Çarpık zihniyet madeni

Çarpık zihniyet madeni

Amasra’da 43 işçinin can verdiği madeni ‘kazdıkça’ ihmal çıkıyor... Eğitimin kağıt üstünde verildiği, denetimlerin haberli yapıldığı, okuma bilmeyen personelin iş güvenliği sınavından 100 aldığı ortaya çıktı. Üretimi insan hayatının önüne koyan, kural çiğnemeyi rutin gören ‘sakıncalı anlayış’ diğer madenlerde de aynı zihniyetin iş başında olduğu kaygısını artırıyor.

Bartın’daki patlamaya ilişkin davada ifadeler, facianın ihmallerle geldiğini bir kez daha gösterdi. Acılı eş Meltem Baykal “Kocam denetleme öncesi haber alınıp hazırlık yapıldığını söylerdi” dedi. Yaralı işçiler de üretim baskısını ve havalandırmanın yetersiz olduğunu dile getirdi. Skandallara ikinci duruşmada yenileri eklendi. Yaralı işçi Sezgin Çelen “Maske eğitimlerinde 1-2 kişi çıkar denerdi. Herkesin denediği olmamıştır” diye bilgi verdi.

DAHA KAÇ OCAKTA TEDBİRSİZ İŞ YAPILIYOR

Mağdur avukatlarından Melike Polat, çalışanlara işçi sağlığı eğitimine katılmış gibi imza attırıldığını belirtti. “İş güvenliği sınavında okuma yazma bilmeyenlerin yerine imza atıp insanları ölüme göndermişler” dedi. Amasra’da çalışan Serhat Ergin ise ifadesinde yetersizlikleri dile getirenlerin görevden alındığını veya mobbing uygulandığını söyledi. 43 kişinin kaybıyla ortaya çıkan tablo ‘Diğer madenlerdeki ihmallere acil önlem alınmalı’ çağrılarını getirdi.

2707krt01a-tum.jpg

Bartın’ın Amasra ilçesinde TTK’ya ait müessesede 43 madencinin ölümüyle sonuçlanan 14 Ekim 2022 tarihli faciaya ilişkin 7’si tutuklu 23 sanığın Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın üçüncü duruşmasının ikinci celsesi dün yapıldı. Sanıklardan, dönemin Müessese Müdürü Cihat Özdemir, İşletme Müdürü Selçuk Ekmekçi, İş Güvenliği Şube Müdür Vekili Volkan Soylu, İşletme Baş Mühendisi Mehmet Tural ‘olası kastla öldürme’ suçundan toplamda bin 80 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılandığı davada 3’ü tutuklu diğer 19 sanığın ise ‘bilinçli taksirle öldürme’ suçunu işledikleri iddiasıyla 18 yıla kadar hapsi isteniyor. Duruşmalarda madene ilişkin sürekli ihmaller ortaya çıkıyor. Yaralı madenciler ve ölenlerin yakınları ihmaller zincirini tek tek anlattı:

HAVALANDIRMA SIKINTISI HEP VARDI

Yaralı madenci Sezgin Çelen: “Çalıştığımız birinci rekup hep sıcaktı, değişik bir kokusu vardı. Havalandırma sıkıntısı vardı hep. Arkadaşlarımız da ‘Gazı atamadık’ şeklinde hep anlatımlarda bulunurdu. Maske eğitimlerinde 1-2 kişi çıkar denerdi, herkesin denediği olmamıştır.”

2.5 YILDA YOLLARI TAMİR ETMEDİLER

Yaralı madenci Güray Polat: “Patlama sonrası yukarıdan yardım istediğimde, bana ikinci patlama riski var diyerek yardıma gelmediler. O çocukları birer birer yukarı taşımaya çalışıyordum. Hiçbir tahlisiye cihazı kullanamadık. Ekipman eksikliği, yolların eksikliği... 2,5 senedir bu yolların hiçbirini tamir ettiremedik. Şöyle düşünün, yolda ambulans giderken çukurlara düşerse hasta zarar görür. Ben, taşıdığım işçilerle birlikte bu yollarda yaralanıyordum. Amasra’da son zamanda torpil olayı fazlaydı. Buna karşı çıktığımda bana denilen kelime şu olurdu: ‘Koltuğumdan olurum, torpillileri yerinden kıpırdatırsam’. Şef Aydın’dı. Soy ismini bilmiyorum. Katliamdan sonra gelen yönetim daha titizlikle yaklaşıyor. Yolları yaptı ve yapılıyor, disiplini arttırdı. Eskiden bir yol arızasını şikâyet etsek geçici malzemeyle tahkim edilir ve devam edilirdi.”

