İş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması için yayınladıkları ortak bildiri nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'na çağrılan ABD, Almanya ve Fransa dahil 10 ülkenin büyükelçileri bakanlığa gitti. Dışişleri'nden yapılan açıklamada, büyükelçilerle gerçekleşen görüşmede, bildirinin "diplomatik teamüllere aykırı" ve "hadsiz" olduğunun bildirildiği ve büyükelçilerin uyarıldığı kaydedildi.
Aralarında Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya ve Fransa'nın da bulunduğu 10 ülkenin büyükelçileri iş insanı Osman Kavala'nın serbest bırakılması için yayınladıkları ortak bildiri nedeniyle Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı.
ABD, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda'nın Ankara büyükelçileri Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Faruk Kaymakcı ile görüşmek üzere bakanlığa gitti.
Görüşmede, Kavala'nın yargılandığı davayla ilgili açıklamalarına duyulan rahatsızlığın ve tepkinin iletilmesi öngörülüyor.
YARIM SAAT SONRA ÇIKIŞ YAPTILAR
Dışişleri Bakanlığı’na çağrılan 10 ülkenin diplomatik misyon şefi, Bakanlık yerleşkesinden çıkış yaptı.
DIŞİŞLERİ'NDEN AÇIKLAMA
Görüşmenin içeriğine dair Dışişleri'nden de açıklama geldi. Görüşmede ortak bildirinin "diplomatik teamüllere aykırı" ve "hadsiz" olduğunun kaydedildiği bildirildi. Bakanlık açıklamasında, büyükelçilerin görev sorumlulukları içerisinde kalmaları konusunda uyarıldıkları da yer aldı.
Kavala davasının sürekli ve ısrarla gündemde tutulmasının, "çifte standartlı bir yaklaşım" olarak nitelendirildiği açıklamada şunlar kaydedildi:
"Bu ülkelerin Büyükelçileri/Maslahatgüzarlarına, sosyal medya üzerinden yapılan ve bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir.
Anayasamızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye'nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, bazı ülkelere yönelik verdiği ve yıllardır uygulanmayan kararlarını görmezden gelenlerin, sadece Türkiye ile ilgili davalara odaklanmalarının ve özellikle Kavala davasını sürekli ve ısrarla gündemde tutmaya çalışmalarının samimiyetsiz ve çifte standartlı bir yaklaşım olduğuna dikkat çekilmiş, Büyükelçiler/Maslahatgüzarlar Viyana Sözleşmesi kapsamında görevlerinin sorumlulukları içerisinde kalma konusunda uyarılmışlardır."
BİLDİRİDE NE YER ALIYORDU?
Söz konusu bildiride "Türkiye’nin uluslararası yükümlülükleriyle ve milli kanunlarıyla uyumlu şekilde, bu davanın adil ve hızlı biçimde sonuçlandırılması gerektiği kanısındayız. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz" ifadesine yer verilmişti.
As of today, Osman Kavala has been detained for four years. His ongoing case has cast a shadow over democracy and rule of law in Turkey.
— U.S. Embassy Turkey (@USEmbassyTurkey) October 18, 2021
Today, the United States together with ????????????????????????????????????????????????????????????????call for his release! See our full statement here: https://t.co/fCs5Lk5BCW pic.twitter.com/eyOq1loSM3
Ayrıca Kavala'nın dava sürecinin farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davalar yaratılması yoluyla sürekli geciktirildiğine işaret edilerek bu durumun "Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelediği" belirtilmişti.