Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu, katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu "Bazı kesimlerde 'AK Parti seçimi kaybederse türban ne olacak?' deniyor. Kemal Bey burada noktayı koydu." dedi.
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, Habertürk TV'de Fatih Altaylı'nın sorularını cevapladı. Karamollaoğlu, altılı masanın cumhurbaşkanı adayına ilişkin açıklamasında, "Cumhurbaşkanı adaylığında acele etmeme kararlılığındayız. Seçim kararı alınır, 2 gün içinde adayımızı açıklarız. Her seçime gidilirken milletvekili adayları önceden belirlenmez. Seçim kararı alındıktan sonra belirlenir. Aday adayları vardır, üzerlerinde müzakere edilir. Belirlenme mutlaka seçim tarihi belirlendikten sonra yapılır." ifadelerini kullandı.
Saadet Partisi’nin 30 Ekim’de gerçekleştirilecek olan kongresine ilişkin konuşan Karamollaoğlu, "Bir problem olacağı konusunda bir düşüncem yok. Değişiklik olacağını zannetmiyorum. Bugüne kadar bu tarzda herhangi bir niyet belirten olmadı. Bunlar son zamanlarda ufak tefek meselelerden dolayı farklı kanaatte olan arkadaşlarımız." diye konuştu.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsü açıklamalarına değinen Karamollaoğlu, "Bana göre Kemal Bey'in türban çıkışı makul bir çıkıştı. Üzerinde tartışılabilir ama şu anda seçime gidilirken en önemli konulardan bir tanesi. İster istemez bazı kesimlerde 'AK Parti seçimi kaybederse türban ne olacak?' deniyor. Kemal Bey burada noktayı koydu." dedi.
Karamollaoğlu'nun açıklamasından öne çıkanlar şöyle;
"KONGREDE DEĞİŞİKLİK OLACAĞINI ZANNETMİYORUM"
Kongrede problem olabileceğini hiç düşünmüyorum. Seçime bu kadar zaman kala aslında kongreye gidilmemeli. Ancak kanuni durum var. Biz de tam 30 Ekim dedik. Bizim kongre tarihi 3 Kasım'da doğuyor. Ekim ayının 30'una aldık. Ümit ediyorum ki, coşkulu kongre olur. Bir problem olacağı konusunda bir düşüncem yok. Değişiklik olacağını zannetmiyorum. Bugüne kadar bu tarzda herhangi bir niyet belirten olmadı. Bunlar son zamanlarda ufak tefek meselelerden dolayı farklı kanaatte olan arkadaşlarımız. Bizim teşkilatlarımız, bu kararı alırken şahsen almış değilim. Bu bizim genel idare kurulumuzda, ayrıca yüksek istişare kurulumuz var. Başkanlık divanımızda görüldü, kararlaştırıldı. Elbette kongreye yaklaştıkça tempomuz da biraz artacak. 81 ilin hepsinden delege ve üyelerimizin kongreye katılması lazım. Kongreler coşkunun ifade edildiği toplantılar oluyor. Güzel bir kongre geçireceğimize inanıyorum. Farklı kanaatte olan arkadaşlarımızın kendilerini ifade edeceklerine engel olacak değiliz.
