ABD'de başkanlık seçimlerine günler kala, adayların kirli çamaşırlarını ortaya dökme yarışında FBI'dan bir hamle daha geldi. Geçen hafta Hillary Clinton hakkında soruşturma açan FBI, bu kez de Bill Clinton'ın başkan olduğu döneme ait bir soruşturmanın belgelerini yayımladı.
ABD'de skandallarla dolu başkanlık yarışında, Federal Soruşturma Bürosu'ndan (FBI) yeni bir hamle geldi. FBI'ın Twitter hesabı üzerinden, Demokrat Parti'nin başkan adayı Hillary Clinton'ın eşi ve eski ABD Başkanı Bill Clinton'la ilgili belgeleri yayımlandı. Ayrıca, Clinton Vakfı'na açılan bir soruşturmanın belgeleri de kurum tarafından yayımlandı. Belgelerin bir kısmı, Clinton'ın başkanlığı döneminde özel yetkisiyle affettiği işadamı Marc Rich'le alakalı soruşturmaya ait. Rich, İran'a uygulanan ambargoyu yasadışı yollardan delmek ve vergi kaçırmak suçlamalarından yargılanmıştı. Clinton'ın af kararına ilişkin FBI tarafından 2001'de açılan soruşturma, 2005'te bir suçlama olmadan kapatılmıştı. Belgeler, kuruma ait otomatik olarak paylaşım yapılan hesap üzerinden yayımlandı.
FBI Başkanı James Comey, geçen hafta da Hillary Clinton'ın, dışişleri bakanı olduğu dönemde, resmi yazışmalarını kişisel e-posta hesabından yapmasıyla ilgili soruşturmayı yeniden başlattığını duyurmuştu. Comey'nin açıklaması, Demokrat Parti kanadında 'seçim sonuçlarının etkilenmeye çalışıldığı' gerekçesiyle büyük tepki çekmişti.
Trump'ın belgeleri de yayımlanacak mı?
Ancak önceki gün yaşanan gelişme, FBI'ın belge yayımlaması nedeniyle tepkilerin yanısıra şaşkınlığa da neden oldu. FBI, pek çok resmi kuruma ait sızan belgeleri ifşa eden, son haftalarda da Hillary Clinton'ın soruşturmaya konu olan e-posta yazışmalarını da parçalar halinde yayımlayan Wikileaks'e benzetildi. Clinton'ın basın sekreteri Brian Fallon, tepkisini Twitter'dan yazdığı “FBI, Trump'ın 1970'lerde konut ayrımcılığına dair belgeler de yayımlayacak mı?” mesajıyla gösterdi. Emlak zengini Trump hakkında, emlak işlerinde azınlık gruplara ayrımcılık uygulamak şeklinde suçlamalar bulunuyor. Wikileaks ise gelişmeyi “FBI sonunda Clinton Vakfı soruşturmasına ait kayıtların bir kısmını yayımladı” diye duyurdu. Demokrat Parti kanadından gelen tepkilere ilişkin FBI'dan yapılan açıklamada ise, Bilgi Edinme Özgürlüğü Yasası'na uygun olarak bazı belgelerin yayımlandığı savunması yapıldı.
8 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimleri öncesi yaşanan süreçte, sürekli olarak adayların skandalları gündeme geldi. Cumhuriyetçi Parti'nin adayı Donald Trump'ın kadınları taciz ettiğini söylediği bir konuşması basına sızdı. Bu sızıntının ardından 11 kadın, Trump'ın kendilerini geçmişte taciz ettiği iddialarını dile getirdi. Bill Clinton için de dört kadın aynı iddiayı ortaya attı. Hillary Clinton'ın başını en çok ağrıtansa, e-posta sızıntısı ve vakfını kişisel servetini büyütmek için kullandığı iddiaları oldu.
'Tarihin en güvenilmez iki adayı'
Başkanlık yarışı her ne kadar iki büyük aday arasında geçse de, Beyaz Saray için toplam 30 aday var. ancak bu adayların yalnızca beş tanesi 20'den fazla eyalette seçime katılacak. Bunlardan biri olan Yeşiller Partisi'nin adayı Dr. Jill Stein, Russia Today televizyonuna verdiği röportajda Clinton ve Trump'a ağır eleştiriler yöneltti. Trump için 'proto-faşist', Clinton içinse 'yozlaşma kraliçesi' ifadelerini kullanan Stein, Amerikan halkının, tarihteki en güvenilmez iki aday arasında seçim yapmak zorunda bırakıldığını söyledi. Stein, seçim sisteminin ikiden fazla adayın yarıştığı 'gerçek bir seçim' yapılacak şekilde değiştirilmesi gerektiğini savundu. Stein, seçimlere katılmaktaki amacını 'Amerikan halkını bilgilendirmek ve bilgili bir şekilde seçim yapmalarına yardımcı olmak' şeklinde tanımladı.
