Devlet Arşiv Başkanlığı’na bağlanan 31 yıllık Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’ndaki görev değişikliklerine ilişkin itirazlar sürüyor. Kurumda uzun süre yöneticilik yapan Prof. Dr. Mustafa Budak “Adeta akıl tutulması gibi bir şey sanki... Endişem, kişiler değil arşivin geleceğidir” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçildikten sonra Devlet Arşiv Başkanlığı’na bağlanan Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı’ndaki görev değişikliklerine tepki sürüyor. Kurumda 1987’den beri hizmet veren belge okuma ve degerlendirmede yetkin bu uzmanlardan 250’si SGK, Tapu Kadastro ve İçişileri Bakanlığı’na nakledilmişlerdi. O isimler arasında Sinan Çuluk, Muzaffer Albayrak gibi tanınmış araştırmacılar da bulunuyordu. 5 Ocak 2012 tarihinden beri Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürü olarak görev yapan ve geçen ay kurumun başkanlığına atanan Prof. Dr. Uğur Ünal, durumla ilgili sessizliğini korudu. KARAR’ın ulaşmaya çalıştığı Ünal, konuyla ilgili geri dönüş yapmadı.
Bu arada görev yeri değişikliklerine ilişkin ‘yanlış tasarruf’tan dönülmesine ilişkin tespitler ve çağrılar sürüyor.
11 yıl boyunca Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığında genel müdür yardımcısı olarak çalışan Prof. Dr. Mustafa Budak, sosyal medya hesabından “Devlet Arşivlerine bagli Osmanlı Arşivi’nde yillardir çalışmakta olan uzmanlaşmış personelin arşivle ilgisi olmayan diğer kurumlara gönderilmesi arşivin geleceği açısından endişe verici bir durumdur. Böyle olmamalıydı. Arşivde gençleştirme isteği anlaşılabilir bir şey. Ancak 20-30 yıllık tecrübelerden arşivin mahrum edilmesini anlamak mümkün değildir. Adeta akıl tutulması gibi bir şey sanki... Endişem, kişiler değil arşivin geleceğidir” açıklamasını yaptı.
Konuyla ilgili sosyal medyada yapılan açıklamalardan bazıları şöyle:
Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil: “Arşivde kıyım mı yoksa arşive ihanet mi? Altı senedir Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ne ne verdiği belli olmayan Uğur Ünal Bey, en iyi yetişmiş elemanları kurumdan atarak ne yapmak istedi acaba?”
Prof. Dr. Mehmet Öz: “Akıl, bilgi, ehliyet ve dirayet: ihtiyacımız bunlar. Harici saldırı kadar içte neyi yanlış yaptığımıza da iyi bakmalıyız. Devleti yönetenler net konuşmalı, işi ehline vermeli ve ehil kişiye ve özerk kurumlara müdahale etmemeli. Millete düşen sükûnet, bozgunculuğa alet olmamak. Tecrübenin ve liyakatin değerini bilmezsek birlik beraberlik söyleminin anlamı kalmaz. Arşiv uzmanları konusu yeniden ele alınmalıdır.”
Handan İnci: “Arşive yıllarını vermiş değerli uzmanları alanları dışında işler için yerinden etmek sadece kültürümüze zarar verir. Zaten kolay yetişmiyorlar.”
Serhat Sınmaz: “Başbakanlık Osmanlı Arşivleri kurumu lağvedilirken kurumda ki birçok arşivci “Size artık gerek yok” denilerek başka kurumlara gönderildi. Hele Sinan Çuluk gibi bir efsaneyi SGK’da memur yapmak İlber Ortaylı’yı tapu memuru, Aziz Sancar’ı laborant yapmak gibi birşey olmuş.”
Arif Bilgin: “Osmanlı arşivinde görevine son verilip başka kurumlara gönderilenlerin bizatihi şahsiyetleri değil, onlarca yıllık tecrübeleridir. Bu tecrübeler ne parayla satın alınabilir. Ne de başkasına satılabilir. Başka bir kurumda da herhangi bir işe yaramaz. Taş yerinde ağırdır.”