"TÜRKİYE'NİN BAŞI ÖZELLİKLE YOKSULLUKLA VE YOLSUZLUKLA DERTTE"
Bazı arkadaşlar bizim ittifakın içinde olmamıza rıza göstermeyebilir. Ancak 'AK Parti ile birlikte olalım' diyenler şimdiye kadar belki kişi olarak vardır. Onun dışında böyle bir eğilim yok. AK Parti koparken açık ve net şekilde 'Biz milli görüş gömleğini çıkardık' dediler. Bu bizatihi sayın Erdoğan'ın ifadesi. Gömlek çıkarmak bizim anladığımız manada bütün umdelerini, prensiplerini terk etmek manasına geliyor. Bizim tatbik etmeyeceğimiz politikaları uygulamaya koyuyorlar. Buna da tabanımız kesinlikle rıza göstermez. Ekonomi, dış politika, eğitimde ve ahlaki değerlerde. Bizim için önce ahlak düsturu çok önemlidir. Ahlak ve maneviyat en başta dürüstlük demektir. AK Parti'de bunlar son zamanlarda söylenmeye başlandı. Ama sözle değil davranışla ifade edilir. Siz harama el uzatmazsanız, yolsuzluk yapmazsanız, bunların hepsi ahlaki temele dayanan prensiplerdir. Ama ne yazık ki bunların hepsini terk ettiler. Şu anda Türkiye'nin başı özellikle yoksullukla ve yolsuzlukla dertte. Siz dürüst olacaksınız, insanlar arasında ayrım yapmayacaksınız, iftira etmeyeceksiniz, haksız yere kazanç elde etmeyeceksiniz. Üzülerek ifade ediyorum ama bu Türkiye'de adeta kural hale geldi.
"BİZİM BİR NUMARALI KAYNAĞIMIZ İSRAFI VE YOLSUZLUĞU ÖNLEMEK"
Ben ahlaki ve manevi prensipleri önce söyledim ama bunun arkasından ekonomi gelir. Orada da ahlaki dejenerasyon sebebiyle bu noktaya geldik. Bizim bir numaralı kaynağımız israfı ve yolsuzluğu önlemektir. Mübalağa gelebilir birkaç yüz milyar dolar imkan elimize geçer. Bu hale nasıl geldik? Sayın Erdoğan göreve geldiğinde ilk başlangıçta ekonomide düzelme eğilimi hissedildi. Kanaatimiz o zaman elde mevcut bütün değerleri, fabrikaları, tesisleri, arsaları sattılar. Bir taraftan gelir elde ediyorsunuz, bir taraftan yatırım yapıyorsunuz veya israf ediyorsunuz. Şimdi satacak bir şey kalmadı. Bu sefer bütçeden gitmeye başladı. Doğrudan doğruya vatandaşın devlete ödediği vergiler bu masrafta kullanılıyor. 25 bin dolar fert başına düşen milli gelirden bahsediyordu sayın Erdoğan. Biz 10 bin doların altına düştük. Nasıl oldu bu? Bizim milli gelirimiz de düşüyor. Hem dağılımda hem de milli gelirin bütününde adaletsizlik var. Şu anda Türkiye 21. sıraya düştü. 21 ne demek? G-20'den düştü demek. Ekonomik yönden düştü, diğer yönleriyle orada kaldı. Bu noktaya durduk yere düşmedik ki. Bu öyle bir iş ki, tesadüfe bıraksanız bu kadar gitmez. Arada sırada düzgün iş yaparsınız. Uygulanan politikaların kökten yanlış olmasından kaynaklanıyor. Özellikle de sayın Erdoğan'ın 'itibardan tasarruf olmaz' demesi bile bunun ne kadar büyük önem taşıdığını gösteriyor. En çok şaşırdığım hususlardan birisi, Beyaz Saray'da insanlar geliyor, misafirler geliyor. ABD Cumhurbaşkanı yemekler veriyor. Sonra öğrendim, bunun tamamı Cumhurbaşkanının kendi maaşından kesiliyormuş. Bizim külliyedeki harcamalar nereden karşılanıyor? Ben Amerikalıların politikalarını tasvip etmem. Dünyaya bakış açılarında kendi dışındaki ülkelere zulmetmekte tereddüt göstermiyorlar. Ama kendi içinde belli kuralları mutlaka tatbik ediyorlar. Bizde öyle bir şey yok. Biz şu andaki duruma düştük. Bugünkü duruma kendiliğinden gelmedik. 20 yıl bir parti Türkiye'yi yönetecek, 20 yıl sonra başladığından geriye düşecek. Bunu anlamak, kabullenmek mümkün değil. Söylediği prensiplerin tamamını kendisi değiştirecek. İsraf ve yolsuzluk gibi.
