Almanya’da yüzyıllardır bir Türk karşıtlığı var. Bu karşıtlığın izlerini Alman kültürünün temellerinde de bulmak mümkün. (Bunun için sadece Martin Luther’i araştırmak yeterli olur.) Ancak Türk karşıtlığı hiçbir zaman bugün olduğu kadar şiddetli olmamıştı.
KARAR ANALİZ / MİKDAT KARAALİOĞLU
Alman medyasında çıkan Erdoğan karşıtı yazıların ne kadarı ilkeli bir siyasi duruştan ne kadarı Erdoğan’ın sergilediği özgüvene karşı duyulan aşağılık kompleksinden kaynaklanıyor tespit etmek zor. Erdoğan, siyasi kariyeri boyunca böylesi kollektif bir muhalefetle kendi ülkesinde bile karşılaşmadı. Almanya kitlesel bir cinnet geçirircesine referandumda hayırı destekliyor. Dışardan bir gözlemci, olayın arka planını bilmese referandumun Almanya için yapılacağını düşünebilir. Çünkü Almanya, yakın tarihinde hiçbir şeye bu denli kendi içinde yüzde yüz bir uzlaşmayla karşı çıkmamıştı.
Ancak diktatörlükle yönetilen ülkelerde kamuoyu yüzde yüz bir şeyin karşıtı ya da taraftarı olabiliyor. Alman kamuoyu büyük bir tutkuyla sergilediği Türkiye karşıtlığında aslında eleştirdiği şeyi kendisinin yaptığının farkında bile değil. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ve Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin konuşmalarının yasaklanmasının güvenlik ve idari gerekçelerle olduğuna sadece Türkiye değil Almanya’da da inanan yok. Yerel bir belediyenin Alman dış politikasına etki edecek bir karar alma ihtimali ancak Türkiye’de bir muhtarın dış politikayı etkileme ihtimali kadar. Almanya referanduma kendisini o kadar kaptırdı ki evet kullananları ırkçılığa varan bir üslupla defakto tehdit ederken, hayır kampanyalarını devlet eliyle destekler bir görüntü vermekten bile çekinmeyecek kadar ilkesiz hale geldi. İki ülke arasındaki bütün krizlerde kendisini gösteren sakin nesnel Alman, duygusal fanatik Türk klişesi yerini gerilimli ve kızgın Alman şaşkın Türk’e bıraktı.
Ama birisi Almanya’yı uyarmalı. Almanya’da 3 milyon Türk yaşamıyormuş gibi her gün Erdoğan karşıtlığı adı altında Türkiye’ye yönelik olmadık hakaretler iki ulus arasında tamiri güç yaralar açıyor. Kamuoyunda kendini ifade etme gücüne ve imkanına sahip olmayan Türkleri akla hayale gelmeyecek dezenformasyonlarla sindirmek, Alman halkına ne kadar haklı, insani ve demokratik oldukları duygusunu vererek belki anlık bir haz sağlayabilir. Ama tarih bu büyük çarpıtma, aşağılama ve yıldırmayı elbette kaydediyor. Deniz bitti ve Almanlar bunun farkında değil. Birisi duvara karşı bir amok koşusu başlattı, herkes şuursuzca bu koşuya dahil oldu. Hiç kimse durun demeye cesaret edemiyor.