Samsun'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'yi tehdit ve darbelerle yıldıramayanların ekonomi üzerinden bastırdığını söyledi: Karşımızda son asrın muktedirleri var. Bu zalimlere artık oyunun değiştiğini kabul ettirmek kolay olmuyor.
Samsun'da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir'deki depremde hayatını kaybedenlerin sayısının 58'e yükseldiğini açıkladı, "İzmir’de yaşanan depremde 58 vefatımız var. 896 yaralımız var. 200 kadarı tedavide. Bunun dışındakiler taburcu edildi. Depremden etkilenen İzmirli kardeşlerimizin yaralarını soğuklar ve yağışlar bastırmadan sarmakta kararlıyız" dedi.
"Karşımızda son asrın muktedirleri var. Güçlerini zulme, kan dökmeye, hile ve baskıyla toplumları sömürmeye borçlu bu zalimlere artık oyunun değiştiğini kabul ettirmek kolay olmuyor" diyen Erdoğan, Türkiye'nin ekonomik mücadele verdiğini vurgulayarak "Türkiye'yi vesayetle esir alamadılar, Türkiye'yi terörle dize getiremediler, Türkiye'ye darbeyle yıkamadılar, Türkiye'yi tehditle, kuşatmayla, ambargoyla prangaya çekemediler, Türkiye'yi ekonomi ile de alt edemeyecekler" ifadelerini kullandı.
"FİRAVUN AZSA DA NİL'DEN UMUT KESİLMEZ"
Şair Abdürrahim Karakoç'un "Fil çoğalsın, ebabilden umut kesilmez, Firavun azsa da Nil'den umut kesilmez, Zalimler ölmüyor diye yeise kapılma, Sabret hele, Azrail'den umut kesilmez." dizelerini de okuyan Erdoğan, her gecenin ardında aydınlık, her zorluğun ardında bir kolaylık, her şerrin gerisinde bir hayrın bulunduğuna inanan insanlar olarak kendi işlerine bakacaklarını vurguladı.
Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Bugüne kadarki tüm afetlerde olduğu gibi İzmir depreminde evlerini kaybeden vatandaşlarımızı da inşallah en kısa sürede yeni konutlarına kavuşturacağız. Hasar tespiti ile yıkılan ve yıkılması gereken binaların enkazlarının kaldırılmasının ardından hemen çalışmalara başladık. Bakanlıklarımız ve kurumlarımız tüm ekipleri ve imkanlarıyla felaket bölgesinde gereken her şeyi yapıyor. Depremden etkilenen İzmirli kardeşlerimizin yaralarını soğuklar ve yağışlar bastırmadan sarmakta kararlıyız. Rabb'imden ülkemizi ve milletimizi her türlü afetten, hastalıktan, kazadan, beladan, musibetten korumasını temenni ediyorum.
"19 MAYIS'I ARZU ETTİĞİMİZ ŞEKİLDE KUTLAYAMADIK"
Samsun, şairin 'bin gemle bağlanan yağız at şaha kalkıyor, gittikçe yükselen başı Allah'a kalkıyor' dizleri ile anlattığı, milletemizin o büyük kıyamının meşalesini tutuşturan şehir. Geçtiğimiz yıl 19 Mayıs günü buraya gelerek gençlerimizle buluşmuştuk. Geçtiğimiz yıl 19 Mayıs'ta başlayan Cumhuriyetimizin 100. yılına kadar sürecek yıldönümü kutlamalarını maalesef salgın sebebiyle arzu ettiğimiz coşkuyla sürdüremedik. TBMM'nin açılışının 100. yılında dahi sınırlı bir programla yetinmek mecburiyetinde kaldık. Ama Samsun'da gençlerimizle yaptığımız ahitleşmeyi unutmadık. Geleceğimizi emanet ettiğimiz, 'işte Asım'ın nesli' dediğimiz, dosta güven, düşmana korku veren gençlerimizle inşallah daha yürüyecek çok yolumuz var.
İçinden geçtiğimiz bu tarihi süreçte AK Parti 7. Olağan Kongresi'nin kritik bir dönüm noktası teşkil edeceğine inanıyorum. Biz, kaderi Türkiye'nin kaderi ile Türk milletinin kaderiyle bütünleşmiş bir partiyiz. Türkiye varsa, biz varız. Türkiye güçlüyse, biz güçlüyüz. İşte bunun için her fırsatta AK Parti milletin partisidir diyoruz. Her kim bu gerçeği unutup, AK Parti'yi şahsi hesaplarının, hedeflerinin aracı haline dönüştürmeye kalkarsa karşısında milletimizle birlikte bizi de bulur.