"SEÇİM KARARI ALINIR, 2 GÜN İÇİNDE ADAYIMIZI AÇIKLARIZ"
Bir hata yaptığımız kanaatinde değilim. Geçmişte de bunu söyledim, parlamenter sistemde koalisyonlar parlamento seçimlerinden sonra kurulur. Meclis aritmetiğine göre partiler biraraya geldiğinde meclis çoğunluğunu alıyorsa iktidar kurulur. Önce bugünkü sisteme göre başkan seçilecek, arkasından mecliste çoğunluğa göre Türkiye Cumhuriyeti yönetilecek. Koalisyon şartlarını önceden belirlemek mecburiyetindeyiz. Ekonomi, eğitim, dış politikada ne yapacağız? 6 partinin her konuda ittifak etmesi mümkün olmaz. Asgari müştereklerde birleşerek bunu yapmak mümkün ve biz bunun yapılabileceğine inanıyoruz. 6 aylık sürede konuyu olgunlaştırdık. Belli noktaya geldik. Şimdi ikinci döneme giriyoruz. Artık biz somut politikalarımızı açıklamaya başlayacağız. Cumhurbaşkanı adaylığında acele etmeme kararlılığındayız. Seçim kararı alınır, 2 gün içinde adayımızı açıklarız. Her seçime gidilirken milletvekili adayları önceden belirlenmez. Seçim kararı alındıktan sonra belirlenir. Aday adayları vardır, üzerlerinde müzakere edilir. Belirlenme mutlaka seçim tarihi belirlendikten sonra yapılır.
"TAYYİP BEY'İN İKTİDARA GELECEĞİ KANAATİNDE DEĞİLİM"
Asgari ücret, açlık sınırı ne kadar? Bir zam daha yapacak, belki 3 bin lira verecek. 2 ay sonra emin olun o da gider; çünkü sistem bozuk. Şimdi af çıkaracaklar, birtakım insanları serbest bırakacaklar. Şimdi insanlar 'bizi hapisten çıkardı gidip destekleyelim' dese bile sandığa gittiği zaman kararını değiştirir. Niye şimdi değil de seçimden sonra? Seçimden sonra biz Tayyip Bey'in verdiğinden daha fazlasını imkan olarak sağlarız. İsrafa, yolsuzluğa engel olacağız. O bize tahminlerin ötesinde kaynak sağlayacak. Konuta da daha fazla imkan ayrılacak. Bunların her biri Tayyip Bey'e bir kısım seçmenin yönelmesine vesile olabilir ama neticede ben Tayyip Bey'in iktidara geleceği kanaatinde değilim. Tayyip Bey'in başvurmayacağı yer yok. Şu televizyon dizilerine bakın, her dizi Tayyip Bey'e destek vermeyi telkin ediyor. Hep bir lider var, en tepede, devlet için çalışıyor, ona tavır koyanların hepsi hain. Bu mantığı yerleştirmeye çalıştırıyorlar ama sökmez.
