Faiz artırmadan döviz kurunu sabit tutmak için uygulanan yöntemin maliyeti 250 milyarı buldu. Daha önce devletin 128 milyar dolar tutarındaki döviz rezervinin eritilmesinin ardından aynı işlem bu kez ‘borç para’ ile sürdürülüyor. Kasaya girer girmez buharlaşan paranın kaynağının ‘dost ülkeler’ olarak açıklanması ise ‘Ülkenin geleceği ipotek altına alınıyor’ tepkilerinin yanında şu soruları gündeme getirdi:
1- 28.3 milyarlık kaynağı belirsiz para girişindeki rekorun sebebi ne?
2- ‘Dost ülkeler’ milyarlarca doları Türkiye’ye ne karşılığında veriyor?
3- Borca karşılık Ankara’dan ne bekleniyor? Harcanan borç nasıl ödenecek?
KURU TUTMAK İÇİN BORÇ MORÇ DİNLEMEDİK
Merkez Bankası iddialara göre arka kapıdan kuru tutmak için döviz yakmaya devam ediyor. Yerel seçimler öncesinde dönemin ekonomi bakanı zamanında yakılan 128 milyar dolarlık rezerve rağmen kur rekor üstüne rekor kırmaya devam etmişti. Ders alınmayan bu tabloya rağmen uzmanlar şimdi de yaklaşık 100 milyar doların daha yakıldığını iddia etti. Piyasaya sürülen paranın ‘dost ülkelerden’ sağlandığı belirtildi. Ayrıca kaynağı belirsiz girişler de kafa karıştırdı.
Türkiye seçim ekonomisine hızlı bir giriş yaptı. Yılın son 2 ayında hedeflenen tek haneli faize ulaşıldı. Kur uzun bir süredir paralel bir seyir izliyor. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da (TCMB) iddialara göre, arka kapıdan döviz yakmaya devam ediyor. Mart 2019 yerel seçimler öncesinde başlayan aynı yöntemle dönemin ekonomi bakanı Kasım 2020’ye kadar 128 milyar dolarlık rezervi eritmişti. Buna rağmen kur rekorlar üstüne rekor kırmıştı. O dönemde her ne kadar bu paranın yakılmadığı Hükümet tarafından anlatılsa da ‘rezervler milletin yastığının altında’ bile denilmişti. Kurdaki bu sabit yön yeni rezerv eritme senaryolarını tam ateşlemişken, geçen hafta yabancı ekonomistler dikkat çeken bir veri paylaştı.
Uzmanlar, MB’nin 2022’de kuru frenlemek için 100 milyar dolar sattığını kaydetti. 128 milyar iki yılda giderken bu kez bir yılda ‘buharlaşma’ dikkat çekti. Piyasaya sürülen paranın ‘dost ülkelerden’ sağlandığı belirtilerek ‘Şimdi durum daha vahim’ yorumları yapıldı. Reuters’a konuşan bankacıların hesabına göre Merkez Bankası, ‘yeni yöntemlerle’ yılbaşından beri elde ettiği 100 milyar dolar, rezervlere dahil edilmeden arz olarak piyasaya geri satıldı. Bloomberg’e göreyse müdahale miktarı 98 milyar dolar. Peki bu paralar nereden geliyor? Son dönemde CHP İstanbul Vekili Özgür Karabat, Türkiye’ye giren ve şaibeli olduğu ifade edilen kaynağı belirsiz paranın 30 milyar dolara yaklaştığını açıkladı. Bunun yanında dost ülkelerden karşılıklı olarak temin edilen swap paraları, mevduat hesapları ve yapılan birçok işlem Merkez’e ait olmayan paralarla satış yapılığı iddiasını da ortaya koydu. Azerbaycan devlet petrol fonu Sofaz, 28 Ocak 2022 tarihinde TCMB’ye 6 ay vadeli 1 milyar euro tutarında mevduat yatırmıştı. Yıl ortasında vadesi biten para sonrasında anlaşma yıl sonuna kadar uzatıldı. Geçen hafta ise Suudi Arabistan Maliye Bakanlığı Sözcüsü, TCMB’ye 5 milyar dolarlık depo hesabı açmak üzere yapılan görüşmelerin son aşamada olduğunu duyurdu. Şimdi de Reuters, Katar’ın Türkiye’ye 10 milyar dolara ulaşabilecek yeni kaynak girişi sağlaması için görüşmelerde son aşamaya gelindiğini paylaştı. Ekonomistler bu kaynakların geri dönüşünün nasıl olacağını hâlâ tahmin edemediklerini aktardı.