DAHA ÇABUK MÜDAHALE ETSEYDİK

Hayatını kaybeden madenci Murat Ergin’in kardeşi Serhat Ergin ise madendeki ihmaller hakkında şu bilgileri verdi: “Yolda Selçuk Bey ile beraber ilerlerken, işçilerden oluşmuş kurtarma ekibi olan tahlisiye ekiplerinin iki saat geçmesine rağmen nerede olduğunu sordum. Zonguldak’tan gelecekmişler de arkadaşları kurtaracaklarmış. Arkadaşlarımıza daha çabuk ulaşabilseydik bu kadar kötü sonuçlar doğmayabilirdi. Ben yapmış olduğum görevler dolayısıyla, idari ve ocak olsun, iyi bilen 10 kişiden biriyimdir. Mühendisler gibi rakamsal konuşamam ama bir şeyler anlatırım. ‘Şu kadar kömüre şu kadar taş tozu serpilir’ diyorlar. ‘Kanuna, yönetmeliğe göre fazla dökmüşüz’ falan diyorlar. Cumartesi yapıyorlarmış, eleman yok ki. Aşağı indirmişsin, bu serptiğin anlamına gelmez. ‘Yaptık ettik’ dedikleri şeyler yalandan ibaret. Aşağı indirmişler hafta sonu, iki kişi nereye dökecek, göstermelik -250 kota serpmişler bitmiş.

MÜDÜRÜN SENDİKA İLE ARASI İYİ

Bakalım mühendislere, kaç kotta okunmuş kendi lamba okuyucuları? Mahkemeniz kimin nereye indiğini denetim yaptığını bu puantajları inceleyerek görebilir. Ben Amele Birliği Yönetim Kurulu üyesiyim. Müdür Cihat Bey de öyle. Kendisine bir şey söylüyoruz, diyor ki ‘Ee ben çocuklara bir söyleyeyim’. Elini bir kez taşın altına koymamıştır. Benim kimseyle husumetim yoktur. Şimdi diyecekler ki husumeti var. Benimle husumet yaratan sizsiniz, kayırmalarınıza karşı çıktığım için. Diyorlar ki aspiratör değişecekti. Selçuk Beyin işçi sendikasıyla da araları çok iyiydi, onlara oy bile istiyordu. Seçim arifesinde aspiratör yapılsa, işçilere ulaşamayacaklardı. Ertelediler. Üretim baskısı. Mühendisler diyor ki ‘100 kilo da 1 ton da çıksa ben aynı maaşı alacağım’. Yükselme, ileride gözün varsa tek derdin tonajı tutturmaktır. Üretim baskısı kesinlikle vardı.

İDARENİN İŞİNE GELMEYEN MOBBİNG

Sağlık, ihtiyaç sebepleriyle 10 kişi de gelse 30 kişi de gelse aynı tonaj istenirdi. Beklenen tonaj çıkmadıysa Selçuk Bey anında mobbinge başlardı, işçilerin yerleri hızla değişirdi. Yetersizliklere karşı çıkan, itiraz edenleri görevden alırlardı. İdarenin işine gelmeyen herkese mobbing uygulandı. Bu iş yeri mobbingden geçilmiyordu.”

KAĞIT ÜZERİNDE EĞİTİME 100 PUAN

Avukat Melike Polat, madencilere işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimi verilmediğini ve verilmeyen eğitime ilişkin işçiler eğitime katılmış gibi yerlerine imza atıldığını anlattı. Polat, işçilere sorulan sınav sorularının yanıtlarının bile belli olduğunu anlatarak “Artık bu eğitim ve maske işini kesin olarak kapatalım istiyoruz. Vefat edenlerin de kurtulanların da sınav notları da çok yüksek. Zannederiz ki işler harika. Sorulara bakın. Hangisi yanlıştır diye sorulan sorunun cevabı ‘İş güvenliği kurallarına her zaman uymak zorunda değiliz. Okuma yazma bilmeyen insanlar yerine imza atarak, eğitim vermeyerek insanları ölüme göndermişler” dedi.

OKUMA YAZMAM YOK SORULARI VERDİLER

Yaralı madenci İzzet Ak, madende üretim baskısı olduğunu açıklayarak “Sürekli geç çıkarlardı. İçeride gaz olduğundan, gazı çıkaramadıklarından ve iş bitmediği için de nezaretçi tarafından salınmadıklarını söylerlerdi… Üretim baskısı vardı” diye konuştu. Ak, okuma yazma bilmediğini ve işçi sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerini tamamlamaları için gereken sınavlardaki soruların kendilerine verildiğini açıkladı.

SANIKLAR MAAŞ ALMAYA DEVAM EDİYOR

Amasra maden kazası davasında, faciada birinci derece sorumlu olarak görülen tutuklu sanıklardan dönemin Müessese Müdürü Cihat Özdemir ve İşleme Müdürü Selçuk Ekmekçi’nin Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) tarafından Zonguldak’ta görevlendirildiği ortaya çıktı. Özdemir, havalandırma konusunda kendisini savunurken Amasra’dan alınarak, Zonguldak’ta görevlendirildiğini söyledi. Ayrıca tüm sanıkların maaşlarının 3’de 2’sini almaya devam ettiği bilgisi edinildi. Mahkeme, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, davayı 16 Ekim’e ertelendi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN