Görüşler

Mossad Türk topraklarında Hamas’a operasyon yapabilir mi?

Mossad Türk topraklarında Hamas’a operasyon yapabilir mi?

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Hasan Mesut Önder, Mossad’ın, Hamas’ın Türkiye’de Hamas operasyonu düzenleyeceğine dönük kamuoyuna yansıyan iddialar sonrası istihbarat uzmanı Serkan Yıldız’la birlikte ‘Bu mümkün mü?’ sorusuna odaklanıyor.

Shin-Bet Başkanı Ronen Bar, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu ülkelerde Hamas üyelerine yönelik suikastların yapılacağını ifade etmesi, Türkiye’de tartışma konusu oldu. Milli İstihbarat Teşkilatı, yaptığı açıklamada yapılacak yasadışı bir faaliyetin ciddi sonuçları olacağını belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise böyle bir eylemin ağır bedelleri olacağını ifade etti. Öncelikle Shin Bet’in, İsrail dışında operasyon yapma yetkisinin olmadığı ve çok istisnai durumlarda dış operasyonlarda MOSSAD’ın gözetiminde faaliyetlere katıldığı bilinmektedir. Shin Bet Başkanı Ronen Bar’ın, açıklamalarının dışında Netanyahu’nun, MOSSAD’a Hamas liderlerine suikast yapması için talimat verdiği iddia ediliyor.

Netenyahu’nun MOSSAD’a verdiği talimatlar, Amerikan basınına haber oluyorsa, MOSSAD içerisinde Netanyahu’nun bu taleplerinden rahatsız olup kamuoyuna sızdıran bir grubun olduğu söylenebilir. MOSSAD’ın tarihine bakıldığında mücadele ettiği Filistinli örgütlerin liderlerine yönelik birçok operasyon yaptığı biliniyor Titizlikle hesaplanan bütün bu operasyonların ortak özelliği hedef seçimlerinin İsrail istihbarat aygıtı tarafından yapılması ve yapılan seçimlerin dönemin başbakanlarının onayından geçmesidir. Bu operasyonların temel mantığı örgüt işleyişini bozmak ve örgütleri yeniden tasarımlamak olduğu söylenebilir. Netenyahu’nun Hamas liderlerinin öldürülmesi talimatını vermesinin sebebinin intikam alma ve siyasi olarak güç kazanmak olduğu söylenebilir. Netanyahu’nun siparişi olan bu suikastların MOSSAD içerisinde uygulamaya gönüllü olacak çok kişinin olacağı söylenemez. Ancak bir ülkenin başbakanı bir talimat verdiğinde bunu uygulayacak birileri mutlaka çıkacaktır. CIA’nın Ortadoğu operasyonlarından sorumlu eski şefi Marc Polymereopoulos, son dönemlerde MOSSAD’ın personel yapısının değiştiğini, eski laik ve siyasete mesafeli olan kadroların yerini sağcı ve siyasetle yakın ilişkiler içerisinde olan personellerin aldığını ifade ediyor. Bu durum, Netranyahu’nun MOSSAD içerisinde özel isteklerini yapacak kadroların var olduğunu gösteriyor.

NET VE KESİN İSTİHBARAT ŞART

Tüm bu değerlendirmelerden sonra MOSSAD’ın Türk topraklarında böyle bir operasyonu yapabilir mi, yaparsa nasıl yapar sorusunun cevabını istihbarat ve özel faaliyetler uzmanı Serkan Yıldız, veriyor: Askeri okulun ilk gününde, bir bölük komutanımız bize, burası askeri okul diye gözünüz korkmasın, burada her şey serbesttir, tabi yakalanmadığınız sürece demişti. MOSSAD, Türkiye’de yakalanmadığı sürece elbette operasyon yapabilir, biz de müttefikimiz olan ülkelerde ve İsrail’de birçok operasyon yaptık. Onun için MOSSAD da yakalanmadığı sürece operasyon yapabilir. Yakalanırsa sonuçlarına katlanır.

Suikast görevlerinde, operasyon sahası ile ilgili net istihbarat toplamak işin zor kısmıdır. Bu tip görevlerde coğrafi istihbarattan çok hedef hakkında detaylı verilere ihtiyacınız vardır. Genel bilgilerden çok spesifik veriler daha önemlidir. Hedef, evden kaçta çıkıyor, kaçta giriyor, çocukları – ailesi, ev dışında geçirdiği zamanlar, nerelere gidiyor, nasıl gidiyor, kimlerle gidiyor ve kimlerle zaman geçiriyor, düşkünlükleri – zaafları, beslenme alışkanlığına kadar en küçük verilere ihtiyacınız vardır. Bu düzeyde net bilgilere sahip olabilmeniz için hedefin çevresine teknik ve insan unsuru ile yerleşmeniz ve bu bilgileri derlemeniz gerekiyor. Milli İstihbarat Teşkilatı, Türkiye’de MOSSAD unsurlarına yaptığı üç operasyonla, MOSSAD’ın bu tarz haber derleme kapasitesine ciddi darbe indiği biliniyor. Bu operasyonlar, onları ciddi anlamda yavaşlatmıştır. Net istihbarat elde edildikten sonra suikast için hedef ülkenin yerel ve genel alışkanlıklarını bilen, diline hâkim ve göze batmayacak, dikkat çekmeyecek bir uzman ya da uzmanlar göndermelisiniz. Trafik tabelalarını okuyamayan bir uzman başınıza ciddi dertler açabilir. Eğer bir suikast göreviyse, en son suikastı gerçekleştirecek uzman gider, işi yapar ve döner. Operasyon bittikten sonra yani hedef etkisiz hale getirildikten sonra en önemli kısım iz silme işlemidir. Sizin yaptığınızın bilinmesini istediğiniz operasyonlar vardır, bir de gizli kalması gerekenler. Genelde taktik saha uzmanından pek fazla delil bırakmaması istenir. Bu yüzden çok dikkatli hareket ederler. Her hangi bir DNA bırakmaması için sıkı önlemler alırlar. Kullanılan mühimmat ve arkada kalabilecek parmak izlerine kadar önceden aldıkları önlemlerle hareket ederler. Operasyon sonra çıkış ise operasyonun en güzel yeridir; burada da çok dikkatli davranmanız gerekir. Ki bu tarz operasyonlarda çıkış planı çok öncesinden hazırlanır.

MOSSAD KENDİNİ ‘SERT ENSELİ’ GÖRÜYOR

Bir suikast görevinin teknik işleyişi bu şekilde yürüyor. Burada sorulması gereken soru şu, Milli İstihbarat Teşkilatı, muhataplarını açık bir dille uyarmasına rağmen MOSSAD bir HAMAS liderlerine Türkiye’de suikast’e kalkışır mı? MİT, MOSSAD’ın Türkiye’deki üç şebekesini faş edip dağıtmasına rağmen faaliyetlerini durdurduklarını ve Hamas’a hulul etme hedeflerinden vazgeçtiklerini düşünmek naiflik olur. Neden mi? şöyle açıklayayım. Hamas’ın üç önemli isminde biri olan Şeyh Hasan Yusuf’un oğlu olan Musab Yusuf’un 10 yıl boyunca Şhin Bet’e çalıştığı ortaya çıktı. Shin Bet’e çalıştığı dönemde babası ile Halid Meşal ve İsmail Haniye arasındaki bütün görüşmelere erişimi oldu ve örgütün birçok sırlarına vakıftı. Musab Yusuf’un kardeşi Süheyb Yusuf’un ise 2019 yılına kadar Hamas’ın İstanbul’daki faaliyetlerinde yer almış bir isim olduğu biliniyor. 2019 yılından sonra Hamas’tan ayrılıp Malezya’ya yerleşti. Bir örgüte bu düzeyde bir sızma yapılmışsa, elde edilen biyografik bilgilerle başka elemanların da angaje edilmiş olma ihtimali yüksektir. Bu bakımdan MOSSAD’ın, Hamas’ın İstanbul’da faaliyet yürüten unsurlarının içerisinde elemanlarının olabileceğinin göz ardı edilmemesi gerekir.

MOSSAD kendilerini sert enseli örgüt olarak görür ve hiçbir baskı ve uyarının kendilerini durduramayacaklarını düşünür. Bu bakımdan, Türk istihbaratının Türkiye’de bulunan Hamas’ın yöneticilerine yönelik koruma çemberini gevşettiği düşündükleri anda operasyon yapma ihtimalleri bulunuyor. Netanyahu, MOSSAD üzerinde baskıyı artırıp, bu tarz sipariş bir operasyon için zorlarsa, böyle bir operasyona girişebilirler. Çünkü 1997 yılında Netanyahu Başbakan iken Ürdün’de bulunan Halid Meşali suikast emri vermişti.

