Yeni eğitim ve öğretim döneminin ilk zili 9 Eylül 2024’te çalacak. Fakat, iklim değişikliğine bağlı artan sıcaklıklar milyonlarca öğrenci ve veliyi endişelendirirken okullarla ilgili yeni bir kararın alınması gündeme geldi. İşte, yeni dönemde uygulanması muhtemel olan o uygulama…
Türkiye 2024-2025 eğitim ve öğretim dönemine 9 Eylül itibari ile başlayacak. Fakat, iklim değişikliğinin etkilerinden dolayı okulların bu tarihte açılacak olması velilerin tepkisine neden oluyor. Özellikle Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu gibi sıcaklıkların yüksek seyrettiği yerlerde öğrencilerin sıcaklardan kaynaklı büyük sıkıntılar yaşaması endişe yaratıyor. Bu konuda çözüm önerileri sunan uzmanlar ise okul takviminin pek çok ülkede olduğu gibi başta iklim olacak şekilde diğer etkenler de dikkate alınarak hazırlanması gerektiğini vurgularken, bu noktada da “Basamak Kaydırma Takvim Sistemi” denilen sistem önerisi yapılıyor.
“BASAMAK KAYDIRMA TAKVİM SİSTEMİ TÜRKİYE İÇİN UYGUN OLACAKTIR”
Eğitim Analisti Turgay Polat, eğitim sisteminde iklim etkenlerinin dikkate alınmadığını söyleyerek, "Eğitim, öğretim dönemine olması gerekenden önce başlanması nedeniyle binlerce çocukta, okul terkleri, okul uyumsuzluğu gibi sorunlar yaşandı. Erzurum’da şubat ayında okulların ısıtılması, öğretmenlerin sağlıklı bir şekilde okula gitmesinde zorluk yaşanırken, eylül ayında Antalya, Mersin gibi güney illerinde kavurucu sıcaklar bunaltıyor. Okul takvimlerinin birçok dünya ülkesinde olduğu gibi iklim başta olmak üzere diğer etkenler dikkate alınarak 'Basamak Kaydırma Takvim Sistemi' ile yapılması uygun olacaktır" ifaderini kullandı.
OLUMSUZ SENARYOLARIN YAŞANMASI MUHTEMEL
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yusuf Kızıltaş ise okulların aşırı sıcak havalarda açılmasının hava muhalefetine meydan okumak olduğuna dikkat çekerek, şöyle uyardı:
"Dünyada aşırı sıcakların hüküm sürdüğü bazı ülkelerde öğrenci ve öğretmen ölümleri bile meydana geldi. Hindistan’da bu yıl aşırı sıcaklardan dolayı takvimde değişikliğe gidildi. Bu tür senaryolarla karşılaşma ihtimalimiz unutulmamalı. Sıcaktan bilincini kaybeden, bayılan öğrenciler görebiliriz."
Özel okulların rutin takvimin yanı sıra, haftalar öncesinde çeşit çeşit faaliyetler adı altında okulların eğitime başladığına da değinen Doç. Dr. Kızıltaş, "9 Eylül tarihi bazı veliler, açısından tatilin erken bitmesi demek. Bu durum öğretmenler açısından da dezavantaj. Elbette turizm açısından da bir kayıp olacaktır. Bölgelere göre takvimlendirme yapmak daha doğru olacaktır” dedi.
ARA TATİLLERİ KALDIRMAK BİR ÇÖZÜM OLABİLİR
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Talat Yavuz ise Türkiye’deki yönetmeliğin okulların daha geç açılmasına uygun olmadığını belirterek, ara tatillerin kaldırılabilme ihtimalinin bir çözüm olabileceğini belirterek şunları söyledi:
"Okulların bir hafta sonra açılması veya sıcak illerde okulların kademeli olarak açılması gibi seçenekler düşünülmeli. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı’nın mevzuatına göre bir öğretim yılı 180 iş günü olmalı. Bu anlamda okulların açılışını ne kadar geciktirirsek kapanışını da o kadar geciktirmemiz gerekir. Farklı illerde farklı okul açılış tarihleri belirlemek de Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortak sınavlarında sıkıntı yaratabilir. Belki ara tatilleri kaldırıp okulların açılış ve kapanış tarihlerinde çok fazla esneklik yapmadan düzenlemek daha doğru olur."
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Meteoroloji Laboratuvarı Başkanı Adil Tek ise eğitim, öğretim yılı takvimine dair karar alınmadan önce bir araştırma yapılması gerektiğini dile getirerek, "Yıldan yıla farklı bir metot mu uygulamak gerekir ya da o dönemdeki tahminlere mi bakmak gerekir gibi birçok araştırma yapılmalı. Yoksa okullar 'erken açılsın, geç açılsın, bu dönem çok sıcak olacak' gibi söylemlerle bir karar alınması doğru olmaz" dedi.