‘KAYNAĞI BELİRSİZ PARA 30 MİLYAR DOLARA YAKLAŞTI’
CHP İstanbul Vekili Özgür Karabat, Türkiye’ye giren ve şaibeli olduğu ifade edilen kaynağı belirsiz paranın 30 milyar dolara yaklaştığını açıkladı. Bunun yanında dost ülkelerden karşılıklı olarak temin edilen swap paraları, mevduat hesapları ve yapılan birçok işlem Merkez’e ait olmayan paralarla satış yapılığı iddiasını da ortaya koydu. Türkiye’ye bu paraları getiren yabancıların, AK Parti’den taviz üzerine taviz aldığını söyleyen Karabat, Türkiye’nin, AK Parti ve Cumhur ittifakının elinde bir beka sorunu ile karşı karşıya olduğu belirtti. Karabat sosyal medya üzerinden şöyle paylaşım yaptı: “Türkiye, Cumhur ittifakının da dediği gibi bir beka meselesi ile karşı karşıya. Ancak burada beka sorunu doğrudan AK Parti Hükümeti’nin kendisidir. Alınan borç paralar, ülkeyi ipotek ettiriyor. Katar’dan 15 milyar dolar, Çin’den 6 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri’nden 5 milyar dolar, Güney Kore’den 2 milyar dolar swap (takas) para geldi. Bunlarla Merkez Bankası rezervleri makyajlanıyor. Swaplar yetmedi, şimdi de TCMB’de mevduat hesabı açılıyor. Suudi Arabistan 5 milyar dolar gönderecek. Daha önce de Azerbaycan 1 milyar Euro mevduat hesabı açmıştı. Bunlara ne kadar faiz ödendiği açıklanmıyor.”
‘AK PARTİ BATAN EKONOMİYİ BU YÖNTEMLE YÜZDÜRMEYE ÇALIŞIYOR’
Karabat şöyle devam etti: “Sadece TCMB üzerinden alınan borç paralarla değil, farklı yollarla da AK Parti tavizler veriyor. Rusya’ya 10-15 milyar dolar olduğu ifade edilen doğalgaz ödemeleri ertelenecek. Buna da yine faiz ödenecek. Ne Merkez Bankası’na alınan borç paralar, ne de ertelenen doğalgaz ödemeleri AK Parti’ye yetmiyor. Kaynağı belirsiz para (net hata noksan) girişi 30 milyar dolara yaklaştı. Bunları getiren yabancılar, AK Parti’den taviz üzerine taviz alıyorlar. Yurt dışından gelen finansman elbette ekonomimiz açısından önemlidir. Ancak AK Parti’nin getirdiği paraların yatırıma, istihdama bir katkısı yok. Günü kurtarmaya yönelik kaynak girişleri sağlanıyor. Döviz kurları kontrol altında havası veriliyor. Bahsi geçen ülkeler, AK Parti’nin rantçı ekonomi sisteminin ayakta kalması için bu paraları gönderiyorlar. Batan ekonomiyi bir süre daha yüzdürmek için kaynak sağlıyorlar. Jeopolitik çıkarları için AK Parti’yi destekleyen bu ülkeler, ekonomi yönetimini de ellerine alıyorlar. Bahsettiğim beka meselesi işte tam olarak bu. TL’nin değerinden, TCMB’nin rezervlerine kadar söz sahipleri artık başka devletler oldu.”
MERKEZ DÖVİZ YAKMA FIRINI GİBİ, 250 MİLYAR DOLARI GEÇTİ
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Halk TV’de Halk Meydanı programında gündeme dair açıklamalarda bulundu. AK Parti iktidarı için “Merkez Bankası’nı döviz yakma fırını olarak kullanıyor” ifadelerini kullanan Babacan, döviz kurundaki riskli ve yüksek orana dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası üzerindeki yanlış uygulamalarını sert şekilde eleştirdi: “Ülkeyi yönetenler Merkez Bankası’nı döviz yakma fırını olarak kullanıyor. Arka kapıdan satılan döviz miktarı 250 milyar doları geçti. Gizli saklı yapıyorlar. Sadece bu yıl faize ve kur farkına ödenen parayla 1 milyon konut yapıp insanlara bedava dağıtmak mümkündü. Fakirden alıp zengine veren bir ekonomik uygulama var şu anda. Ekonomik model de demiyorum çünkü model falan değil bu, bir kişinin aklına geleni yaptığı uygulama. Daha önce böyle bir şey yaşanmadı Türkiye’de. Ülkenin Cumhurbaşkanı kapı kapı dolaşıyor 5 milyar, 10 milyar için. IMF geldi bizden borç para istedi. Biz bunu yaşadık Türkiye’de. Yunanistan kriz yaşadığında kredi teklif ettik. Nereden nereye...”
