Ankara'da öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, Türkgün gazetesinde hedef gösterilen gazetecilere destek vererek “Sinan Ateş suikastinin aydınlatılması için insanüstü bir mücadele örneği sergileyerek bütün tehditlere göğsünü çelik bir duvar gibi geren Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Timur Soykan ve Murat Ağırel başta olmak üzere bu ülkenin bütün cesur, şerefli ve azimli gazetecilerine sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyoruz” dedi.
Ankara'da suikaste uğrayarak öldürülen eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, Türkgün gazetesi yazarı Kadir Yıldız tarafından hedef gösterilen gazeteciler Timur Soykan, Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Barış Terkoğlu başta olmak üzere suikastin aydınlanması için mücadele eden tüm gazetecilere destek verdi.
Paylaşımına Atatürk’ün sözleri ile başlayan Ayşe Ateş, Halk TV yayınından bir kısım paylaşarak “Basit bir cinayet davası olmadığı bilinciyle Sinan Ateş suikastinin aydınlatılması için insanüstü bir mücadele örneği sergileyerek bütün tehditlere göğsünü çelik bir duvar gibi geren Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Timur Soykan ve Murat Ağırel başta olmak üzere bu ülkenin bütün cesur, şerefli ve azimli gazetecilerine sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyoruz” yazdı.
Ateş, gazetecilerin can güvenliğinin elzem olduğuna da dikkat çekti.
Ateş'in paylaşımı şu şekilde:
“Türk basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır.” - Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Basit bir cinayet davası olmadığı bilinciyle Sinan Ateş suikastinin aydınlatılması için insanüstü bir mücadele örneği sergileyerek bütün tehditlere göğsünü çelik bir duvar gibi geren Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Timur Soykan ve Murat Ağırel başta olmak üzere bu ülkenin bütün cesur, şerefli ve azimli gazetecilerine sizlerin huzurunda bir kez daha teşekkür ediyorum.
Özellikle Barış Terkoğlu’nun yapmış olduğu ve tarihe not düşülmesi gerektiğine inandığım bu konuşmayı dinledikten sonra aklıma Namık Kemal’in aşağıdaki dizeleri geldi:
Kemend-i can-güdâzı ejder-i kahr olsa cellâdın, Müreccahtır yine bin kerre zencîr-i esâretten. Felek her türlü esbâb-ı cefâsın toplasın gelsin, Dönersem kahpeyim millet yolunda bir âzimetten...
Geride kalan dönemde gördük ki Çukurambar’da hedef alınan, katledilen sadece Sinan Ateş değildi. Orada aziz milletimiz de hedef alındı. Orada milletimizin adalete olan inancı da huzuru da güvenliği de katledildi. Bu yüzdendir ki hep şunu söylüyorum: Bu, yalnızca bir adalet mücadelesi değildir. Bu, bir milletin sokaklarını karanlıktan, kötülükten, hukuksuzluktan arındırma mücadelesidir. Millet yolunda mücadele eden şerefli gazetecilerimiz de dev gibi bir ordu karşısında bu mücadelenin bin atlı akıncılarıdır. Hedef gösterilen gazetecilerimizin can güvenliği elzemdir.
“Türk basını milletin gerçek ses ve iradesinin doğduğu yer olan cumhuriyetin etrafında çelikten bir kale oluşturacaktır. Bir düşünce kalesi, düşünce yolu kalesi. Basın görevlilerinden bunu istemek, cumhuriyetin hakkıdır.” - Gazi Mustafa Kemal Atatürk
— Ayşe Ateş (@ayseatesaa) June 22, 2024
Basit bir cinayet davası… pic.twitter.com/7skiq2M2iL