Sahte sniper'dan intihar süsüne Clinton skandalları
Demokrat aday Hillary Clinton ve eşi Bill Clinton, ABD'de uzun süredir siyaset sahnesinde olan isimler. Amerika'nın gözü önünde geçirdikleri yıllar, çiftin pek çok skandal 'biriktirmesini' de beraberinde getirdi. İşte bazıları gerçekten vahim, bazıları ise komplo teorisi kokan Clinton skandalları:
1970'li yıllarda, Hillary Clinton Tyson Foods şirketiyle büyükbaş hayvancılık işine girdi. 12 bin dolar yatırması gereken işe sadece bin dolar koyan Clinton, 10 ayda 100 bin dolar kazandı. Clinton'a şirket tarafından iltimas yapıldığı öne sürüldü.
Clinton'lar, 1978'de Beyaz Nehir bölgesinde yüz hektardan büyük bir araziyi Whitewater şirketiyle işbirliği yaparak cüzi bir fiyata almak istediği şeklindeki haberler basına yansıyınca, satış iptal oldu.
Bill Clinton'ın çocukluk arkadaşı Vince Foster, başkanlığı döneminde Beyaz Saray'da Clinton'ın danışmanı olarak çalışıyordu. 1993 yılında evinde ölü bulundu. Polis olayın intihar olduğunu açıklasa da Foster'ın Clinton tarafından öldürüldüğü söylentileri son bulmadı.
Hillary Clinton, 1996'da 'First Lady' sıfatıyla Yugoslavya'nın dağılma sürecindeki savaş sırasında Bosna'yı ziyaret etmişti. Clinton, buradaki Amerikan birliklerini ziyareti sırasında keskin nişancı ateşiyle öldürülmeye çalışıldığını öne sürdü. Ancak ziyaret anına ilişkin görüntülerde, böyle bir duruma rastlanmadı. Clinton, ardından olayı yanlış aktardığını söyledi.
Bill Clinton'ın, başkan olduğu dönemde Beyaz Saray'da stajyer olarak çalışan Monica Lewinski'yle ilişki yaşadığı ortaya çıktı. Skandalın ortaya çıkmasından sonra yıllar boyunca ilişkinin devam ettiği öne sürüldü.
Wikileaks tarafından yayımlanan 2011 yılına ait belgelerde, Clinton'ların vakıflarını maddi çıkar sağlamak amacıyla kullandığı ortaya kondu.
Anketler Trump seçim sistemi Clinton diyor
FBI'ın Hillary Clinton soruşturmasının yeniden açıldığını duyurmasının ardından, seçim anketlerinde Donald Trump'ın büyük çıkış yaptığı görüldü. Geçen ay 10 puanın üzerine çıkan farkı, Trump son anketlerde durumu eşitledi. Ancak AP ajansının yaptığı analiz, Clinton'ın hala seçimlerin favorisi olduğunu ortaya koydu. Bu durum, özellike ABD'deki seçim sisteminden kaynaklanıyor. Seçmenler, doğrudan başkanı değil, başkanı seçecek olan ikinci derece seçmenleri belirliyor.Toplam 270 ikinci derece seçmene sahip olan aday seçimi kazanıyor. Bir eyalette seçimi kazanan aday, o eyaletin ikinci derece seçmenlerinin tamamını alıyor. Bu da toplam oydan ziyade, kazanılan eyalet sayısının önemli olmasını beraberinde getiriyor. AP'nin incelemesine göre, eyaletlerdeki mevcut oranlar dikkate alındığında, Clinton'ın kazandığı ikincil seçmen sayısı 278. Clinton'ın, ekstra bir eyalet daha kazanmaya ihtiyacı olmadığı, Trump'ınsa Cumhuriyetçilerin favori olduğu eyaletlerde hiç kayıp vermemesi, ayrıca Clinton'ın önde olduğu bazı eyaletlerde de durumu lehine çevirmesi gerektiği belirtiliyor.