FITCH’DEN SEÇİM SONRASI 3 SENARYO
Uluslararası Kredi Derecelendirme Kuruluşu Fitch, 2023 seçimlerine yönelik hazırlFitch, 2023 seçimlerine yönelik hazırladığı raporunu yayınladı. Tahminlere göre üç senaryonun ikisinde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı oluyor. Kurumun ilk senaryosuna göre, Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzde 55 ihtimalle yeniden kazanacak, parlamentoda ise çoğunluğu kaybedecek. İlk senaryoda enflasyonun 2023 yılında yüzde 26,1’e, 2024 yılında 17,2’ye, 2025 yılında ise 16,1’e gerilemesi öngörülüyor. Dolar kurunun 2023 yılında 23,2 lira , 2024 yılında 24,6 lira, 2025 yılında ise 24,5 lira seviyesinde olacağı tahmin ediliyor. Para politikası faizinin ise 2023 yılında yüzde 15,5, 2024 yılında yüzde 21, 2025 yılında ise yüzde 17,5 olması bekleniyor. İkinci senaryoya göre Erdoğan, Cumhurbaşkanı olurken Cumhur İttifakı da Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) çoğunluğunu koruyor. Bu senaryonun “politik istikrar” anlamına gelse bile Türkiye ekonomisi için en “olumsuz” senaryo olacağını vurgulayan Fitch’e göre, böyle bir durumda seçimlerde hile olduğu şüphesiyle protestolar başlayacak ve ilk yıllar hükümete güvensizlikle geçecek.
Fitch, bu durumda enflasyonun 2023 yılında yüzde 32’ye, 2024 yılında 25,7’ye, 2025 yılında ise 22,4’e düşeceğini öngörüyor. Dolar kurunun ise, 2023 yılında 28 lira, 2024 yılında 39,9 lira, 2025 yılında 39,7 lirayı bulacağı tahmin ediliyor. Yine bu durumda para politikası faizinin de 2023 yılında yüzde 9,3, 2024 yılında yüzde 9,5, 2025 yılında ise yüzde 12 olarak belirlenmesi bekleniyor. Fitch’in üçüncü senaryosunda ise yüzde 22,5 olasılıkla muhalefet hem cumhurbaşkanlığını hem parlamento çoğunluğunu kazanıyor. Bu ihtimalde yeni hükümet geleneksel faiz politikalarına ve Merkez Bankası’nın bağımsızlığına odaklanacak. Bu senaryoda enflasyon 2023 yılında yüzde 23,1’e, 2024 yılında 12,2’ye, 2025 yılında ise tek hanelere inerek 9,3’e kadar düşecek. Dolar kuru 2023’te 24,2 lira, 2024’te 22,5 lira, 2025’te 18,2 lira seviyesinde olacak. Politika faizinin ise 2023’te yüzde 19,6, 2024’te yüzde 27,3, 2025’te yüzde 20 olması tahmin ediliyor.
KATAR’DA KARŞILIKLI MUTABAKAT SAĞLANDI PARA GELİYOR
Önceki gün Reuters, Katar’ın Türkiye’ye 10 milyar dolara ulaşabilecek yeni kaynak girişi sağlaması için görüşmelerde son aşamaya gelindiğini duyurdu. Kaynağın 3 milyar dolara kadarlık bölümünün bu yıl gelmesi bekleniyor. Reuters’a bilgi veren üst düzey bir yetkili konunun ‘liderler düzeyinde yapılan ziyarette ele alındığını’ söylerken bir başka yetkili ise yıl bitmeden 2-3 milyar dolar bölümünün eurobond şeklinde olabileceğini söyledi. Üç kişinin doğruladığı haber için Katar ve Hazine ve Maliye Bakanlığı bir yorum yapmadı. TCMB, geçmiş yıllarda Katar Merkez Bankası ile önce 5 sonra 15 milyar dolara genişletilen swap anlaşması imzalamıştı. Üst düzey yetkili “En az 8 milyar dolarlık bir tutar öngörülüyor. Toplam 8-10 milyar dolar arasında rakam değişebilir. Neticede 2-3 milyar doları yıl sonuna kadar, kalanı ise gelecek yıl olmak üzere kaynak temin edilecek. Burada toplam kaynağın içinde bazı kısımlar swap ya da eurobond olabilir. Birkaç yöntem üzerinde duruluyor. Karşılıklı mutabakat sağlandı. Liderler düzeyinde yapılan ziyaretlerde de bu konu ele alındı.”