‘MEŞAL SUİKASTI BECERİKSİZCE UYGULANDI’

Netanyahu, 1997 yılında dönemin MOSSAD başkanı Dany Yatom’a Ürdün’de bulunan Halid Meşal’i öldürme talimatı verir ve biri kadın 6 kişilik tim, Ürdün’de operasyon yapar. Halid Meşal, sabah çocuğunu okula bıraktığı esnada iki turist görünümlü MOSSAD ajanı kola şişesi içinde bir sıvıyı köpürtüp etrafa saçmaya başlar. MOSSAD’ın planı bu esnada Halid Meşal’ın kulağına zehirli bir kimyasal madde enjekte etmekti ve bir miktar kimyasal Meşal’in boynuna bulaşır. Koruması durumdan şüphelenir ve bir MOSSAD görevlisi olay anında yakalanır, diğeri ise kaçarken yakalanır. Operasyonda görevli diğer 4 MOSSAD görevlisi ise büyükelçiliğe sığınır. Ürdün istihbaratına göre bu operasyon hem son derecede beceriksizce yürütülmüş hem de Ürdün istihbaratının imkân ve kabiliyetleri küçümsenmiş yani bir anlamda Ürdün istihbaratı aşağılanmak istenmiştir. Halit Meşal’e, suikast yapıldığı dönemde Ürdün ve İsrail arasındaki ilişkiler olumlu seyrediyordu ve MOSSAD başkanı Dany Yatom, suikasttan bir hafta önce ailesi ile birlikte Ürdün’ün Akabe kentinde hafta sonu tatili yapmıştı. Ürdün Kralı Hüseyin, suikasttan önce kişisel olarak dostluk ilişkisi olan bir MOSSAD görevlisine Hamas ile İsrail arasında bir ateşkes planı sunmuştu ve bu konuda arabulucu olabileceği ifade etmişti. Buna rağmen MOSSAD’ın Halid Meşal’e suikast yapması, Kral Hüseyin’i kızdırdı. Netanyahu, MOSSAD’ın, düzenlediği beceriksizce operasyonun, İsrail -Ürdün ilişkilerini olumsuz etkileyeceğini düşündüğü için İsrailli bir doktor göndererek, Halid Meşal’e panzehir verilmesini onayladı. İsrail ve Ürdün ilişkilerindeki gerilimi düşürmek ve Kral Hüseyin’i iç kamuoyunda zor durumda bırakmamak için o dönem Avrupa Birliği nezdinde Büyükelçi olan Kral’ın yakın dostu Efrahim Halevy, arabulucu oldu. Gerilimin düşürülmesi, tutuklu bulunan iki MOSSAD görevlisi ve büyükelçiliğe sığınan dört MOSSAD görevlisinin bırakılması karşılığında İsrail Hapishanesinde yatan Şeyh Ahmet Yasin ve bazı tutukluların serbest bırakmayı önerdi. Anlaşma sağlandıktan sonra Şeyh Ahmet Yasin serbest bırakıldı. Ürdün’de ikisi tutuklu, dördü büyükelçiliğe sığınan 6 MOSSAD görevlisi ülkesine geri dönebildi. Aşırı özgüven, gurur ve kibir istihbarat servislerini dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma pozisyonuna düşürebilir. Bu bağlamda, yeni dönemde iki ülke istihbarat servisleri aracılığı ile geliştirilen Türk –İsrail ilişkilerini tehlikeye atma pahasına Türk topraklarında suikast yapmaya yönelik niyetleri varsa, Türkiye’nin, Ürdün olmadığını, MİT’in Ürdün servisi olmadığını, Recep Tayyip Erdoğan’ın Kral Hüseyin olmadığını, ayrıca karşılığında hapishanede bırakabileceğiniz bir Ahmet Yasin’in de olmadığını söylemek gerekir.

Not: Özel Operasyonlar gibi konularla ile ilgilenen okurlar için Serkan Yıldız’ın “Karanlıkta Zafer 1” adlı yarı kurgusal romanını tavsiye ederim.

YORUMLAR (6)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
6 Yorum
Bunlar da İlginizi Çekebilir