DEVA lideri Babacan, 19 Mayıs vesilesiyle gençlerle bir araya geldi. Z kuşağına yeni bir canlı türü keşfetmiş gibi bakmadıklarını belirten Babacan "Onca yıl emek vermiş bir genç, torpili olmadığı için devlette ya da özel sektörde işe giremezken mevcut hükümetten referanslı olanlara sağlanan ayrıcalıkları görüyoruz. Buna göz yummayacağız" diye konuştu.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, DEVA Partisi Gençlik Politikaları Başkanlığı'nın dijital ortamda düzenlediği etkinlikte konuştu.
"Z kuşağına yeni bir canlı türü keşfetmiş gibi bakmıyoruz, onlarla birlikte çalışıyoruz" diyen Babacan, şunları kaydetti: "Sosyal medyada birbirinizle 'Silivri soğuktur şimdi' diye şakalaştığınızı görüyorum. AİHM tarihi boyunca ifade özgürlüğü konusunda hakkında en çok ihlal kararı verilen ülke Türkiye. Hepinizin hayalleri, parlak fikirleri olduğunu biliyorum. Bu fikirleri gerçekleştirebilmek için özgürlük ortamı gerekiyor."
Babacan'ın açıklamaları şöyle:
"Partimizin tüm organlarında gençlik kotası getirdik. Siyasette gençleşmeyi önce kendi partimizde sağladık. Anlayışımızı, "Gençlerle yan yana yürümüyoruz, gençlerin arkasında yürüyoruz" sözleriyle ifade ettik. Gençlerin öncülüğünde, gerçek bir hukuk devletine, özgürlüklerin doyasıya yaşandığı, gençlerin yarınlarından kaygı duymadığı günlere ulaşacağımıza yürekten inanıyorum.
Bakıyorum, diğer partiler 'Z kuşağını anlamak' diye saha araştırmaları yapıyor, laboratuvarlar kuruyor. Sanki yeni bir canlı türü keşfetmişler gibi Z kuşağından bahsediyorlar. Bizim bunu yapmamıza gerek yok. Çünkü çalışmalarımızı Genel Merkezimizde de tüm il ve ilçe teşkilatımızda da gençlerle birlikte sürdürüyoruz. Gençlerden, verdiğimiz özgürlük ve adalet mücadelesini büyütmesini bekliyorum.
"HEPİNİZİN HAYALLERİ, PARLAK FİKİRLERİ VAR"
Sosyal medyada birbirinizle 'Silivri soğuktur şimdi' diye şakalaştığınızı görüyorum. AİHM tarihi boyunca ifade özgürlüğü konusunda hakkında en çok ihlal kararı verilen ülke Türkiye. Hepinizin hayalleri, parlak fikirleri olduğunu biliyorum. Bu fikirleri gerçekleştirebilmek için özgürlük ortamı gerekiyor.
Gençlerin sırt çantasını takıp, kolayca seyahat edebileceği koşulları oluşturmadıkça, ülkeyi yönetenlerin başarılı olduğunu iddia etmek mümkün değil. Ülkemizi, gençlerin kaçmak değil, yaşamak istedikleri bir ülke haline getirmedikçe, ülkemize olan borcumuzu ödeyemeyeceğiz.”
"MÜLAKAT SİSTEMİNE SON VERECEĞİZ"
'Ev gençleri' diye bir kavram hayatımıza girdi. Geçimini ailesinden aldığı harçlıkla sürdürmeye çalışan gençlerin burukluğunu derinden hissediyoruz. Çalışma hayatına girdiği zaman dahi düşük ücretle çalışan, kendisine vakit ayıramayan, aile kuramayan gençlerimizi görüyoruz. Onca yıl emek vermiş bir genç, torpili olmadığı için devlette ya da özel sektörde işe giremezken mevcut hükümetten referanslı olanlara sağlanan ayrıcalıkları görüyoruz.
Buna göz yummayacağız. Kamuda işe alımlarda mülakat sistemine son vereceğiz. Genç girişimcilerimizin önünü açacağız. Gençlerin çalışma hayatıyla erken yaşta tanışmasını sağlayacak iş modelleri geliştireceğiz. Genç iş gücümüzle yeni yatırımları muhakkak buluşturacağız.
"YÖK'Ü KAPATACAĞIZ"
Uzun vadede ekonomik büyümenin en önemli yolu eğitimden geçiyor. Gençlerinin yarınların bilgisi ve becerisiyle donatılmadığı ülkenin ekonomide başarı sağlaması mümkün değil. Ne kadar iyi eğitim, o kadar çok zenginlik. Biz eğitimi toplum mühendisliği aracı olarak görmüyoruz.
Sınav kaygılarıyla gençleri korkuya boğmayıp, üniversite giriş sınavlarını yılda birkaç defa yapacağız. Üniversitelerde idari özerklik ve bilimsel özgürlük istiyoruz. YÖK'ü kapatacağız. Türkiye’nin özgür, özerk ve performansa dayalı ilerleyen bir üniversite sistemine ihtiyacı var. Bu konuya 'Yeni dünya, yeni üniversite, yükselen Türkiye anlayışı'yla yaklaşıyoruz."