ÖNCEDEN SWAP ANLAŞMASI DA VARDI
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır 2017 ortasından 2021 başına kadar Katar’la olan diplomatik, ticaret ve ulaştırma ilişkilerini kesmişti. Türkiye ile Katar bu dönemde ekonomik ilişkilerini artırmış TCMB Katar Merkez Bankası ile önce 5 sonra 15 milyar dolara genişletilen swap anlaşması imzalamıştı. Katar bu dönemde Borsa İstanbul ve Avrasya tünelinde de hisse almış, ülkeler liderler seviyesinde ekonomik ilişkilerin daha da artırılacağını söylemişlerdi.
SUUDİ ARABİSTAN DA MEVDUAT HESABI AÇTI
Suudi Arabistan da Türkiye’ye 5 milyar dolar mevduat yapılması için müzakerelerde nihai aşamasında olduklarını açıkladı. Suudi Arabistan’dan yapılan açıklamada “TCMB’ye 5 milyar ABD doları tutarında bir mevduat yatırmak için son görüşmeleri yapıyoruz” ifadelerini kullanılırken, Hazine ve Maliye Bakanlığı da görüşmelerin nihai aşamada olduğunu doğrulamıştı. Azerbaycan Devlet Petrol Fonu (Sofaz), TCMB’de 1 milyar euroluk mevduat hesabı açmıştı. Sofaz, söz konusu hesabın vadesini Ocak 2023’e kadar uzatmıştı. TCMB’nin Çin ile 6 milyar dolar, Katar ile 15 milyar dolar, Birleşik Arap Emirlikleri ile yaklaşık 5 milyar dolar ve Güney Kore ile 2 milyar dolar olmak üzere toplam 28 milyar dolar karşılığı swap anlaşması bulunuyor.
ROSATOM’DAN TÜRKİYE’YE YATIRIM İÇİN KAYNAK
Katar Merkez Bankası ile ilk anlaşma 17 Ağustos 2018’de imzalandı. Ardından bu anlaşma 26 Kasım 2019 ve 20 Mayıs 2020’de iki kez tadil edilerek 15 milyar dolar karşılığı TL ve Katar Riyali’ne yükseltildi. Güney Kore Merkez Bankası ile 12 Ağustos 202 yılında 2 milyar dolar karşılığı TL ve Kore Wonu’nu kapsayan bir anlaşma imzalandı. Çin Merkez Bankası ile 30 Mayıs 2019’da 6 milyar dolar karşılığı TL ve Çin Yuanı Swap anlaşmaları imzalandı. Rusya’nın ulusal nükleer enerji şirketi Rosatom, Türkiye’deki yatırımları için harcama üzere Türkiye’ye yaz aylarında yaklaşık 15 milyar dolarlık kaynak gönderdi. 2021’de de Reuters haber ajansına konuşan üç devlet yetkilisi Katar ve Çin’le halihazırda bulunan takas hattının (swap) genişletilmesinin yanı sıra Japonya ve İngiltere ile de yeni hatların kurulması için görüşmelerin sürdüğünü aktardı.
‘SATMIYOR AKSİNE DÖVİZ ALIYOR’
Merkez Bankası eski başekonomisti Prof. Dr. Hakan Kara “Merkez Bankası’nın ne kadar döviz sattığı çok ilgi çekiyor” diyerek “Son dönemde TCMB nette döviz satmıyor, aksine döviz alıyor” ifadesini kullandı. Bunu gerekçesiyle nasıl olduğunu anlattı. Kara Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şunları söyledi: “Merkez Bankası’nın ne kadar döviz sattığı çok ilgi çekiyor. Oysa TCMB aynı zamanda çeşitli kanallardan epey döviz aldığı için bir kısmını satması normal. Asıl önemli olan nette piyasaya ne kadar döviz sağladığı. Yani kuru yönetmek için yapılan net $/TL alım/satım işlemleri. Son dönemde TCMB nette döviz satmıyor, aksine döviz alıyor. Bu kadar yüksek cari açıkla, kayıtlı sermaye girişi ve ters dolarizasyon zayıfken hem kurun sabit tutulup hem de rezervin artırılabilmesi, kaynağı tespit edilemeyen girişlerin sürdüğüne işaret ediyor.