Erdoğan, AYM'nin Can Dündar kararı için "adeta kendi varlığına ihanet edercesine anayasaya aykırı davranıyor" dedi. Öte yandan Azerbaycan-Ermenistan sınır hattında yaşananlara da değinen Erdoğan "Türkiye, Azerbaycan'ın yanındadır, Dağlık Karabağ bir gün Azerbaycan'ın olacak" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ATO Congresium'da, Türk Kızılayı Olağan Genel Kurulu'na konuştu. AYM'nin Can Dündar kararı için eleştiren Erdoğan, AYM adeta kendi varlığına ihanet edercesine anayasaya aykırı davrandığını söyledi. Ayrıca Azerbaycan-Ermenistan sınır hattında yaşanan çatışmaları da değerlendiren "Türkiye, en başından beri Karabağ meselesinde Azerbaycan'ın yanındadır, yanında olmaya devam edecektir. Dağlık Karabağ bir gün yine Azerbaycan'ın olacak" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları
İnsanların zor zamanlarında yanında olmak için 148 yıldır faaliyet gösteren Kızılay'a emek vermiş herkese saygılarımı sunuyorum. Tarım Bakanlığı'nın yanındaki 30 dönüm arazi üzerinde Kızılay'a yaraşır merkezin yapımı çok faydalı olacaktır. Kızılay, geniş bir coğrafyada küresel bir yardım kuruluşu haline gelmiştir. Afet sonrası müdahale yanında afete hazırlık için böyle güçlü bir altyapıya ihtiyaç vardır. Kızılay'ın 2020 hedeflerine ulaşması için elimizden gelen desteği vereceğimizi Başbakanımız da ifade etti, bunu el ele hükümetimizle yürüteceğiz.
KIZILAY, SON 3 YILDA 18 MİLYON KİŞİYE ULAŞTI
2005 yılında topladığı 342 bin ünite kan ile ülkemizin kan ihtiyacının ancak yüzde 19'unu karşılayabilen Kızılay, 2015'te 1 milyon 938 bin ünite kan toplayarak ihtiyacın yüzde 85'ini karşılar hale gelmiştir. Son 3 yılda Suriye'den Afganistan'a, Filistin'den Somali'ye kadar yurtdışı yardım kampanyalarında, 22 milyon lira bağış toplandı. Son 3 yılda Kızılay'ın dünya genelinde 18 milyon ihtiyaç sahibine ulaşmış olması takdire şayan bir başarıdır.
DİMDİK AYAKTAYIM
ABD'de çeşitli programlarımız oldu. Biz oraya çok önemli bir toplantıda ülkemizi temsil etmeye gittik. Bazı çevreler ise attığımı her adımın başarısızlığa uğraması için adeta kendilerini yırttılar. Ortak gösterilere destek vermekten kalp krizi yalanına kadar sergilemedik çirkinlik bırakmadılar. Yapılanları gördükten sonra Allah bizi bunlardan korusun demekten kendimi alamadım. Dimdik ayaktayım. Kalp krizi geçirdiğimiz yok. Bakıyorsunuz başka bir yerde kendi ülkesine karşı böyle bir kinle saldıran bir kesim var mı? Hastalıklı ruh hallerini anlamaya çalışıyorum. Ama yaptıklarını koyacak yer bulamıyorum. Türkiye Cumhuriyet batsa bunlar bayram edecek.
O meşhur örnek var ya içinde bulunduğu gemiyi delmek... Bunların yaptığı bu... Ülkeye düşmanlıkta en önde yürüyorlar. İstanbul'da yaşamaya karar veren Avrupalı bir piyanist gerçek yüzlerini ortaya döktü.
AYM VARLIĞINA İHANET EDİYOR
Basın veya internet yoluyla işlenen hakaret, tehdit, terörü ve terörü övme gibi suçlar Avrupa'da düşünce ve ifade hürriyetiyle ilgili görülmez. Tüm dünyada bu tür suçlar adi bir vaka olarak değerlendirilir. Konu Türkiye olunca bir anda ölçüler değişiyor. Bakıyorsunuz şahıs terör örgütü mensubu, asker vurmuş, yakmış, yıkmış ama bu eylemleri yaparken cebinde de güya bir derginin kartı var. Sarı basın kartı değil, tanıtım kartı. Yakalandığında ben gazeteciyim diyor. İyi de sen gazetecilikten değil, terör örgütü adına eylem yapmaktan yakalanıyorsun. Gerçekten gazeteci dahi olsa yargılandığı konu casusluk gibi somut tanımı olan suçlar. Bunun takdirini yapacak olan yargı. Ama ülkemizde hemen bir yaygara oluyor hatta Anayasa Mahkemesi bile bunun etkisinde kalarak, Anayasa'ya aykırı karar verebiliyor.
ERDOĞAN'DAN SERT AÇIKLAMALAR
TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERE HASSASİYET GÖSTERİYORUZ
Amerika'da bir Azeri gazeteci önümü kesti. O sabahta Azerbaycan ve Ermenistan sınırında çatışma olmuş. O kızımız bana soruyu sorarken baktım gözleri yaşardı, ağlamaya başladı. Azeri kardeşlerimiz şehit oldu. Ne diyorsunuz dedi. Ben de düşüncelerimi kendisine anlattım. anlattıkça ağladı. Yanımda diyanet işleri başkanı, eşim vs. Tabi onlar da duygulandı. Bir bu gazeteci kızımıza bakıyorsun bir de bizimkilere bakıyorsun. Fark bu. Bizimkiler, Brooking Enstitüsü'nde konferans vericem, bir grup var, o grubun içerisinde de bir tane bayan var. PKK'lı var, ASALA var, bunun yanında paralel devlet yapılanmasından var, hepsi bir araya gelmiş bağırıp çağırıyorlar. Bir tarafta bunlar bir taraftada Azeri kızımız. Bütün bunları görerek, attığımız her adıda hukuk devleti ilkesine azami derecede uyuyor, temel hak ve hürriyetlere hassasiyet gösteriyoruz.
KİMSE BİZE DEMOKRASİ DERSİ VERMEYE KALKMASIN
Hiç kimse kusura bakmasın, onların keyfi için kendi bekamızı tehlikeye atmayacağız. Biz bu zamana kadar demokrasiyi birileri istediği için, dayattığı için değil, milletimizin buna layık olduğu için savunduk. Milletimiz layık olduğu için demokrasiyi de savunmaya devam edeceğiz. Bize demokrasi dersi vermeye kalkanlar, kendi ayıplarını görsünler. Kimlerin insan haklarından söz etmeye hakkı olduğunu, kimlerin de olmadığını görüyoruz.
TERÖRİSTLERİN SADECE 2 SEÇENEĞİ VAR
Son terörist, son tehdit ortadan kaldırılıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz. Ortada müzakere edilecek de, görüşülecek de bir konu yoktur.Teröristlerin önünde iki yol var: Ya teslim olacaklar veya kıstırıldıkları deliklerde etkisiz hale getirilecekler. Terör örgütü yöneticileri ve onların güdümünde hareket edenler, zaman zaman müzakere, görüşme, çözüm gibi laflar ediyorlar. Ortada müzakere edilecek de görüşülecek de bir konu yoktur, bunun böyle bilinmesi lazım.
KARABAĞ YİNE BİR GÜN AZERBAYCAN'IN OLACAK
Türkiye, en başından beri Karabağ meselesinde Azerbaycan'ın yanındadır, yanında olmaya devam edecektir. Dağlık Karabağ bir gün yine Azerbaycan'ın olacak.