"BAZI KESİMLERDE 'AK PARTİ SEÇİMİ KAYBEDERSE TÜRBAN NE OLACAK?' DENİYOR, KEMAL BEY BURADA NOKTAYI KOYDU"
Bana göre Kemal Bey'in türban çıkışı makul bir çıkıştı. Üzerinde tartışılabilir ama şu anda seçime gidilirken en önemli konulardan bir tanesi. İster istemez bazı kesimlerde 'AK Parti seçimi kaybederse türban ne olacak?' deniyor. Kemal Bey burada noktayı koydu. Bizimle beraber olmasının avantajı var. Bunun kanuni temele oturtulması bugüne kadar gündeme gelmiştir. Şu anda hükümet kararıyla iş yürüyor. Ama kanunla olursa herkes kendini rahat hisseder. Cumhurbaşkanı da 'anayasa değişikliği yapalım' dedi. Anayasa kolay değil. Biz kanunu geçirelim, arkasından anayasal teminat altına alalım, ikisinin olması problem çıkarmaz. Tayyip Bey ve diğer taraf için geçerli. 'Anayasa değişikliği istiyoruz' desek de 360'ı geçmeden kazanması mümkün değil. Şahsen Kılıçdaroğlu bugüne kadar attığı adımlara ilave adım. Ben sayın Kılıçdaroğlu'nun son senelerdeki tutum değişikliğini şahsen önemsiyorum. Geldi bizim Kudüs mitingine katıldı. Orada bir konuşma yaptı, herkesi memnun etti. Bugüne kadar CHP genel başkanından böyle bir yaklaşımı millet görmemişti. Benim kanaatim bu çok önemli değişimdir. Bunu sayın Kılıçdaroğlu'nun fark etmiş olması CHP tarafından da önemli. Belli bir anlayışla yüzde 25 bandında kendilerini hapsetmişti. Şimdi bugüne kadar kendisinin dışında kalan topluma mesaj veriyor; ben bundan sonra inançlı kesimlere kesinlikle zarar verecek politikaya yaklaşmayacağım, bu önemli yaklaşımdır.
"İSRAFTAN, YOLSUZLUKTAN HALA VAZGEÇMİYORLAR"
Her şeye rağmen millet ittifakının neticede daha iyi sonuç alacağını, oy alacağını düşünüyorum. Türkiye'nin şartları bunu zorlayacak. Tayyip Bey bütün imkanlarını devreye sokma gayreti içinde. Ama ben bunun yeteceğini düşünmüyorum. Şartlar hakikaten altından kalkılamayacak kadar ağırlaştı. İsraftan, yolsuzluktan hala vazgeçmiyorlar. Onun için neticede bunların patlak vereceğini bugün 'AK Partiye oy veririm' diyenlerin bile seçimde 'Yok bir 5 yıl bu sıkıntıyı çekemeyiz' diyeceklerini düşünüyorum. Adaletin yokluğu herkesi etkiliyor. Yarın siz herhangi yerde bir problemle karşı karşıya kalırsanız, adaleti ummuyorsunuz, iktidar tarafından destek bulabilir miyim diye arayışın içine giriyorsunuz. Ekonominin düzelmesi için ciddi adımlara ihtiyaç var. Bir israf, iki yolsuzluk ortadan kalkmalı. AK Parti kadroları boşaldı. Şimdi üçüncü sınıf kadrolar geldi iş başına. Ne Babacan ekibi, ne Davutoğlu ekibi var. İnsanların buraya kolayca meyledeceği kanaatinde değilim. Artık herşey çok açık ve net ortaya kondu. Enflasyonu hiçbirimiz bu ölçüde beklemiyorduk. İnsanın da canını en çok bu yakıyor. Ekonomi ve adalet. Adalet noktasında belki bir adım atacaklar, bazı mahkumlar serbest bırakılabilir. Eğer öyle yola gidilirse haksız yere hapse gidenler af edilebilir. Af dediğiniz bütün suçlular affedilecek manasına gelmez. Af dediğiniz doğrudan doğruya fikir ve düşünce hürriyetinden kaynaklanan suçlar, ağırlık orada. Adam çocuğunu, hanımını katletmiş, buna rıza göstermeyiz. Onun af kapsamına girmesi mümkün değil. Burada hissiyat devreye girmemeli. Olacak iş mi? Adana'da suç işlediği iddia ediliyor, Kars hapishanesine gönderiliyor. Bu suçlar yaygın. Yoksa tecavüz suçları, özellikle çocuklara karşı olan suçları affetmek diye bir şey olamaz. Çoluğunu, çocuğunu katleden insanlar affedilemez zaten.