"DEĞİŞİM SELİNİN ÖNÜNE SET KURAMAYACAKSINIZ"
Bölgemizde ve dünyada, siyasi, ekonomik sosyal her alanda çok ciddi kırılmaların yaşandığı adeta yeni bir küresel düzenin inşa edildiği bir dönemden geçiyoruz. Türkiye, medeniyetinin ve tarihinin kendisine verdiği sorumluluklara uygun şekilde bu kritik süreçte hakkın, hakkaniyetin mazlumun, mağdurun yanında yer alıyor. Bir yandan kendi haklarımızı savunurken diğer yandan elimizdeki imkanları zor günlerinde tüm dostlarımızla paylaşıyoruz.
Karşımızda son asrın muktedirleri var. Güçlerini zulme, kan dökmeye, hile ve baskıyla toplumları sömürmeye borçlu bu zalimlere artık oyunun değiştiğini kabul ettirmek kolay olmuyor. Salgın döneminde içinde yaşadıkları güven ve refah düzeninin, aslında ilk ciddi krizde parçalanabilen bir sırça köşk olduğunu görmelerine rağmen hala eski alışkanlıklarını sürdürmeye çalışıyorlar. Ne kadar direnirlerse dirensinler bu değişim selinin önüne set kurabilmeleri mümkün değildir.
"SURİYE'DE DE LİBYA'DA DA VARIZ"
Bu konuda umutlu ve kararlıyız. Geçmişte uzunca bir süre ülkemizi istedikleri gibi yönlendirmek, istedikleri gibi biçimlendirmek için kullandıkları araçları birer birer ellerinden aldık. Bizim dönemimizde de aynı oyunları oynadılar ve hep hüsrana uğradılar. Türkiye'yi vesayetle esir alamadılar, terörle dize getiremediler, darbeyle yıkamadılar, tehditle, kuşatmayla, ambargoyla prangaya çekemediler. Türkiye'yi ekonomiyle de alt edemeyecekler.
Salgın döneminde tüm dünya kasıp kavrulurken biz sadece kendi ayaklarımızın üzerinde durmakla kalmadık yardım isteyen her yere de el uzattık. Şu ana kadar 155 ülkeye yardım elimizi uzattık. Yok demedik, herkesin yardımına koştuk. Maske, tulum, ilaç gönderdik. Ne varsa elimizde paylaştık.
Suriye'de, Libya'da, Azerbaycan'da kardeşlerimizin yanında biz varız. Akdeniz'den Karadeniz'e, Suriye'den Libya'ya, Kıbrıs'tan Karabağ'a her yerde aynı onurlu tavrı ortaya koyduk. İnşallah bundan sonra da aynı şekilde yolumuza devam edeceğiz. Durmak yok yola devam.
"BİZİ YAVAŞLATTILAR AMA GERİ DÖNDÜREMEDİLER"
Hedeflerimize ulaşmak için hızla yol alırken kimi alanlarda bizi yavaşlattılar ama hamdolsun ülkemizi bu kutlu yoldan geri döndüremediler. Aynı şekilde Rabb'ime binlerce hamdolsun; milletimizin birliğini, şu içinde bulunduğumuz beraberliğini bozamadılar. Bunun için kurdukları tuzakların hepsini de başlarına geçirdik.
Halen yürüttüğümüz mücadeleyi başarıya ulaştırdığımızda Türkiye artık siyasi ve ekonomik olarak dünyanın en büyükleri arasında yer alacaktır. İnşallah bu yeni dönemin de lokomotifi AK Parti olacaktır. Türkiye'ye nasıl 18 yılda demokraside ve kalkınmada çağ atlattıysak önümüzdeki dönemde de ülkemize hizmetlerimizi, artırarak sürdüreceğiz. İnşallah Oruç Reis ile sürdüreceğiz, Fatih ile sürdüreceğiz, Koca Yusuf ile sürdüreceğiz, Kanuni ile sürdüreceğiz, Yavuz ile sürdüreceğiz ve bütün bunlarla beraber inşallah sismik araştırmalarımızla, sondaj çalışmalarımızla Allah'ın izniyle gelecek çok daha farklı olacak.