanunlarla, kararnamelerle susturulmak istenmektedir. Sokaklarda, adliyelerde, karakollarda avukat arkadaşlarımız dövülüyor, işkenceye maruz kalıyor…

Yargı bağımsızlığına karşı olumsuz tavrını hiç saklamayan AKP iktidarı, savunma mesleğini de özellikle bir tehdit olarak görüyor. İktidarın savunmayı muhalefet olarak gördüğünü kanıtlayan bazı düzenleme örnekleri şöyle:

- 27 Temmuz 2016 tarihli, 668 sayılı KHK’nin 3. maddesi ile “Gözaltındaki şüphelinin müdafii ile görüşme hakkı Cumhuriyet Savcısının kararıyla beş gün süreyle kısıtlanabilir. Bu zaman zarfında ifade alınamaz.” hükmü getirildi. 29 Ekim 2016 tarihli 676 sayılı KHK ile bu süre 24 saate indirilmişse de şüphelinin derhal avukatıyla görüşme hakkı kısıtlandı, şüpheliden kayıt dışı ve hukuka aykırı beyan alma tehlikesinin önü açıldı.

- 23 Temmuz 2016 tarihli, 667 sayılı KHK ile tutuklu ile avukatların cezaevindeki görüşmelerini kaydetme, izlemek amacıyla bir görevlinin hazır bulunması, avukat ile tutuklunun birbirine verdiği belgeleri inceleme ve el koyma, görüş gün ve saatlerini kısıtlama yetkisi getirildi. 676 sayılı KHK ile bu düzenlemeler, hükümlüler için de geçerli hale getirildi. Avukatın müvekkiliyle görüşmesini gizli yapması gerekirken, idareye belgelere dahi el koyma yetkisinin verilmesi savunma hakkını kısıtladı. İdareye geniş ve belirsiz bir takdir yetkisi verildi, bunun sonucunda keyfi uygulamalar ortaya çıktı.

- Türkiye’de yıllardır hak ve adalet mücadelesi veren Çağdaş Hukukçular Derneği 22 Kasım 2016 tarihli 677 sayılı KHK ile kapatıldı.

- “Çoklu baro” düzenlemesi - “Avukatlık Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (7249)” 11 Temmuz 2020 tarihinde TBMM’de kabul edildi…

“Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi (The Arrested Lawyers Initiative-ALI) tarafından hazırlanan raporlarda 15 Temmuz 2016 darbe girişimi ile 2020 yılları arasını avukatlara yönelik baskılar ele alınırken, “Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi”nin Raporuna göre darbe girişiminden sonra -en az- 1.500 avukat hakkında iddianame düzenlendi. En az 605 avukat tutuklu, 441 avukata ise hapis cezaları verildi.

The Arrested Lawyers Inititiative/Tutuklu Avukatlar İnisiyatifi, Dünya İnsan Hakları Gününde, Türkiye'de avukatlık mesleğine yönelik sistematik saldırılara ilişkin yeni bir rapor yayınladı ve rapor 1.600'den fazla avukatın gözaltına alınıp yargılandığını, 615 avukatın ise tutuklandığını ortaya koymaktadır. Avukatlara yönelik kampanyada Diyarbakır, Konya, Trabzon, Manisa ve Siirt İl Barolarının Eski Başkanlarının da aralarında bulunduğu 15 İl Baro Başkanını hedef alındı. Avukatlara yönelik bu saldırılar kapsamında avukatların adil yargılanma hakkı, avukatların tutuklu yargılanamayacağı veya avukat hakkında ancak Adalet Bakanının izin vermesi halinde kovuşturma açılabileceği gibi Avukatlık Kanunu 58-59 maddelerindeki yasal güvenceler göz ardı edildiği belirtildi.

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanlığının 36. Olağan Genel Kurulu Başkanlık Seçimini hükümetin 'çoklu baro' düzenlemesine karşı çıkan Ramiz Erinç Sağkan kazanırken, oylama sonrası yaptığı konuşmada ise "Bugün itibarıyla artık TBB'nin kapıları tüm avukatlara ayrıştırmadan, ötekileştirmeden, dışlamadan açık olacaktır." demiştir.

AKP Hükümetleri döneminde Türkiye'de savunma, Yargının kurucu unsuru değil, dışlanan unsuru haline getirilmiştir. İktidar, Yargının ve hukukun üstünlüğünü yok sayarken, avukatlık mesleği açısından son yıllarda Türkiye darbe dönemlerinden bile güç günlerden geçmektedir.

Hukukun, bir gün herkese lazım olacağı unutulmamalıdır! Yaşanan zorluklara rağmen, bugün, bütün hukukçuların 5 Nisan Avukatlar Gününü kutluyorum.''

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN